Nüfusumuz azaldı, işgücü istatistiklerinde seri bozuldu

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

 

Nüfusumuzu tüm Türkiye'yi eve hapseden çağdışı sayımlarla belirledik yıllar boyunca. Aslında gerçek anlamda belirlediğimiz de hep tartışmalıydı ya. En belirgin falso, 1985 yılı sayımında ortaya çıktı. O dönemde ANAP hükümetinin getirdiği, "belediyelere bütçeden nüfusları ölçüsünde yardım yapılması kararı" neredeyse tüm yerel yönetimlerin kafasında şimşek çakmasını sağlamış ve bu karar istismar edilmişti. Her yerel yönetim adeta bir tek kendilerinin düşündüğünü sandığı "formülü" uygulamaya koymuş ve nüfusunu fazla gösterme telaşı içine girmişti. Öyle ki, on bir kişi yazılabilen bir anket formuna, bazı yörelerde isim bulmaktan bıkan anketörler, o dönemin gözde televizyon dizisi Dallas'ın karakterlerinin isimleri yazmaya kadar götürmüştü işi. Hatta, bazı ilçelerde çok genç kaymakam ve eşine dokuz çocuk yazanlar bile olmuştu. 1985 sayımı, bu haberlerden sonra yeniden ele alındı, nüfus ilk sayıma göre 700 bin kadar düşürülerek revize edildi.

Ama sorun sonraki sayımlarda da sürdü. Hem yöntem çok çağdışıydı, hem her seferinde gerçek nüfusun belirlendiği konusunda kaygılar vardı. Nihayet uzun süren çalışmalardan sonra adrese dayalı nüfus kayıt sistemine (ADNKS) geçildi. Ve bu sistem bize gösterdi ki, nüfusumuzu sayımlarla hep yüksek belirlemişiz; mükerrer yazımların da, nüfusu yüksek gösterme amaçlı yazımların da önüne geçememişiz.

Eski yöntemle gerçekleştirilen sayım ve buna bağlı projeksiyona göre, 2007 yılının ekim ayında Türkiye nüfusu 73 milyon 792 bin kişiydi. ADNKS'ye göre ise aynı tarihteki nüfus 69 milyon 121 bin kişi olarak belirlendi. Yani, iki veriye sahip olduğumuz son tarih olan ekim 2007 için fark tam 4 milyon 671 bin kişi. Yıl ortalaması olarak ise 2006 verilerini karşılaştırabiliyoruz ve fark 4 milyon 473 bin kişi düzeyinde.

İşsizlikte seri bozuldu

Nüfusun 5 milyona yakın azalması, on beş ve üstü yaş grubundaki nüfusta da doğal olarak bir azalmaya yol açtı. Örneğin 2006 yılı için işgücüne katılma oranı yüzde 48 ve bu oran, eski sayıma göre 51 milyon 668 bin kişilik on beş ve üstü yaş grubuna uygulandığında işgücü 24.6 milyon kişi, istihdam 22 milyon kişi, işsiz 2.5 milyon kişi olarak bulunuyordu.

Yüzde 48'lik işgücüne katılma oranı, 2006 için ADNKS'ye göre bulunan yeni nüfusa uygulanınca tablo tümüyle değişti. ADNKS'ye göre on beş ve üstü yaş grubu 48.5 milyon kişiye inmişti ve buna göre işgücü 23.2 milyon kişiye, istihdam 21 milyon kişiye, işsiz sayısı da 2.3 milyon kişiye geriledi.

Bir başka ifadeyle, işgücüne ilişkin verileri yıllık bazda iki bölümde izlemek gerekiyor. Eski nüfus verilerine dayalı ilk bölüm ancak 2007 yılının ekim ayına kadar geliyor. ADNKS'ye dayalı olarak oluşturulan yeni seri ise 2006 yılından başlıyor.

İşgücü, istihdam ve işsiz sayılarının bir seride izlenmesi, nüfustaki değişiklik yüzünden mümkün olmaktan çıktı. ADNKS'ye göre geriye doğru bir seri oluşması, TÜİK'in geçmiş yıl verilerini revize etmesiyle mümkün olabilecek.

Sektörlere göre istihdam

Hangi sektörde ne kadar istihdam artışı ya da azalışı olduğunu da sözünü ettiğimiz iki dönem olarak ele almak gerekiyor. 2002-2006 döneminde toplam istihdam 977 bin kişi arttı. Bu dönemde tarımdaki istihdam yaklaşık 1.4 milyon kişi azalırken, sanayide 453 bin, inşaatta 309 bin, hizmetlerde ise 1.6 milyon kişilik istihdam yaratıldı.

Yeni seriye göre 2007 yılında ise tarımdaki istihdam daralmaya devam etti. Tarımda çalışanların sayısı geçen yılın tümünde 112 bin kişi azaldı. Sanayideki istihdam 50 bin, inşaattaki 35 bin, hizmetlerdeki ise 262 bin kişilik artış gösterdi. 

Nüfus ve İşgücü Durumu (Bin Kişi)

 Kurumsal      İşgücüne

 Olmayan 15 +    İşsizlik Katılma

 Sivil Nüfus Nüfus İşgücü İstihdam İşsiz Oranı (%) Oranı(%)

2002 68.393 48.041 23.818 21.354 2.464 10,3 49,6

2003 69.479 48.912 23.640 21.147 2.493 10,5 48,3

2004 70.556 49.906 24.289 21.791 2.498 10,3 48,7

2005 71.611 50.826 24.565 22.046 2.520 10,3 48,3

2006 72.606 51.668 24.776 22.330 2.446 9,9 48,0

2006 Ekim 72.879 51.922 25.148 22.805 2.344 9,3 48,4

2007 Ekim 73.792 52.796 25.208 22.750 2.458 9.7 47.7

              

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine Göre       

2006 68.133 48.485 23.250 20.954 2.295 9,9 48,0

2007 68.897 49.215 23.523 21.189 2.333 9.9 47.8

2007 Nisan 68.733 49.054 23.512 21.216 2.296 9,8 47,9

2008 Nisan 69.500 49.819 23.943 21.650 2.293 9.6 48.1

              

İstihdamın Sektörel Dağılımı (Bin Kişi)  

 Tarım Sanayi İnşaat Hizmetler Toplam  

2002 7.458 3.954 958 8.984 21.354  

2003 7.165 3.846 965 9.171 21.147  

2004 7.400 3.987 1.030 9.374 21.791  

2005 6.493 4.284 1.173 10.096 22.046  

2006 6.088 4.407 1.267 10.569 22.331  

2006 Ekim 6.109 4.586 1.420 10.689 22.804  

2007 Ekim 5.884 4.603 1.419 10.844 22.750  

          

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine Göre      

2006 5.713 4.135 1.189 9.918 20.955  

2007 5.601 4.185 1.224 10.180 21.190  

2007 Nisan 5.665 4.135 1.166 10.249 21.215  

2008 Nisan 5.726 4.262 1.236 10.427 21.651  

Özden Abi!

Önceki cumartesi özel bir ziyaret için Ankara'dan Kayseri'ye giderken radyoda haberleri dinliyorum: "Gazeteci Özden Alpdağ vefat etti." Arabada yalnızım ve duygularımı paylaşacak kimse yok, kalakalıyorum. Kimi meslektaşlarımızın hitap şekliyle "Papaz"ı kaybetmişiz. Pamuk gibi bembeyaz ve uzun sayılabilecek saçları yüzünden mi bu şekilde anılırdı anımsamıyorum doğrusu. Uygun bir yerde durup Nazan Abla'yı arıyorum, ama ulaşamıyorum.

Özden Abi, genellikle çok şen, kahkahalar patlatan, espri üstüne espri yapan biri olarak tanınırdı. Ancak onun, yeri geldiğinde ne kadar ciddi bir insan olduğunu ve bulunduğu ortama ağırlığını koyduğunu da herkes bilirdi.

Bulgaristan'ın sosyalist rejimden çıktığı yılların hemen ertesinde bir otobüs dolusu gazeteci olarak Balkan ülkelerini dolaşıyoruz. Sofya'da Bulgar gazetecilerle bir aradayız. Türkiye-Bulgaristan ilişkileri çok gergin. Bir süre sonra, Türk ve Bulgar gazeteciler birbirlerine girecek hale geliyorlar. Duruma el koymak gerekiyor ve bunu tabii ki Özden Alpdağ yapıyor. Özden Abi'nin konuşması cümle cümle tercüme ediliyor; Bulgar gazeteciler de can kulağıyla dinliyorlar. Özden Abi konuşmasında, politikacıların düştüğü hataya gazeteciler olarak bizlerin düşmemesi gerektiğini, hatta bizlerin politikacılardan daha ileri görüşlü davranıp iki ülke yurttaşlarının kardeşliğini sağlayacak adımlar atmak, bunun için çaba göstermek durumunda olduğumuzu vurgulayan bir konuşma yapıyor. Konuşma bittiğinde salonda bir alkış tufanı kopuyor. Bir süre öncesinin buz gibi havası dağılmış, herkesin yüzü gülüyor, gerginlikten eser yok.

Özden Abi dönüyor bizlere, "Konuşmayı kim banda kaydetti" diye soruyor. Kimseden ses çıkmıyor, hiç kimsenin aklına gelmemiş konuşmayı banda almak. Seyahatteki tüm gazeteciler olarak okkalı bir küfür yiyoruz Özden Abi'den. Hiçbir zaman gocunmadığımız gibi, o an da bir gocunma söz konusu değil. "Ulan" diyor Papaz; "Bu konuşma banda alınmaz mıydı"...

Nur içinde yat Özden Abi!

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar