Not artırımı sonrası piyasalar ve Merkez'in gelecek dönem politikas

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Banu ERİŞ/ Finansinvest

Moody's'in geçen hafta açıkladığı not artırımı ile Türkiye, Fitch'den sonra ikinci bir kredi değerlendirme kuruluşu tarafından "yatırım yapılabilir ülke" statüsü kazanmış oldu. Bu durum şüphesiz ki sermaye yatırımlarının artması ve borçlanma maliyetlerinin düşmesi adına çok olumlu bir gelişme. Piyasaların tepkisi ise beklentimize paralel olarak ilk etapta olumlu olmakla birlikte kar satışlarını da beraberinde getirdi. Borsa tarafında yurtdışına korelasyon artarken, TL faizlerde yükseliş ve TL'de değer kaybı gözlemledik.
Uzun süredir beklenti yaratan bir konunun gerçekleşmesine bağlı olarak piyasada kısa vadede kar realizasyonu ve dengelenme eğiliminin devam etmesini bekleyebiliriz. Ancak "yatırım yapılabilir" statüsüne sahip bir ülke konumuna gelinmesi nedeniyle olası geri çekilmenin TL varlıklarda yabancı yatırımcılar tarafından orta vadeli pozisyon açmak için fırsat olarak değerlendirileceğini tahmin ediyoruz.
TL faizlerde de not artırımı sonrası kar satışları görülüyor. Ayrıca ABD Merkez Bankası'nın tahvil alım programını yılın sonuna doğru azaltabileceğine dair beklentiler ABD faizlerini yükseltirken, TL faizler üzerinde de baskı yaratıyor. Not artırımı sonrası tepkiler ve yurtdışı piyasaların etkisinin yanı sıra Merkez Bankası'nın gelecek dönemde uygulayacağı para politikasına dair beklentiler de TL faizler üzerinde belirleyici oluyor. Geçen hafta yapılan ve faiz oranlarının 50'şer baz puan indirildiği toplantı sonrasında yayımlanan karar metninin önceki ile paralel olması Merkez'in Haziran ayındaki PPK toplantısında da benzer bir adım atacağına işaret etmişti. Açıklamalarda, faiz indirimi sürecinde sona gelindiğine dair herhangi bir ibare bulunmuyordu. Faiz indirimi ve not artırımı sonrasında TL döviz sepeti karşısında değer kaybetmeye başladı ve reel efektif döviz kuru endeksinin Mayıs ayında 120 seviyesinin altına gerilemesi ihtimali güçlendi.
18 Haziran'daki toplantıya kadar TL'nin seyri ve büyümeye dair açıklanacak veriler yakından takip edilecektir. TL'nin zayıflamaya devam etmesi halinde faiz indirimlerine ara verilmesi gündeme gelebilir, ancak büyümeye dair göstergelerde henüz zayıflık devam ettiği için Merkez'in TL'deki değer kaybını "geçici" olarak yorumlayarak faiz indirimine devam kararı da alabileceğini düşünüyoruz. Buna bağlı olarak TL faizlerin kısa vadede bir miktar yükseliş baskısı altında kaldığını, ancak PPK toplantısı yaklaştıkça yeniden gevşeme trendine girdiğini görebiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017