Nerede hata yaptık?...
Gerçekleri ve ağırlaşmış sorunları görmezden gelerek beklentileri yönetmek, bu yolla günü kurtarmak yönündeki çabalar artık yeterli olmuyor. Hal böyle olunca güvensizlik büyüyor, belirsizlik ve kırılganlık kaçınılmaz olarak artıyor. Gündem belirleyenlerin gündem olmasını önlemek giderek zorlaşıyor. Bu düşüncemiz başta gelişmekte olan ekonomiler olmak üzere tüm ülkeler için geçerliliğini koruyor. Sorunları küçük iken çözmemenin, kolay fakat geçici çözümler peşinde koşmanın bedeli çok ağır olacakmış gibi görünüyor.
Federal Reserve'nin 22 Mayıs'ta parasal genişlemeyi kademeli olarak kısma kararı ile gelişmekte olan ekonomiler için yeni bir dönem başladı; küreselleşme ve buna bağlı olarak risk alma isteğinin refah getiriyormuş gibi göründüğü dönem sona ererken, istikrarsızlığın dalgalı bir şekilde yükseliş sergileyeceği bir aşamaya geçildi.
Risk alma isteğine paralel olarak yükselişe geçen ekonomilerin riskten kaçınma söz konusu olduğunda neler yaşayacağının algısı güçlendikçe gelişmeleri kontrol altında tutmak nerede ise imkânsızlaştı. Gelir dağılımındaki bozulmaya, rekabet koşullarındaki olumsuzlaşmaya sürdürülebilir olmayan eğilimlerde aşırılıklara kayıtsız kalmanın bedeli sevimsiz yüzünü göstermeye başladı...
Toplumları önce hak etmedikleri bir yaşam standardına yükseltmek ve devamında onları büyük bir çaresizliğe mahkum etmek nasıl bir anlayıştır. Geniş kesimler önce aldatmak sonra yok etmek değil midir? Hangi sebeple olur ise olsun böyle bir yola girmek medeni bir tavır mıdır, yoksa barbarlığın modern şekli midir?.. Bu konuda yaşananların orta ve uzun vadeli olumsuz sonuçları hakkında insanları uyarmaya çalıştık; fakat etkili ve yetkili kesimlerin felaket tellallığı suçlaması ile karşılaştık. Herkesi aldatarak günü kurtarmaya çalışanlar değerlendirmelerimizden çok rahatsız oldu. Bugün koşullar değişti ve onlar ne yapacaklarını bilemez hale geldiler... Bir düşünün gelişmekte olan ekonomilerde yaşanan turbulansın, Türkiye'nin en kırılgan ekonomi olarak anılır olmasının sorumluları kimlerdir? Tedbirli olmak ve aşırılıklardan kaçınmak konusunda ısrarlı olan benim gibiler mi yoksa tam aksini tavsiye ederek günü kurtarmaya çalışan hayal tacirleri mi?..
Aldatılmışlık hissi ve buna bağlı olarak giderek büyüyen güvensizlik bizim gibi ekonomiler açısından en önemli istikrarsızlık sebepleri arasındadır. Giderek daha fazla insanı aldatmanın mümkün olmadığı anlaşılmaya başladığında riskten kaçınma eğilimini kalıcı olarak durduramaz ve gündemde belirleyici olamaz hale gelirsiniz. Bugünlerde olduğu gibi...