Neyin mümkün olduğunu görerek mümkün olan iyi şeyleri yapalım!

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Sayın Süleyman Demirel’in bir sözüdür diye biliyorum: “Bazen, neyin mümkün olduğunu gösterebilmek için, önce nelerin mümkün olmadığını göstermek gerekir.” Geçtiğimiz hafta böyle bir tecrübe yaşadık. Piyasalarla inatlaşmanın mümkün olmadığını gördükten sonra, Merkez Bankamız faiz oranlarını sıçrattı. Paramızın değerindeki düşüş yavaşladı. Şayet bu tedbir alınmasaydı neler olurdu, konunun uzmanları, Türk lirasının değer kaybının daha yüksek olmasının bekleneceğini dile getirdiler.

Yaşadığımız tecrübe bize neyin mümkün olup olmadığı konusunda daha genel bir hususu daha öğretti. Görevi fiyat istikrarını sağlamak olan Merkez Bankası’nın, bu görevini siyasi iktidara tamamen tabi bir kurum olarak yapmasının mümkün olmadığını,  işlevini ancak siyasi iktidardan özerk olarak ifa etmesinin mümkün olabileceğini gördük.

Siz, Sayın Başbakanımızın ”Ben faize karşıyım ama ne yapayım Merkez Bankası bağımsız,” dediğine bakmayın, gerçekten köklü bir itirazı olsaydı çok daha sert eser, gürlerdi. Sanıyorum kendisi Merkez Bankası’nın bağımsız olmasının bir sıkıntı kaynağı olmaktan ziyade bir zorunluluk olduğunu idrak etti ama hem his olarak kabullenmekte zorlanıyor hem de yanıldığını itiraf etmeyi istemiyor.

Neyin mümkün olmadığını görüp, mümküne doğru yol almamıza ihtiyaç duyulan bir diğer konu, belki de en önemlisi, hukuk devletinin yerleşik kılınmasıdır.

Uzun zamandır, hukuk devletine bağlılığın aksi yönünde bir gelişme çizgisi izliyorduk.

Bu konuda herkesin şu veya bu şekilde kusuru olduğu ileri sürülebilir.  Ancak, her geçen gün daha iyi görülüyor ki, hukuk devleti anlayışını devlet mekanizmasına egemen kılmadan ve siyasi iktidarların bu ilkeyi gözetmelerini temin etmeden, ne içerde istikrar ne de yurtdışında itibar sağlamamız mümkün olacak. AB ve Atlantik Camiasında saygınlığımız zayıflayacak, bağlarımız da eski gücünü yitirecek.

Konu üzerinde düşündükçe, başka örnekler de akla geliyor.  Örneğin polisin bol miktarda biber gazı kullanarak, plastik mermiler atarak, TOMA'lardan su sıkarak gösterileri durdurmasının ve böylece bir daha gösteri yapılmamasını sağlamasının mümkün olmadığı sıkça ve muhtelif vesilelerle ortaya çıkıyor.

Kalabalıkların yumuşak yöntemlerle denetlenerek gösteri yapmalarının mümkün olduğu anlamamız için önce maalesef hala biber gazlı, TOMAlı zorbalıklara şahit olmamız gerekiyor.

Neyin mümkün olmadığını görerek, mümkün olan iyi şeyleri yapabilsek hiç de fena olmazdı!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019