Nezaket ve kültür sahibi olmak

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

 

 

Geçen hafta içerisinde birkaç arkadaş birlikte yemek yiyerek sohbeti de ısıtmaya karar vermiştik. Yemek için biraz erken bir saatte, hemen iş çıkışını takiben bir yerlerde buluşup önce sohbeti koyulaştırıp sonra da yemeğe başladık.
 
Aynı yerde yemeğe gelen kişiler arasında, yabancı misafirlerini ağırlayan bazı iş insanları da vardı. Konuşmalarından anlayabildiğimiz kadarıyla, lokantadaki gruplarda farklı birkaç ülkeden de iş insanları vardı. Birbirlerine olan davranışları kadar, kişisel davranış biçimlerinin farklı olması aramızda yorum yapmamıza neden olmuştu. Aslında tüm bu gözlem ve yorumları başlatan, kendisine gelen telefona cevap veren kişinin, telefonla konuşma tarzı olmuştu. Gelen telefona verilen cevabın tarzı, telefonla konuşma şekli, konuşma sesinin yüksekliği gibi bazı şeyler nerdeyse herkesin dikkatini çekmiş olsa gerek ki çevrede oturanların neredeyse hepsi dönüp bu kişiye baktılar. Hemen bu olaydan kısa bir süre sonra, yanımızdaki masada oturan bir bey, kendisine gelen telefonu açıp çok kısa bir konuşma yaptıktan sonra, bunun tam aksi bir şekilde davranarak, masasında oturanlardan özür dileyip masasından kalktı ve konuşmasını dışarıda yapmayı tercih etti. Aralarında ne fark vardı derseniz, ikisinin de iş insanı olmalarına karşın, birlikte oldukları kişilere ve içerisinde bulundukları ortama gösterdikleri saygı farkları kıyas kabul etmez seviyedeydi diyebiliriz. Bilvesile burada, telefonlarından ayrılmayı imkansız bulanların, toplantı, seminer, konser v.b. etkinliklerde çalan zillerini ve hatta kimselere aldırmayıp konuşmalarını da saygıyla hatırlıyoruz.
 
O akşamın en komik, aslına bakarsanız en traji komik olayı da konuşurken elindeki çatal veya bıçağı bırakmak zahmetine katlanmayan bir kişinin, heyecanlı bir konuşma yaptığı sırada, masaya servis yapan garsonu az kalsın çatalla yaralayacak bir hareket yapmasıydı. Zavallı garson, kendisini kurtarmak için geriye sıçradığı anda, neredeyse bizim masaya düşüyordu. Çevremizde oturanların arasında, önündeki yemeği sadece çatal bıçakla yiyenler olduğu gibi, yemeğini çatalına almakta yardım için öbür elinin parmaklarını kullananlar da vardı. 
 
Bunlar bizimle aynı mekânda fakat farklı masalarda oturan, farklı milletlere ait kişilerde gördüklerimiz. Kendi aramızda konuşurken de nezaket ve kültür sahibi olma ile, kişilerin eğitilmişlik seviyesi arasında önemli bir ilişki olup olmadığını da tartıştık. Zira, uygun olmayan davranışlarıyla en çok dikkat çeken kişilerin kökenleri farklı görünüyordu. Bu da bizde bu davranışların, daha çok aile ve toplum tarafından verilen, kişinin yetişmesi ve toplumla kaynaşması sırasında alınan eğitime bağlı olduğu fikrini çağrıştırdı.
 
Bazı davranışlar toplumun yönlendirmesi ile de şekilleniyor. Cep telefonu ile yüksek sesle ve pervasızca yapılan görüşmelerin kaynağı, kişilerin birbirlerini görerek geliştirdikleri birşey galiba. Uçak yere inerken, daha tekerlekler yere değmeden telefonunu açanların hangi acil durumu yaşadıklarını hep merak etmişimdir. Bu durumda kulak verdiğim konuşmaların ezici bir çoğunluğu da " Ben geldim..." diye başlayıp, aciliyetle hiç mi hiç ilgisi olmayan sözlerle dolu oluyor. Batıda gittikçe artan bir eğilimle, iyi lokantalarda yapılan telefon görüşmelerinin, diğer misafirleri rahatsız etmemesi için, kişiler uyarılıyor.
 
Sözün özünde kıssadan hisse yani hikâyeden ders çıkartacak olursak, ihracatçılar olarak içerisinde bulunduğumuz ortamı dikkatle gözlemlemeli ve o çevrenin ve toplumun davranış biçimlerini algılamaya çalışmalı ve onlara göre davranmalıyız ki onlara uyum sağlayarak işlerimizi daha kolay yürütebilelim. Her milletin farklı kültürleri vardır amma birçok da ortak nokta bulabiliriz. Bunların en önde geleni " Lütfen " ve " Teşekkür Ederim " ifadeleri olup, bu sözlerin dünyanın her yerinde önümüzü açacağı kuşkusuzdur.
 
Nezaket şüphesiz en çok kapıyı açtıran davranıştır. Üstelik bizlerin iyi hatırlanmamızı ve eşit durumlarda tercih edilebilmemizi sağlayabilir. 
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019