Nesnelerin internetine yolculuk
Bilimkurgu filmlerinde görüp yadırgadığınız şeyleri yavaş yavaş çevrenizde görmeye başlamak farkındalıkların yok olmasına sebep oluyor. Evdeki telefondan, arabadaki ekrandan veya kol saati üzerinden video görüşme yapabilmek ne tuhafımıza giderdi. Şimdi bunların hepsi mümkün, hatta daha fazlası neden yok diye hayıflanıyoruz.
Mesela pizza siparişlerini internet üzerinden verebiliyorsunuz ama neden halen o pizzayı doğrudan evimize download edemiyoruz ki?
Merak etmeyin, şimdilik gıda ürünlerini download edemeyeceksiniz ama belki de birkaç yıl içerisinde birçok plastik malzemeden üretilmiş aksesuarı internet üzerinden download edip evinizdeki üç boyutlu yazıcıdan baskı alabileceksiniz.
Bilimkurgu filmlerinde hemen hemen her nesne konuşur ve bir ana merkez ile haberleşir. Blade Runner’daki Baykuş’u, ya da Azınlık raporu filmindeki mısır gevreği kutularını. Her an iletişim halinde olan, karşısındaki tanıyan ve bir görevi olan nesneler...
İşte bu çağa doğru hızla adım atıyoruz. Artık günlük yaşantınızdaki nesnelerin bir kısmının aynı zamanda bir yerler ile haberleştiğine şahit olacaksınız. Buzdolabınız muhtemelen enerji tüketim istatistiklerini sürekli fabrikası ile paylaşacak ve yaşadığınız konum için daha ideal buzdolapları üretimine katkıda bulunacaksınız. Otomobiliniz arızalandığında yardım servisini kendisi arayacak. Çocuğunuzun ayakkabısı, çantası ya da favori kalemi her zaman nerede olduğunu sizi bildirecek.
Şu anda güvenlik ve yönetilebilirlik üzerine ciddi tartışmalar olsa bile nesnelerin interneti hızlı bir şekilde hayatımıza girmeye hazırlanıyor. Daha fazla verinin uçuştuğu bu yeni dünya şimdiden hayırlı olsun.
Su altının cazibesi
Cep telefonlarının birincil fonksiyonu artık fotoğraf makinası olarak kullanılmaları oldu desek abartmış olmayız. Tüm üreticiler yeni telefonları fotoğraf ve video çekme yetenekleri ile anlatmaya başlıyor. Sony Xperia Z1’in lansmanında da durum değişmemişti. Ancak Z serisi ile gelen su altı kullanım özelliği hep dikkatimi çekmişti. Nihayet Z1 ile bunu bizzat deneme fırsatı buldum. Öncelikle etrafınızdakilerin şaşkın bakışları arasında ekranı açık bir cep telefonu ile suya girmek ilginç oluyor. Biraz tereddüt yaşamadım değil. Su altı fotoğraf ve video çekmek eğlenceli bir aktivite. Sony Xperia Z1’nin kamerası hem fotoğraf hem de video için sorunsuz çalıştı. En büyük sorun ise ekran ıslak parmak ile çalışmamakta direniyor. Haliyle suda iken ayarları değiştirmek, video moduna geçmek veya çektiğiniz fotoğrafları kontrol etmek pek mümkün değil. Su altında telefonu kullanabilmek ilginç bir deneyim ve zamanla birçok tüketici bu talebi dile getirecektir. Ancak fuarlarda gördüğüm kadarıyla nano kaplama ile tüm telefonlara bu özelliği kazandırmak da mümkün.