Niye bize sormadılar ki?
Yurtdışından bir müşteriye teklif verilmiş.
Aradan epey zaman geçtikten sonra, işletme içinde yapılan bir toplantıda bu teklif söz konusu edilince, dış ticaretten sorumlu tutulan kişi, yurtdışındaki firmayı arayıp teklifin sonucunu sormuş. Aldığı cevap, “Biz yine Türkiye’den ancak başka bir üreticiden alım yaptık” olmuş. Dış ticaret sorumlusu kişi de “Sizce bir sakıncası yoksa alış fiyatınızı söyleyebilir misiniz” dediğinde muhatabı “Sizin fiyatınızdan, aşağı yukarı yüzde onbeş kadar aşağıda bir fiyata aldık” demiş.
Bu bilgiyi aktardığı zaman da patrondan hiddetli bir yorum gelmiş “Niye bize sormadılar ki biz de oralara inebilirdik.” O zaman da sorumlu arkadaş doğal olarak patrona, “Biz niye o kadar yüksek fiyat verdik o zaman” sorusunu yöneltince, “Zaten bir iş beceremediniz, bir de soru soruyorsunuz” diye azar işitmiş.
İki tarafın da hakkı var
Seminerin kahve arası sohbetinde, biraz mahcup biraz da üzgün olarak bu olayı anlatan arkadaşımız “Hocam bu işte benim kusurum var mı, veya eksik olduğum şey varsa bir yorum yapar mısınız” diye sormuştu.
İşin aslına bakarsanız, her iki tarafın da kendince haklı oldukları taraflar vardı. Dış ticaret sorumlusu kişinin eksik yaptığı iş, verilen teklifi sıkı bir şekilde izlememek. Ancak bu eleştiriye karşı savunması da işletmede yabancı dil bilen bir tek kendisinin olması nedeniyle, dış ticaretten sorumlu olarak atanmış olmasına karşın, asıl başka iş için istihdam edilmiş olması. Dış ticaret işlerinden anlamadığı için de hata yapma olasılığının olduğu.
İşi takip etmek için...
Bu söylenen nedenleri konu dışında tutmak mümkün değil. Ancak bu arkadaşımızın penceresinden baktığında yorumumuz “İşi takip etmek için dış ticaret bilgisi gerekmez, işe sahip olmak gerekir” olacaktır.
Patron açısından bakarsak da “Fiyatı neden en başta, en uygun seviyede vereyim” düşüncesini görüyoruz. Müşteri ile pazarlık süreci yaşama olasılığı olan durumlarda bu düşüncenin oldukça geçerli olduğunu yadsıyamayız. Ancak, birçok tedarikçiden fiyat alıp karar verme sürecinde olan alıcılara bu şekilde yaklaşımın da işi kaybettirme olasılığı taşıdığı da bu olayda açıkça görülüyor.
Bu sıkıntı yaratan durumun bir daha yaşanmaması için önerilerimiz neler olabilir?
İşletmede başka bir iş yapmak için istihdam edilmiş kişinin, yabancı dil bilmesi nedeniyle sorumluluk verildiği “Dış Ticaret” konularında eğitim alarak, bilgi dağarcığı oluşturması sağlanmalıdır ki arkadaşımız seminere bu nedenle gelmişti.
Patronun yapması gereken de teklif verilen işin niteliklerini detaylı olarak inceleyip, teklifin pazarlığa açık olup olmadığını anlamalı ve işi, dış ticaret acemisi arkadaşın ellerine bırakmamasıdır.
Ülkemiz KOBİ’lerinin bir çoğunda görülebilen buna benzer olayların yaşanmaması için, komik adamın söylediğinı tekrar edeceğiz “Eğitim şart.”