Nerede o eski Dolce Vitalar

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

4 Aralık Pazar günü İtalya’da siyasi sistemin revize edilmesine yönelik tasarının referanduma gitmesi söz konusu olacak. Başbakan Renzi’nin, ki Hayır çıkması durumunda istifa edeceğini söyledi ardından etmeyeceğini açıkladı ancak etmek zorunda kalabilir, gündeme getirdiği değişiklikleri en önemlilerini özetlersek: senatör sayısını 315’ten 100’e çekilmesi, hükümetleri düşürme yetkilerinin kaldırılması ve daha bölgesel şekilde tanımlanması. Yani merkezi hükümetin 20 bölge üzerinde etkinliği artacak, böylece İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan istikrarsız/dönem tamamlayamayan hükümetler silsilesi sona erecek. Ancak hem bu tip bir adımın Mussolini tarzı bir tek adama yol verebileceği yönünde itirazlar hem de konunun konseptinden çıkartılarak AB ve Renzi referandumuna dönüşmesi korkusu söz konusu. Şayet İtalyan ekonomisi makul bir büyüme oranı yakalamış ve Avrupa Birliği üyeliğinin faydaları sokaktaki insana yansımış olsa konu sadece kendi içeriği ile değerlendirilebilirdi. Ancak Euro bölgesinde artık her konu Avrupa Birliği taraftarları ile karşıt grup arasında bir tartışma olarak eviriliyor. Renzi’nin “Evet” cevabını alamaması durumunda muhalefet istifasını isteyecektir. Etmesi durumunda Cumhurbaşkanının tavrı yani istifayı kabul edip etmeyeceği önemli olacak. Ederse cari partilerden birisine yetki mi verecek yoksa Italya’yı bir erken secim mi bekliyor göreceğiz. Muhalefette bulunan ve yavaş yavaş büyük şehirlerin belediyelerini ele geçiren 5 Yıldız Hareketi koalisyona yanaşmayan bir parti. Ancak tek başına iktidara gelebilecek oy tabanına da sahip değil. Bir diğer dezavantajı da parti lideri ve kurucusu Beppe Grillo ölümlü bir trafik kazasından sorumlu olduğu için devlet görevi yapamaz durumda. Yani sistem içinde karizmatik bir lidere sahip değil ancak halk nezdinde kuvvetleniyor. Kaba bir bakışla borcun gayrisafi milli hasılaya oranının 130% seviyelerinde bulunduğu ve bankacılık sisteminin kökünden sarsıldığı düşünülürse Euro şüpheci cephenin neden taban kazandığı kolayca anlaşılabilir. 2000 yılı öncesi dönemde pek çok sorununu Liret ’i devalue ederek aşan İtalya Euro kullanmaya başladığı günden bu yana büyüyemedi. Aslını isterseniz daha önce pek çok kez Almanya hariç pek çok ülkenin Euro projesinden yeterince faydalanamadığını işledim. İtalyan referandumu Avrupa siyasetinin ısınmaya başladığı ilk gelişme olacak. Hollanda, Fransa ve son baharda yapılacak olan Almanya seçimleri (27 Ağustos-22 Ekim tarihleri arasında yapılması gerek) gündemin çok daha ısınmasına neden olacak. Gerek Hollanda gerekse Fransa’da secim sistemi aşırı uçları en azından 2. turda oyun dışında bırakacak şekilde dizayn edilmiş olabilir. Ama bu AB projesini sorgulayan kitlelerin giderek büyüdüğü gerçeğini gizlemediği gibi bu kitlelerin hükümet katında söz söyleme hakları olmaması sorunu büyüten bir nokta. Şu ana kadar ekonomik gidişattan bahsetmedim. Bunu haftaya ECB üzerinden yapmayı düşünüyorum. Ancak her zaman belirttiğim gibi Euro düşmeye devam edecektir. Özellikle 1.0520 ve 1.0450 kırıldığında.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019