Nükleer enerji mi nükleer fünye mi?
'Türkiye İle Rusya Federasyonu Arasında Akkuyu'da Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşmayı Onaylayan Kanun Tasarısı' Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edildi (18 Temmuz 2010).
Anlaşma TBMM'de komisyon aşamasında irdelenmedi. Enerji Komisyonu atlandı, düşünebiliyor musunuz? Dışişleri Komisyonu'nda ise 'yalapşap' görüşüldü. Komisyon üyesi milletvekillerine bir günlük inceleme süresi verildi. Zaten yeterli zamanı bulsalardı da durum değişmeyecekti; iktidar kararlıydı.
Geriye, anlaşmanın imzalandığı mayıs ayından bu tarafa ilgili meslek kuruluşlarının, sivil derneklerin, uzmanların eleştirileri, uyarıları kaldı. Ancak, bunlar ne medyada gereğince yer alabildi ne de karar vericiler üzerinde etkili olabildi.
Anlaşmadaki fünyeler!
Meslek kuruluşlarının 'uzman' eleştirileri TBMM'nin onayladığı anlaşmanın kimi maddelerine gömülü 'fünyeler' bulunduğunu ortaya koyuyor.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası'na (EMO) göre durum şöyle:
Nükleer santralin sahibi yüzde 100 hisseyle Rusya. Hisselerinin yüzde 49'una kadar olan bölümünü istediğine satmakta özgür. Rusya projede başarısız olursa halefini de kendisi belirleyecek.
Anlaşmada, projenin başarısızlığı veya santrallerin devreye alınmasında gecikme halinde Rusya için herhangi bir yükümlülük öngörülmüyor. Karşılıklı sorumluluklar daha sonra yapılacak elektrik satış anlaşmasına bırakılıyor. Buna karşılık, Rusya, satış anlaşmasında belirlenen miktardan daha fazla üretim yaparsa, Türkiye bu elektriği de almak zorunda.
Türkiye, görünüşte nükleer santralin tüm finansmanını üstlenen Rusya'ya, anlaşma uyarınca inşaata yatırdığı sermaye, kredi faizleri, lisans ve geliştirme bedellerini 15 yılın sonunda geri ödeyecek.
Enerjisi zaten pahalı olan Türkiye nükleer elektriği de pahalı kullanacak. Alım garantili 15 yılda nükleer elektriğin fiyatı KDV dahil 14.57 sent/kWh olacak. Bugünkü dolar kuru üzerinden 23 kuruşu aşan bu fiyat kademeli tarifede yaklaşık 29 kuruşa kadar çıkabilecek.
Milletvekilleri de uyarıldı ama…
Bir de milletvekilleri için uzmanlarca hazırlanan bilgi notundaki 'fünyeler' var. Bakın vekiller nasıl uyarılmış:
Anlaşma hazırlanırken Türk uzmanların görüşleri alınmadı. Enerji Bakanlığı, EÜAŞ, TETAŞ, TAEK, EİGM gibi kuruluşların uzmanları, anlaşmanın bazı maddeleri ve öngörülen modelden kaygılılar. En önemli husus Akkuyu sahasının kontrolünün Rusya kamu sektörüne bırakılması. Dünyada böyle bir model yok.
Akkuyu sahası için en ekonomik fiyat alternatifinin ve en uygun teknolojinin seçilip seçilmediği belli değil. Anlaşmaya konulan rakamların ne kadar gerçekçi olduğunu Enerji Bakanlığı bile bilmiyor.
Akkuyu sahası Rus kamu kuruluşuna terk ediliyor. Bu, sahanın Türk devletinin elinden çıkıp Rus devletinin eline geçmesi anlamını taşıyor. Rusya stratejik hedeflerini bu saha üzerinden uygulamaya çalışabilir.
Türkiye'nin nükleer altyapı programı bulunmadığı için nükleer teknolojide önem taşıyan fakat Türkiye'de henüz bulunmayan altyapı ayakları projenin kilitlenmesine yol açabilecek ve Rusya ile anlaşmazlıklar yaşanabilecek. Doğalgaz bağımlılığımız dikkate alınırsa Rusya bu gibi hallerde hep bir adım önde olacak.
Vekillere sunulan 'bilgi notunda' diğer uyarılarla birlikte bu anlaşmanın iptal edilmesi ve modelin Türkiye'nin lehine olacak şekilde 'yeniden değiştirilmesi' de önerildi. Ne ki, hiçbir uyarı dikkate alınmadı!