Not artışı iyi ama, uçmaya da gerek yok!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

 

 

Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu bir basamak artırarak yatırım yapılabilir düzeye çıkarması elbette önemli; ama bu pek de sürpriz olmadı. Tam tersine, Fitch'ten bir not artırımı gelmese bu çok sürpriz olacak, hatta hayal kırıklığı yaratacaktı. Çünkü tüm kesimler bir not artışı geleceği beklentisi içindeydi. Neyse ki beklenti karşılandı da büyük bir hüsran yaşanmadı.
Not artışının sürpriz olmadığını belirttik. Sürpriz değildi, çünkü Türkiye'nin başlıca göstergeleri zaten bu düzeyde bir notun hak edildiğini gösteriyordu. Hele hele bizimle aynı not düzeyindeki ülkelerin ekonomik göstergelerine bakıldığında Türkiye'ye büyük haksızlık yapılmakta olduğu tartışma götürmez biçimde ortadaydı. Dolayısıyla Fitch'in kararı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun ifadesiyle malumun ilanı oldu.

Ancak, notun artmasıyla bugünden yarına öyle çok önemli değişiklikler olmayacağı gerçeğini göz ardı edip uçmaya başlamanın da alemi yok.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bile, aslında taraf olması gerekirken çok temkinli davranıp benzer not artırımı sonrasında diğer ülkelere ne kadar fon geldiğinden yola çıkıyor ve Türkiye'ye bir-iki yıl içinde 32 milyar dolar civarında bir fonun gelebileceğini söylüyor. Neden 30 ya da 35 değil, diye sorulabilir; Bakan Şimşek, bu durumlarda GSYH'nin yüzde 4'ü kadar bir fon girişi olduğundan hareketle ve Türkiye'nin GSYH'si de 800 milyar dolar civarında olduğu için bu rakamı veriyor.
Bir yanda Maliye Bakanı bir iki yılda 32 milyar dolar civarında bir fon girişi olabileceğini söylüyor; bir yanda serbest uçuşa geçen bazı işadamları 100 milyar dolarlık fon girişinden söz ediyor, edebiliyor. Ne denir ki, uçmak serbest!

Henüz üç kuruluştan biri 
Tam anlamıyla yatırım yapılabilir ülke sayılmak için üç rating kuruluşunun ikisinin notunun gerektiği ortada. Oysa diğer iki kuruluşun öyle kısa vadede Türkiye'nin notunu artırmak gibi bir hazırlıkları ve niyetleri olduğuna ilişkin herhangi bir işaret yok. Dolayısıyla Fitch'in bu kararı olumlu olmakla birlikte yeterli değil. Ama karşı cephede yer alan üç rating kuruluşundan birini bir anlamda yanımıza çekip durumu 3-0'dan 2-1'e getirmek de az şey sayılmamalı.

Artı ve eksiler
Bir rating şirketinin not artırmasıyla ülkeye para girişi artar; bu beklenen ve doğal bir sonuç. Peki gelecek bu para doğrudan yatırım için mi, yoksa portföy yatırımı için mi?
Doğrudan yatırım yapacak sermaye öylesine detaylı bakar ki duruma, rating şirketinin notunun çoğu kez hiç önemi yoktur bile. Hem zaten son not artırımında söz konusu olan "yatırım yapılabilir" nitelemesi de portföy yatırımı için.
Şimdi Türkiye'ye yüklü miktarda döviz girişi beklenmeli; nitekim Maliye Bakanı Şimşek bir iki yıllık bir dönem için 32 milyar dolayında bir rakam beklentisinden söz ediyor. Şimşek, bu dövizin yarısının portföy yatırımı, yarısının doğrudan yatırım için geleceğini söylüyor.
Portföy yatırımı olarak Fitch'in not artırımı yokken de yüklü miktarda döviz geliyordu zaten. Bizde bu faiz olduktan sonra gelmeye de devam eder...
Ama, şimdi daha çok döviz geleceği, kamu kağıtları daha çok talep göreceği için faizlerin gerileyecek olması büyük bir avantaj. Nitekim bu etki daha ilk günden görüldü.
Ama ya doğrudan yatırımlar? Not artırımından dolayı doğrudan yatırımlarda patlama mı olacak, böyle bir yoğunluk mu yaşanacak? Yukarıda da belirttik, not artırımının doğrudan yatırımlara etkide bulunması çok ama çok zor. Keşke olsa...
Doğrudan yatırımları da ikiye ayırmak gerek; mevcut tesislerin el değiştirmesi yoluyla yapılan doğrudan yatırımlar, bir de gerçek anlamda yatırımlar. Son yıllardaki doğrudan yatırımlar ağırlıklı olarak mevcut varlıkların satılmasıyla gerçekleşmiş durumda. Dolayısıyla ne yeni üretim söz konusu oldu, ne yeni istihdam yaratıldı (hatta bazı durumlarda istihdam azaldı), ne de yeni vergi geliri doğdu.

Her ilacın yan etkisi gibi, not artışının da yan etkisi olabilir; hem ihracatçılar ilk günden buna dikkat çekmeye başladılar. Fazla döviz, kurlar üzerinde baskı yapar ve TL değer kazanırsa ne olacağı açık. Biz yine açılmaya başlayan dış ticaret makası ve büyüme eğilimi içine giren cari açıkla yüz yüze geliriz. Not artışı, bu yönüyle ilk günden bazı kesimlerde tedirginlik yaratmadı değil. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da, ithalatın artabileceği uyarısında bulunma gereği duydu zaten.
Not artışı kuşkusuz bir dizi artıyı beraberinde getiriyor. Ama eksiler de ortaya çıkabilir. Bakalım yönetim, eksileri bertaraf etme becerisi gösterebilecek mi; izleyip göreceğiz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar