Obama kampanyasının temel taşları...
ABD ve dünyanın geri kalanı George Bush'tan şimdilik kurtulmuş oldu ama Bush ve arkadaşlarının yaptıkları nasıl ve ne zaman temizlenir veya gerçekten temizlenebilir mi, bekleyip göreceğiz.
Obama, ABD Başkanı seçilerek bir ilki gerçekleştirirken kampanya sırasında yaşanan "ilk"lerden de söz etmek gerekiyor. Örneğin Obama-Mc Cain yarışı ABD tarihinin en büyük bütçeli seçimi olma özelliği taşıyor. Anadolu Ajansı'nın derlediği verilere göre 2008 seçimleri, 2004 seçimlerinin iki, 2000 seçimlerinin üç katı bütçeyle gerçekleştirildi. Böylece 2004'te atılan oy başına 5,5 dolar, 2008'de oy başına 8 dolar harcandı ve 641 milyon doları Obama olmak üzere iki aday toplam 1 milyar 55 milyon dolarlık kampanya yürüttü.
Obama'nın başarısında hiç kuşkusuz yürüttüğü kampanyayı iyi planlanmasının ve çok çeşitli araçları kullanabilmesinin büyük payı oldu. Obama ekibi, iyi planlamanın ve araç çeşitliliğine sahip olmanın karşılığını hem topladıkları yüksek bağışlarla, hem de aldıkları oylarla gördüler. Daha önceki yazılarımızda da söz ettiğimiz politik kampanya gereklerini fazlasıyla yerine getiren Obama ve ekibinin başarısında beş çok önemli faktör rol oynadı.
Birincisi Obama ve ekibinin seçmen ihtiyacına çok iyi teşhis koyabilmeleriydi. Sokaktaki Amerikalı dünya güvenliği ve terörizm tehlikesiyle değil, artık yoksulluk, işsizlik ve gelecek kaygısıyla ilgileniyordu. Gelir dağılımını alabildiğine bozan, kapitalizmi en acımasız kurallarıyla uygulayan neocon politikacılar 10 yılda Amerikan halkında hem maddi, hem de manevi derin bir çöküntü yaratmıştı. Obama bu durumu son derece iyi kavradı ve stratejisini bunun üzerine kurdu.
İkinci olarak Obama ve ekibi belirlenen ihtiyaç üzerine seçmenlere açık ve net bir teklif sundu; değişim ve umut. Obama, mevcut düzende kaybetmiş insanlara,
- ki onlar ABD'de ve dünyada büyük çoğunluğu oluşturuyor- düzeni değiştirmeyi vaat ederken umudunu kaybeden insanlara "umut" vaat etti. Kampanya boyunca Amerika'nın sokaklarına, dağlarına taşlarına Obama eşittir "değişim", Obama eşittir "umut" yazıldı.
Üçüncü olarak Obama seçim kampanyası boyunca kendinden veya rakiplerinden değil, halktan söz etti. Yani kampanyasını "ben" değil "sen " üslubuyla yürüttü. Mc Cain'le çıktığı TV tartışmasının ardından; "Rakibim iki saat boyunca benden ve başkalarından söz etti. ama bir tek sizden söz etmedi" diyerek Mc Cain'le arasındaki üslup farkını açıkça ortaya koydu.
Dördüncü olarak Obama ve ekibi gençlerin ağırlıkta olduğu bir gönüllü ordusu oluşturmayı başardı. Bunu da büyük ölçüde ayırımcı ve dışlayıcı bir üslup yerine birleştirici ve bütünleştirici bir üslup benimsemesiyle başardı. Bu gönüllüler ordusu sayesinde Obama hem büyük bir maddi güce, hem de büyük bir ikna yeteneğine sahip oldu.
Beşinci olarak Obama gelmiş geçmiş belki de dünyadaki tüm politikacılar içinde interneti ve teknolojiyi en iyi kullanan kişi oldu. İnternet üzerinde hem kampanya örgütlendi, hem de yüksek miktarlarda bağışlar toplandı. Obama ekibi ve gönüllüleri fikirlerini, yaptıklarını, yapacaklarını Facebook, Twitter gibi sosyal ağ siteleri üzerinden geniş kitlelerle paylaştı, insanların fikirlerini aldı, sorularını yanıtladı ve politik katılım sağladı. Youtube üzerinde tüm kampanya videoları yayınlanırken internet üzerinden kampanya için online bağışlar toplandı.
Sonuç olarak Barack Obama; yalnız ABD'nin ilk siyah başkanı olarak değil, dünyanın en etkin seçim kampanyasını yürüten politikacısı olarak da tarihe geçmeyi hak etti.
Darısı Türkiye'de birilerinin başına...