Not artışı sorun da yaratabilir
Fitch kredi değerlilik derecemizi yatırım yapılabilir düzeye yükseltti. Türkiye ekonomisi için önemli ve olumlu bir gelişme bu. Not artırımının ekonomide yaratacağı etkiler ilk adımda olumlu sonuçlar verecektir.
Dikkat ederseniz not yükseltilmesinin olası etkilerini konuşurken ihtiyatlı bir dil kullanıyorum. İlk etkilerin altını çiziyorum. Bunu bilerek yapıyorum. İlk etkilerin pozitif olacağı konusunda fazla bir kuşku yok. Sonrasında ise bazı olumsuz baskılar oluşması olasılığı var. Not yükseltilmesi bazı sorunları çözerken yeni bazı sorunlar yaratma potansiyeli de taşıyor Bu tür olasılıklar nedeniyle değerlendirmelerde biraz ihtiyatlı olmak gerekiyor diye düşünüyorum.
* * *
Yatırım yapılabilir ülke konumuna yükselten not yükselmeleri bir dizi olumlu etki yaratır. Bunların ilki hemen ortaya çıkan moral etkisidir. Morallerin yükselmesi ülkeyi ve koşulları olumlu algılamayı, genel görünüme ve gidişata daha olumlu bakmayı sağlar. İkinci etki hemen bunun arkasından gelecek olan beklenti etkisidir. Not yükselmesi beklentileri olumlu yöne çevirir.
Moral ve beklenti etkilerinin bileşkesinin ekonomiye kaynak girişini arttırıcı etki yaratması beklenir. Kredi notunun yatırım yapılabilir düzeye yükseltilmesinin temel katkısının ilave bir kaynak girişi etkisi olduğu düşünülür. Bu bir olasılıktır kuşkusuz ama gerçekleşmesi halinde ekonomiye olumlu bir katkı sağlayacağı açıktır.
Son olarak görece örtük bir etkiye daha işaret edilebilir. Not artırımının ve sermaye girişinin hızlanmasının iktisat politikaları kurgusu ve uygulaması üzerinde bir disiplin etkisi yaratacağı söylenebilir. Başka bir deyişle kredi notu yatırım yapılabilir işareti veren düzeye yükseltilince ekonomi yönetimi uluslar arası taahhütlerin altına girmiş sayılır. Bu taahhütler atılan adımlarda daha disiplinli olmayı gerektirir diye düşünüyorum.
* * *
Not yükselmesinin yaratacağı bu etkiler biz de yaşanacak kuşkusuz. Dikkat ederseniz toplumun ve siyasetçilerin morali üzerindeki muhtemel etki not yükseltilmesinin hemen arkasından adeta gözle görülüp, elle tutulacak hale geldi. Uzun ve umutsuz bir bekleyişin ardından gelen bu gelişme neredeyse uluslar arası bir zafer kazanılmış gibi algılandı ve takdim edildi. Moral düzelmesinin peşinden beklenti etkisi de oluştu. Önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri daha olumlu renkler taşımaya başladı.
Olumlu beklentilerin odaklandığı nokta dış kaynak girişindeki hızlanma olasılığı tabii. Dünyada kredi notu yatırım yapılabilir düzeyde olan ülke sayısı görece sınırlı. Yatırım yapılabilir notu taşıyan ülke kümesi adeta ayrıcalıklı bir kulüp. Uluslararası sermaye akışında öncelik bu kulüp üyelerine veriliyor. Şimdi Türkiye de bu kulübe üye oluyor. Türkiye'nin uluslar arası sermaye açısından zaten tercih edilen bir ülke olduğu biliniyor. Kulüp üyeliği ile birlikte riski görece düşük ülke konumuna kayıp, uluslar arası sermaye için daha da iyice cazip bir alan haline geliyor Türkiye. Sermaye girişinin hızlanacağı beklentisi buradan kaynaklanıyor.
Türkiye kaynak (tasarruf) açığı olan bir ülke. Bu zafiyet büyümemizi sınırlıyor. Hızlı büyümemiz ancak sermaye girişinin hızlanmasıyla ile mümkün olabiliyor. Dolayısıyla sermaye girişinin artacak olmasından yakınacak halimiz yok.
Ama, sermaye girişi her koşulda baş tacı edilecek, özlemle yolu beklenecek bir olay da değil. Sermaye girişinin büyümeyi besleyen olumlu bir katkısı var ama büyüme sürecini istikrarsızlaştırmak giderek ciddi krizlere kapı açmak gibi olumsu olasılıklar da taşıyor.
Not artışı sonucunda sermaye girişinin yoğunlaşması ve bunun büyümeyi hızlandırması görece kısa sürede ortaya çıkan bir etkileşim zinciri. Sürecin olumlu halkası bu. Ancak aynı süreç ulusal para, ulusal fiyatlar, uluslar arası ticaret, cari denge gibi değişkenler üzerinde de bazı olumsuz yansımalar yaratıyor. Bunlar daha yavaş hatta belki daha sinsice gelişen dolayısıyla daha uzun dönemde ortaya çıkan sonuçlar. Büyümenin hızlanmasıyla yayılan rehavet havası çoğu kez bu gelişmelere zamanında müdahale edilmesini engelliyor. Kıyamet de bu nedenle kopuyor zaten.
Not artışının bizi getirebileceği böyle bir sonuç da var. Bu sonu şimdiden kestirip önlem almak gerekiyor. Yoksa üstün moralle "yaşasın" diye dolaşırken "yandım Allah" konumuna geliveririz.