Nobel ödüllü ekonomist Prof. Joseph Stiglitz: Kayıpların sosyalleştiği,

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, "Amerika'nın zengine yönelik sosyalizmi" başlıklı yazısında Obama yönetimini eleştiriyor. Obama yönetiminin siyasi baskıya ve büyük bankaların felaket telalığına yenik düştüğünü söyleyen Stiglitz, "kayıpların sosyalleştiği, kârların özelleştiği bu yeni yapay kapitalizm çökmeye mahkum" diyor.

Columbia Üniversitesi Profesörü Joseph E. Stiglitz, dünyanın en önemli iktisatçıları arasında gösteriliyor. 2001 yılında Nobel Ekonomi Ödülü'nü alan Stiglitz, aynı zamanda Dünya Bankası eski baş ekonomistlerinden. Bill Clinton döneminde ABD Ekonomi Danışmanları Konseyi Başkanlığı yapan Stiglitz, IMF, Dünya Bankası ve ABD'nin politikalarına yönelik eleştirileriyle ön plana çıkıyor. IMF programlarının yanlış olduğunu savunan Stiglitz'e göre, makroekonomik istikrarsızlığın temel nedeni, kısa vadeli spekülatif sermaye hareketleri. Stiglitz, sadece enflasyonu düşürmeye odaklanmış merkez bankası politikalarını da sert biçimde eleştiriyor. Şu sıralar BM Genel Kurulu tarafından uluslararası para ve finans sistemine yönelik reformlar yapması için oluşturulan Uzmanlar Komisyonu'na başkanlık yapan Stiglitz, "Amerika'nın zengine yönelik sosyalizmi" başlıklı yazısında, bu kez Obama yönetimini eleştiriyor.

Obama yönetiminin siyasi baskıya ve büyük bankaların felaket telalığına yenik düştüğünü söyleyen Stiglitz, "Bunun sonucunda ABD yönetimi, bankacıları ve hissedarları kurtarmak ile bankaları kurtarmayı karıştırdı" diyor. Ekonomiye yönelik kurtarma paketlerinin bazılarının adlandığı gibi 'Amerikan sosyalizmi' olmadığını söyleyen Stiglitz, bu politikaları "uzun süreli kurumsal refahın yaygınlaşması" olarak tanımlıyor. Stiglitz'e göre "kayıpların sosyalleştiği, kârların özelleştiği bu yeni yapay kapitalizm çökmeye mahkum."

Bankalar eski sistemde mutluydu

"Ekonomik toparlanmaya yönelik filizlerden bahsedildiği bir dönemde, ABD bankaları kendilerini düzenlemek isteyen çabaları geri itiyor. Siyasiler krizin tekrarlamasını önlemek için düzenleyici reformlarda kararlı olduklarından bahsederken, bankalar eskiden olduğu gibi yollarına devam edebilmek için geriye kalan güçlü yanlarını zorluyorlar" diyen Stiglitz, eski sistemin hissedarlar için olmasa da, bankalar için oldukça iyi bir şekilde işlediğini söylerken, "Dolayısıyla neden değişmek istesinler?" sorusunu yöneltiyor.

Stiglitz bu sorunun cevabını ise şöyle açıklıyor: "Uzun bir zaman önce ABD bankalarının 'batmak için çok büyük oldukları' gibi, 'yönetilmek için de çok büyük oldukları' anlaşıldı. Birçoğunun sönük bir performansa sahip olmasının nedenlerinden biri de bu. Battıkları zaman, hükümet finansal bir yeniden yapılandırma gerçekleştiriyor, mevduat garantisi veriyor ve onların geleceğinden pay sahibi oluyor. Yetkililer, az ya da hiç değeri olmayan zombi bankalara dönüşene kadar bekliyorlar, fakat güvenilir kurum muamelesi görürlerse, 'yeniden canlanma kumarını' kazanmış oluyorlar. Eğer büyük bahislere girip, kazanırlarsa, masadaki hasılatla gidiyorlar; eğer kaybederlerse, hükümet hesabı karşılıyor."

Stiglitz, bunun bir teori olmadığını, 1980'lerdeki tasarruflar ve krediler krizi sürecinden alınan bir ders olduğunu da hatırlatıyor ve şu örneği veriyor: "ATM makinesi 'yetersiz bakiye' dediğinde, hükümet bunu, senin değil de, bankanın parası bitti şeklinde algılamak istemiyor ve kasa boşalmadan önce müdahale ediyor. Finansal yeniden yapılanmada, hissedarlar yok oluyor, bono sahipleri ise yeni hissedarlar konumuna geliyor. Bazen hükümet ek fonlar sağlayabiliyor veya yeni bir yatırımcı batmış bankayı satın almakta istekli olabiliyor."

İşte bu noktada Obama yönetimine eleştiri geliyor Stiglitz'ten. Nobel ödüllü ekonomist, Obama yönetiminin yeni bir kavram ileri sürdüğünü ifade ediyor. Bu kavram şöyle: "Finansal olarak yeniden yapılandırmak için çok büyük".

Obama, bankacıları kurtarmak ile bankaları kurtarmak kavramlarını karıştırdı

Stiglitz'e göre, ABD yönetimi, "bu büyük bankaların her zamanki kuralları ile oynamayı denersek, kesinlikle kaybederiz. Piyasalar panikler. Dolayısıyla sadece bono sahiplerine değil, hatta hisse değerleri neredeyse yok olan hissedarlara bile dokunamayız" şeklinde düşünüyor.

Stiglitz ise bu yorumun yanlış olduğunu savunuyor ve bu görüşünün nedenlerini şöyle sıralıyor: "Obama yönetiminin siyasi baskıya ve büyük bankaların felaket telalığına yenik düştüğünü düşünüyorum. Bunun sonucunda ABD yönetimi bankacıları ve hissedarları kurtarmak ile bankaları kurtarmayı karıştırdı. Yeniden yapılanma bankalara yeni bir başlangıç şansı verir: Yeni potansiyel yatırımcılar daha fazla güven duyarlar,  diğer bankalar bu kişilere kredi vermekte daha istekli olurlar. Bono sahipleri de düzenli bir yapılanmadan kazançlı çıkarlar ve eğer hisselerin değeri gerçekten piyasadan daha yüksekse, para kazanırlar. Fakat Obama stratejisinin mevcut ve gelecekteki maliyetinin çok yüksek olduğu açık. Bununla birlikte bankaların yeniden kredi vermeye başlaması hedefine de henüz ulaşılmış değil. Vergi mükellefleri milyarlarca para ödemek zorunda kaldılar ve gelecekte de ödemeye devam edecekler. Piyasa ekonomisinin kurallarını -hem de küresel ekonominin yaşadığı acılara neden olanların faydalandığı şekilde- yeniden yazmak, sadece çok masraflı değil, daha da kötüsü. Amerikalılar'ın büyük bir bölümü bunun kabaca haksız olduğunu düşünüyor, özellikle de bankaların topladıkları milyarları primlere ve temettülere dağıttıkları gördükten sonra. Sosyal sözleşmeyi yırtmak bu kadar kolay olmamalı."

Bu sosyalizm değil, kurumsal refahın yaygınlaşması

Stiglitz, kayıpların sosyalleştiği, kârların özelleştiği bu yeni yapay kapitalizmin çökmeye mahkum olduğuna inanıyor. "Teşvikler çarpıtıldı. Piyasa disiplini yok. Yeniden yapılandırılmak için çok büyük olan bankalar, ceza almaksızın kumar oynayabileceklerini ve FED'in sıfıra yakın faizle kredi vereceğini biliyorlar" diyen Stiglitz, bazılarının bu yeni ekonomik rejime 'Amerikan özelliklerine sahip sosyalizm' adını verdiklerini, fakat bunun da yanlış bir yorum olduğunu söylüyor. "Sosyalizm sıradan insanlarla ilgilenir. ABD ise evlerini kaybeden milyonlarca Amerikalı'ya çok az yardım etti" diyen ünlü ekonomist, şu yorumlarda bulunuyor: "İşlerini kaybeden işçiler sadece 39 hafta boyunca sınırlı işsizlik haklarından yararlanabiliyorlar ve sonrasında kendi başlarına bırakılıyorlar. İşlerini kaybettiklerinde, aynı zamanda sağlık sigortalarını da kaybediyorlar. Amerika kurumsal güvenlik ağını, ticari bankalardan yatırım bankalarına, sigortadan otomotive kadar benzeri olmayan bir şekilde genişletti. Aslında bu sosyalizm değil, uzun süreli kurumsal refahın yaygınlaşması. Zengin ve güçlü olan hükümetten ne zaman isterse yardım alırken, ihtiyacı olan vatandaşlar sınırlı bir sosyal güvenlikten faydalanıyorlar."

Bankalar siyasi olarak güçlüler

Peki çıkış yolu nerede? Stiglitz'e göre ABD'nin 'batmak için çok büyük' olan bankalardan kurtulması gerekiyor. "Bu devlerin diğerleri üzerinde yarattıkları maliyetle ölçülebilecek kadar toplumsal yarar sağladıklarına dair bir kanıt yok. Eğer onları yok etmezsek, yaptıklarını çok ciddi bir şekilde engellemek zorundayız" diyen Stiglitz, bu bankaların geçmişte yaptıklarını yapmaya, yani diğerleri üzerinden kumar oynamaya devam edemeyeceklerini ifade ediyor ve son olarak bir soruna daha dikkat çekiyor: "Bu bankalar siyasi olarak çok güçlüler. Önce düzenlemelerin kalkması, sonra da toparlanmanın vergi mükellefleri tarafından üstlenilmesi için yaptıkları lobi çabaları başarılı oldu. Umutları, yol açacakları riskler pahasına, istediklerini yapmakta bir kez daha özgür olmaları. Bunun olmasına izin veremeyiz."

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar