Normalleşme
Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım
Cuma günü açıklanan ve beklenenden oldukça iyi gelen ABD tarım dışı istihdam rakamları Amerikan ekonomisinin toparlanma yolunda olduğuna dair önemli işaretlerden bir olarak değerlendirilebilir.
Bazı zamanlar ekonomik verilerin nasıl geldiği kadar, piyasaların buna nasıl bir reaksiyon gösterdiği, içinde bulunulan konjonktürün anlaşılması açısından ilginç ipuçları verebiliyor. Geçen ay ABD borsalarının tarım dışı işsizlik verilerinin beklenenden yüksek gelmesine rağmen olumlu tepki vermesi ve geçen cuma günü piyasada gördüklerimiz buna örnek olabilir.
Son zamanlarda nadir görülen aynı anda yükselen hisse senetleri ve ABD Doları ilişkisi cuma günü kendini tekrar gösterdi ki bu aslında bizce piyasaların da ekonomiler gibi normalleşme sürecinde olduğuna dair bir işaret olarak algılanabilinir.
ABD tarım dışı istihdam verisi ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz artırmayı düşünmeye daha erken başlamak zorunda kalabileceği şeklindeki beklentileri güçlendirdi. Bunun yanında faiz artırımını konuşmanın çok erken olduğunu düşünüyoruz.
Bu noktada, FED'in 4 Kasım tarihli FOMC toplantısında, politika faizlerinin düşük seviyelerini uzunca bir süre koruması gerektiği şeklindeki ifadeyi tekrarladığını fakat aralarında kaynak kullanım oranının düşük kalması gibi bazı ekonomik koşullara bağladığını hatırlatmak istiyoruz.
Bu bağlamda, piyasalarda küresel reflasyon çabaları beraberinde risk iştahının tekrar artması şeklinde çizdiğimiz konjonktürde henüz önemli bir değişiklik olduğuna dair önemli bir ipucu olmadığını düşünüyoruz.
Yurtiçinde ise geçen haftanın en önemli gelişmesi kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in, Türkiye'nin uzun vadeli döviz cinsi kredi notunu iki kademe artırarak "BB+"ya yükseltmesi idi. Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu iki kademe artırma kararını biz olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.
Ayrıca geçen hafta kasım ayı enflasyon verileri de önemli idi. Buna göre TÜFE yüzde 1,27 aylık artışla, piyasanın yüzde 1'lik tahmininin üzerinde fakat bizim yüzde 1,4 olan tahminimize yakın geldi. Geçen senenin düşük bazının etkisi ile yıllık enflasyon önceki aya göre 0,4 puan artarak yüzde 5,5 oldu. ÜFE ise aylık yüzde 1,29'luk artış, beklenen yüzde 0,64'lük artışın üzerinde geldi
TÜFE'nin piyasa beklentilerini aşmasında ana etkenler gıda ve giyim fiyatları olduğunu eklemek gerekiyor. Zira gıda fiyatları aylık yüzde 2,2 ile geçen senenin üzerinde bir artış gösterdi. Diğer çoğu alt grupta, zayıf iç talebin fiyatlar üzerindeki aşağı yönlü baskısının devam ettiği görülüyor.
Toplam TÜFE'deki yıllık artış ile birlikte, çekirdek fiyat göstergelerinin altısında yükseliş varken, Merkez Bankası'nın en fazla önem verdiği çekirdek fiyat göstergesindeki (I), (gıda, alkollü içecekler, tütün, altın hariç) ise yıllık artış önceki aya göre 0,2 puanlık düşüş göstererek yüzde 3,9 olarak gerçekleşti.
Kasım enflasyon verilerinden sonra da Merkez Bankası'nın aralık ayında 25 baz puanlık faiz indirimi yapması beklentimizi koruyoruz.
Bu hafta yurtiçinde sanayi üretimi, GSYH ve kapasite kullanımı gibi ekonomik büyümeye ilişkin veriler ön planda olacak. 10 Aralık Perşembe günü ise Hazine 2010 yılı borçlanma programını açıklayacak. Merkez Bankası'nın da 2010 yılı Para ve Kur Politikaları Genel Çerçevesi'ni aynı gün yayınlaması bekleniyor.
Bu hafta yurtdışı gündemi ise nispeten daha sakin. ABD'de perakende satışlar ve Tüketici Güven Endeksi (her ikisi de cuma) piyasa açısından en önemli veriler gibi görünüyor.