Normal gelen anormallikler 4
Günlük koşuşturma içinde pek çok kişi ve davranışla karşılaşıyoruz. Bir kısmı bizi etkiliyor, fark ediyoruz ve bu davranışın neden yapıldığını düşünüyoruz. Çoğunluğunu ise fark etmiyoruz. Çünkü artık kanıksamışız. Normal geliyor.
Bir kısmı sizi olumsuz yönde etkiliyor ve etrafınıza söz etmek istiyorsunuz.
Aslında bu "normal gelen anormallikler"'den söz etmek bir anlamı ile öz eleştiri. Diğer bir anlatımla bu bizim toplum ve bireyler olarak yapmamız gereken eylem.
Bu yazı dizisinde, kendinizi bulacaksınız. Ve şimdiye kadar fark etmeden yaşadığınız, çevrenizdeki birçok davranışı ve kendi davranışlarınızı fark edeceksiniz.
Bu dizinin önceki yazıları 06.06.2017, 18.07.2017 ve 22.08.2017 tarihlerinde yayımlandı. Bu dördüncü grup.
Cep telefonu elinde dolaşan insanlar
İyi ki cep telefonları çıktı. Genç yaşlı, herkesin elinde bir tane. Cebimizde veya çantamızda taşımıyoruz. Devamlı elimizde. Sanki hepimiz iş adamıyız. Anormal bir görüntü. Etrafına bakmadan devamlı telefonu ile oynayan, konuşan bir sürü insan. Ancak bu anormal görüntü o kadar çok yaygınlaştı ki, normal gelmeye başladı.
Çocuk gelinler
Ne yazık ki toplumumuzun bir kısmı hâlâ feodal yapıyı kabullenmiş olarak yaşıyor. Bu feodal yapı çerçevesinde baba son söz sahibi. Buna bir de kız çocuklarını yok kabul etmeyi de eklediğimiz zaman ortaya henüz bebek ile oynama çağındaki çocuklara gelinlik giydiriyoruz. Korkunç bir durum. Ebeveyinlerinin desteği ve isteği ile 13 – 14 yaşında evlendirilen binlerce çocuktan söz ediyoruz. Bu bir gerçek. Ve bu gerçeği yetkili yetkisiz herkes biliyor. Okutulmayan, çocuk yaşta çocuk sahibi olmaya zorlanan minik kız çocukları. Toplumumuz hiçbir şey yapmıyor. Sanki kör sağır olmuşuz. Bu anormal eylemi normal kabul ediyoruz. 21. Yüzyılda Avrupa Birliğine girme çabası içinde olan bir ülkeye, insan onuruna, insanlığa yakışmayan normal gelen anormallik. Adeta bir cinayet.
Gelin hep beraber haykıralım: ÇOCUK GELİNLER OLMASIN.
Erkek doğurmadı diye karısını boşayan, döven erkekler
Erkek çocuk meraklısıyız. Karımız erkek çocuk doğurmadı diye onu dövüyoruz, boşuyoruz. Yetkili yetkisiz bütün vatandaşlar buna aldırmıyoruz. Sebep feodal yapımız ve eğitimsizlik. Çare bütün insanların eğitimli olmasından geçiyor.
Kaçak elektrik kullanan insanlar
Basından okuduğumuz ve yetkililerin açıkladığı kadarı ile, kaçak elektrik kullananların varlığı bir gerçek.
Kaçak elektrik kullanmasalar, kendileri bu yolsuzluğu yapanlara kızacaklar.
Onlar hırsızlık yapıyorlar. Biliniyorlar. Önlem alınmıyor. Bu usulsüzlüğün yok edilmesi için etkili önlem alınmıyor.
Elektriğin maliyeti yükseliyor. Ve satıcı bu maliyetini önleyebilme gayesi ile, parasını düzgün ödeyenlere yükleniyor. O haklı, maliyetini ticari kaideler çerçevesinde, satacağı elektrik bedeli ile çıkarmak zorunda.
Bu hırsızlığın önlenmesi, yok olması, sözün kısası bu normal gelen anormalliğin yok olması gerek.
Kayınpederinin arkasında hazırolda bekleyen gelinler
Feodal yapımızın bir göstergesi. Artık büyük şehirlerde görünmüyor diyemezsiniz. Feodal yapımız her yerde. Ve unutmayınız ki, varoşlar Anadolu'nun birer parçası. Hepimiz için büyüklerimize saygı göstermek kaçınılmaz, ancak bunun bir sınırı olmalı. Saygı muhakkak hazır olda bekleyerek gösterilmez. Böyle bir görüntü zorlama olur. Ancak feodal yapımızı terk ettiğimiz zaman bu tip adetlerimizde azalacaktır.
Evet, ne yazık ki yok olacaktır diyemiyorum.
Korsan kitaplar
Kitap yazmak kolay bir iş değil. Emek istiyor. Uğraş gerekiyor. Yazar, senelerce edindiği tecrübe ve birikimini, araştırmalar sonunda elde ettiği bilgileri kitap sayfalarına döküyor.
Bu kadar uğraştan sonra ortaya çıkan kitap, fotokopi ile çoğaltılarak satışa sunuluyor. Parayı, emek veren değil, çalan kazanıyor.
Ve biz sade vatandaşlar, sokaklarda, tezgahlarda satılan bu korsan kitapları satın alıyoruz. Yani hırsıza destek veriyoruz. Sağladığımız kâr, küçük bir tutar. Yani sözün kısası küçük hesaplılık.
Yapılacak iş, korsan kitabı almamak, korsan kitaba karşı mücadele etmek ve bunları ilgili yerlere bildirmek.
Sporcularda doping çıkması
Spor, Türk Dil Kurumu sözlüğünde "Bedeni ve zihni geliştirmek amacıyla kişisel ve toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü." Olarak açıklanmaktadır.
Spor insanın kendisinin bedeni ve zihni olarak çabası ile yaptığı ve başarısının sadece ve sadece kendi gayretine ait olan bir eylemdir.
Sporda sahtekarlık olmaz.
Yani başarıya ulaşmak, şahsi bir eylem sonucunda oluşur.
Başarıya bazı yasa dışı ek zorlamalarla ulaşılması, sizin başarınız sebebiyle başarısız olan kimselerin bu başarısızlıklarının sebebi olursunuz.
Bu normal bir durum değildir.
Atatürk'e layık bir sporcu olmak için onun "Ben Sporcunun Zeki, Çevik ve Ahlaklısını Severim" sözünü rehber almalıyız.