Obama dönemi başarılıydı

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS [email protected]

ABD’deki başkanlık seçimine beş gün kaldı. Medyaya sızan ses kayıtlarından sonra zor günler geçiren Trump’ın imdadına FBI yetişti. FBI, Clinton’la ilgili e-mail soruşturmasını yeniden açınca Trump umut tazeledi. Oy oranları şu aşamada yakın gözüküyor. Trump’ın genel tavrını agresif ve itici buluyorum. Ancak Başkan olursa uygulayacağı ekonomi politikaları hem Amerikan ekonomisine hem de dünya ekonomisine büyük destek verebilir.

Clinton’ın ve Trump’ın ekonomi projelerini ve bunların olası etkilerini değerlendirmeden önce, Obama dönemini genel olarak başarılı bulduğumu belirteyim. Obama 2008’de bir ekonomik enkaz devralarak göreve başladı. 2008 krizi bazı açılardan Amerika tarihinin en büyük kriziydi. 2009’da yüzde 10 olan işsizlik oranı, 2016’da yüzde 4.7’ye düştü. 2009’da her ay 800.000 Amerikalı işini kaybediyordu. Obama döneminde ABD ekonomisinde güçlü bir istihdam artışı yaşandı. Obama yönetiminin ilk döneminde hem ultra gevşek para politikası, hem de genişletici maliye politikası vardı. Sıfır faiz politikasının ve tahvil alım programlarının reel ekonomiye etkisi tartışılır. Tahvil alım programları, bilançosunda büyük hasar oluşan bankacılık sektörünü rahatlattı. Fakat düşünüldüğü gibi bankalar özel sektöre para akıtmadı. Kredi büyümesi düşük kaldı. Fark yaratan unsur bütçe açığının yüksek olmasıydı. Kriz sonrasında işsizlik sigortalarının süresi uzatıldı. Küçük ve orta boy işletmelere vergi indirimleri geldi. Maaş ve ücretlerden kesilen vergiler düştü. Kamu harcamalarındaki artışın ve vergi indirimlerinin reel ekonomi üzerindeki pozitif etkisi görüldü. İktisat bilimindeki, ‘‘Yüksek bütçe açığı büyümeyi zayıflatır ve faizlerin artmasına yol açar’’ görüşü o dönemde çokça tartışıldı. Bu görüşün, yani kamu sektörünün özel sektörü dışlamasıyla faizlerin artacağı fikrinin tartışmalı olduğunu düşünüyorum. Bırakın kriz sonrası dönemi, ABD’de 20 yıldır bütçe açığı var. Buna rağmen faizler sürekli düştü. ABD 10 yıllık ve 30 yıllık faizlerin, bu yaz tarihin en düşük seviyelerine indiğini hatırlatayım.

Obama döneminde yatırım araçları da iyi kazandırdı. Borsa endeksleri tarihi zirvelere yükseldi. Faizlerin de düşmesiyle, tahvil fiyatları yükseldi. Bir ülkede morali yükseltmenin iyi yollarından birisi borsa endekslerini yükseltmektir. Fed’in tahvil alım programlarının yarattığı olumlu algı piyasalardaki risk iştahını yüksek tuttu. Obama’nın popülaritesi, ‘‘Obamacare’’ olarak da bilinen sağlık sigortası reformundan sonra biraz sallandı. ABD’de sigortasız 40 milyon kişinin ekseriyeti Obama’nın reform paketi ile sigortalı oldu. Tabii bu reformun zamanlaması ekonomide sıkıntı yarattı. Bu tarz kapsamlı reformların acısı kısa vadede vergi mükelleflerinden çıkar. Nitekim küçük işletmelerin ve tüketicilerin ödediği vergiler bu reform nedeniyle arttı. Gevşek para politikası ve genişletici maliye politikası karışımının etkisi azaldı. ABD’nin büyüme performansı son yıllarda inişli çıkışlı bir grafik çiziyor. Amerikan ekonomisi kalıcı büyümeyi yakalayamıyor. Bunun nedeni de genişletici maliye politikasından vazgeçilmesidir.

Vergi oranlarını hızla indireceğini söyleyen Trump’ın planları bütçe açığını artırıcı niteliktedir. Bütçe açığının yüksek olması ekonomik büyümeyi destekler. Güçlü büyümeyle birlikte finansal varlıkların kazançları artar. Hillary Clinton, en son Bill Clinton döneminde görülen bütçe fazlasını tekrar yakalamanın hayalini kuruyor. Bütçe fazlası, kemerlerin sıkılması demektir. Düşük büyüme ortamında kemerleri sıkmanın sonuçları euro bölgesindeki krizde görüldü. Özetle; ekonomik büyüme ve finansal piyasalar açısından Trump daha iyi bir tercihtir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019