Neoliberalizm ve Brexit ve “dünya ortak aklına” ihtiyaç...
İngiltere’de Brexit tartışmaları olurken 89 yaşındaki Emeritus Profisör iktisatçı Gülten Kazggan Hoca’nın yeni kitabı “Liberalizmden Neoliberalzme” kitabını okuyordum. İngilizlerin Brexit ile AB’den çıkma kararını almaları ve ardından Birleşik Krallık'ın dağılmasına yol açacak gelişmeleri İskoçya’nın ayrılma ve AB’de kalma referandumu, İrlanda ve Kuzey İrlanda’nın birleşme ve AB’de kalma düşüncesi, Londra’nın bağımsız bir şehir olarak AB üyesi olması isteğini ortaya koyan gelişme ve son olarak referandumun tekrarı için gençlerin topladıkları 3 milyon imza, benim Brexit ile neoliberalizm arasında bağlantı kurmama yol açtı.
Gülten Hoca kitabında, "18. yüzyılda ahlak felsefecisi Adam Smith’in ortaya koyruğu liberalizm kuramında 'görünmeyen el'i ile 1980’lerde Amerika ve İngiltere’nin dünyaya dayattığı neoliberalizmi, yani küreselleşmeyi kabul ettirme yolunda benzerlik aramamak gerekir" diyor. Ve ekliyor: "Adam Smith, sadece kendi gözlemi olan bir olguyu ele alıp, ahlaki olarak kurumsallaştırıyordu. Oysa, onun ikinci aşaması sayılabilecek neoliberalizmle gelen küreselleşme ise gelişmiş dost ülkelerde ikna, gelişmekte olan ülkelerde ise baskıyla uygulamaya sokuldu. Reagan ve Thacher’in kuramdan arındırma diye isemlendirilen değişim hareketi, Gelişmiş Ülkeler ve Gelişmekte olan Ülkeler için farklı politikalar uygulanmasına yol açtı. Gelişmekte Olan Ülkeler için ödeyemeyecekleri dış borç karşılığı yaptırımlara neden oldu."
Hoca, bunun sonucunda, Gelişmekte Olan Ülkeler'de zincirleme krizlerin ortaya çıktığını, bunları 2008’de ABD’de ortaya çıkan hızla dünyaya yayılan ve 1929 krizinden uzun sürerek 2015 yılında sonlanmayan bir krizler zincirinin oluştuğunu belirtiyor.
Neoliberalizmin ve küreselleşmenin sadece Gelişmiş Ülkeler ve Gelişmekte Olan Ülkeler arasında bir uçuruma neden olmadığını, Kuzey Güney farklılığına yol açtığını, ülkeler içersinde de merkez taşra farklılığına neden olduğunu görüyoruz. Bunlar, sürekli çelişmelere, çekişmelere ve krizlere yol açıyor.
Benim gördüğüm Birleşik krallıkta da yaşanan benzer sorunların onları Brexit’le AB’den ayrılmaya ve kendi içinde ayrışmaya götürdüğü.
Şimdi AB’de onu izleyecek ülkelerde yapılacak Hollanda, Danimarka, Macaristan’da gündeme gelecek AB’den çıkış referandumlarından söz ediliyor.
Gülten Hoca’nın kitabından edindiğim izlenim, neoliberalizmin henüz son aşamasına gelmediği, savaş kışkırtıcısı olabileceği, bu nedenle uluslararası kurallar içersinde uluslararası kurumlarca dizginlenip, denetim altına alınması gerektiği...
Brexit ile başlayan AB’den çıkış çalkantısının sürüp yaygılaşmasının önüne geçmek için de 2008’den bu yana bir türlü sonlandırılamayan krizlerin frenlenmesi için de böyle yeni bir “dünya ortak aklına”ihtiyaç var.