Obama insanlığı kurtarabilecek mi?

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

 

Nobel Ödülü sahibi IPCC Başkanı Dr. Pachauri, "Obama'ya, dünyada çok sayıda insanı kurtarma fırsatına sahip olan tek kişi olduğunu söylemek isterdim. ABD harekete geçmedikçe, küresel ısınma ile mücadele yol alabileceğimizi sanmıyorum" diyor.
Geçtiğimiz hafta, Martin Wolf'un Financial Times'da yer alan "Dünya neden iklim kaosu yaşıyor?" makalesine gönderme yapmış ve bu kaosun nedenlerini gündeme getirmiştik.

9 Mayıs tarihi itibariyle atmosferdeki karbondioksit seviyesi, milyonda 400 parçacık ile, son 4.5 milyon yıldır gelmediği bir düzeye erişti. Karbondioksit düzeyinin bu noktaya ulaşması, küresel sıcaklıkların 2-2.4 derece artması anlamına geliyor.

Aslında karbondioksit etkisi bilimsel olarak açıklanabilecek bir konu. Örneğin, dünyanın Ay'a oranla daha yaşanabilir bir yer olmasını nedeni, atmosferdeki karbondioksit oranı ile ilgili. Fakat ne yazık ki, insanlar bu durumun ciddiyetini yeterince önemsemeyerek, hayat tarzlarında radikal değişiklikler yapmaya yönelmiyorlar.

Ekonomik krizle mücadele etmek için her türlü kemer sıkma politikaları gündeme gelirken; düşük karbon ekonomisine geçiş, birçok kişi tarafından 'mahrumiyet ekonomisi' olarak değerlendiriliyor.

Küresel ısınmanın, finans krizinden daha önemli olduğunu kabul ettirebilmek ise gerçekten zor görünüyor.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change; IPCC) Başkanı Dr. Rajendra K. Pachauri iklimle mücadele konusunda dünyada sesini en fazla duyuran isimlerden birisi.

Parhauri, kendisini küresel ısınma ile mücadeleye adayan Al Gore'un da yakın arkadaşı. Dr. Pachauri'ye göre, küresel ısınmanın sorumlusu insan ve mevcut yaşam şartları ile bu mücadelenin galibi olmamız pek mümkün görünmüyor.

Dr. Pachuari, Barack Obama'nın ABD Başkanlık koltuğuna daha yeni oturduğu dönemde, worldwatch.org'a; "Gelecekte Obama ile sohbet etme fırsatım olursa, ona, dünyada çok sayıda insanı kurtarma fırsatına sahip olan tek insan olduğunu söylerdim. ABD harekete geçmedikçe, küresel bir cevap alabileceğimizi sanmıyorum. Küresel ısınmanın etkilerinin çok ciddi ve olumsuz etkilerini yaşamaya başladık" demiş.

"En kötü senaryoyu bile yönetirim" özgüveni

Orta sınıfın hızla büyüdüğü Çin ve Hindistan, küresel ısınmaya en büyük "katkıyı" sağlayan ülkelerin başında geliyor. Küresel karbondioksit üretimi sıralamasında ise ABD başı çekmeye devam ediyor.

Dr. Pachauri, Enerji Ekonomisi Derneği tarafından düzenlenen "İklim Değişikliği: Enerji-Çevre" adlı semineri vermek için İstanbul'daydı. 2007 yılında Nobel Barış Ödülünü alan Dr. Pachauri, IPCC başkanlığının yanı sıra, Hindistan'nın en etkin araştırma ve siyaset örgütlerinden TERI'nin (The Energy and Resources Institute) Genel Müdürü.
Örneğin Hindistan'da, öngörülen sıcaklık artışının tarım alanlarını aşırı etkileyeceği ve ülkenin tahıl rekoltesinin yüzde 30 ila yüzde 40 oranında azalacağı tahmin ediliyor. Hindistan'ın bu felaket senaryosuna verdiği tepki ise kayıtsız kalmak. IPCC, 2050 yılına kadar Bangladeş deltasının sular altında kalacağı ve 35 milyon insanın mülteci ya da sığınmacı konumuna düşeceği konusunda uyarıyor. Bu konuda örnekleri çoğaltmak mümkün; ama etkili hareket söz konusu değil.
Belki de Martin Wolf'ün dediği gibi, insanoğlu kendine o kadar güveniyor ki, olası en kötü senaryoyu bile yönetebileceğini düşünüyor.

Yenilenebilir enerjinin Avrupa’daki geleceği belirsiz

Peki, bu konuda uzun zaman önce harekete geçen Avrupa Birliği'nde gelinen nokta ne? Dr. Pachauri'ye göre yenilenebilir enerjilerin Avrupa'daki geleceği belirsiz. Bunun başlıca nedeni, küresel krizle de birlikte, kamu teşviklerinin gerilemesi ve karbon ticaretinin kan kaybetmesi.

Düşünce kuruluşu Carbon Tracker da, geçtiğimiz günlerde bir rapor yayınlamıştı. Bu raporda öne çıkan noktaları hatırlatmak gerekirse;

· Raporda değerlendirilen 200 adet petrol, gaz ve kömür şirketi 2012 yılında yeni fosil enerji kaynaklarına ulaşım ve bunların işletimi için 674 milyar dolar yatırım gerçekleştirdi.

· Küresel ısınma ile mücadelede uyulması gereken 2 derece hedefine ulaşmak için 2050 yılına kadar C02 emisyonunun 500 milyar ila 1 trilyon ton arasında olması gerekiyor. Oysa mevcut rezervlerin kullanılması zaten 2.8 trilyon ton C02 emisyonuna neden olacak. Dolayısıyla bugün şirketlerin sahip oldukları petrol, gaz ve kömür rezervlerinin yüzde 60-80'ini kullanmamaları gerekiyor.

· 200 adet fosil enerji şirketinin piyasa değeri 4 trilyon dolara ulaşıyor. HSBC'ye göre düşük emisyon senaryoları kapsamında, bu şirketler yüzde 40-60 oranında değer kaybedebilecek. Düşük karbon ekonomisini hedef alan yeni iş modellerine yönelmek gerekiyor. Fosil yakıtlardan elde edilen gelirlerin, yeni fosil rezervlerin bulunmasına yönlendirilmesi artık sürdürülebilir bir model değil.

Hava durumu tahmini yapmıyoruz

Küresel ısınma konusunda farkındalık yükselmeye devam ediyor, ama hala birçok kişi, küresel ısınmanın ne anlama geldiğini tam olarak algılamadan, bir modadan bahsedermiş gibi konuşuyor.
Dr. Pachauri, "Hava durumu tahmini yapmıyoruz. Küresel ısınma gerçeğinden bahsediyoruz" diyor. Genel olarak konuşmak yerine, küresel ısınmanın bölgesel etkilerinin araştırılması gerektiğini söylüyor.  
Durum çok iç açıcı olmasa da, değişime inanıyor Dr. Pachauri. "Eskiden, zencilere ırkçılık uygulanırdı, bugün böyle bir ayrım yok; hemcinsler arasında evliliği serbest bırakan ülkelerin sayısı artıyor. Küresel ısınma konusunda da algılar değişecek" diyen Dr. Pachauri,  Gandhi'ye gönderme yapmadan da etmiyor: "Yanlış yönde gittiğiniz sürece, hızın bir anlamı yoktur".

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar