Neler olacak?
Dünya Gazetesi'nde “Neler Oluyor?” diye bir yazı yazmıştım. Değerli bir Üstadım not düşmüş, “Peki 2023’te neler olacak?” Tahmin etmek, fikir yürütmek o kadar zor ki…
İşletmeler 2023 yılı bütçelerini hazırlıyor. Birçok tahminde bulunuyorlar. Kurlar nasıl hareket edecek? Enflasyon nasıl seyredecek? Peki ya büyüme nasıl olacak? Seçimler de var bu yıl, sürecin ekonomiye dolayısıyla işletmelere etkileri nelerdir? 2023 yılına sağlıklı tahminlerde bulunabilmek için, son günlerini yaşadığımız bu yılı iyi tahlil etmek gerekiyor. 2022 yılı, başta yakından takip ettiğim kağıt ve ambalaj sektörü olmak üzere, benzeri birçok sektör için tabiri caiz ise yanar dönerli bir yıl oldu. İlk çeyrek hem büyüme hem de kârlılık açısından bir önceki yılı aratmadı. Pandemi sürecinde oluşan hammadde tedarik problemleri, yüksek talep ve kârlılığı birlikte getirdi. İkinci çeyrek ile düşmeye başlayan işler ve kârlılık yine de kabul edilebilir düzeydeydi. Üçüncü çeyrekte her şey tersine döndü. Düşen satışlar, bunu telafi etmek adına yaşanan rekabet, kârlılıkların düşmesine neden oldu. Tedarik problemlerinin çözülmesi, artan enerji maliyetlerine rağmen hammadde fiyatlarını geriletti. Yılın ilk yarısındaki ivmeye ve önceki yıldan gelen tedarik problemlerine karşı yüksek stoklarla tedbir almaya çalışanlar, bu açıdan da sıkıntı yaşadılar. Dolar kurunda yaşanan durgunluk, ihracatı baskılarken ithalatı teşvik edici bir hale büründü. Yurt içinde yaşanan rekabete, ithalat baskısı da eklenince kârlılıklar iyice düştü. Son çeyrekte biraz toparlanma olduğunu, işlerin üçüncü çeyreğe göre daha iyi gittiğini gözlemliyoruz.
2023 yılında bizleri neler bekliyor?
Genel seçimin olacağı gelecek yıl iki parçaya bölünecek. Seçim öncesi ve seçim sonrası... Seçim öncesinde kurların çok oynak olacağını düşünmüyorum. Başkaca bir önlem alınmazsa, ihracatçılar bu yılın üçüncü çeyreği ile yaşamaya başladıkları sıkıntıları yaşamaya devam edebilirler. İthalat, yurt içi talepten pay alarak üretimi zorlayabilir. Merkez Bankası ve kamu bankaları ile desteklenecek kredi paketleriyle, işletmeler finansman açısından daha rahat hareket edebilecek. Bu kredilerin faizleri, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranları dikkate alındığında oldukça cazip.
TÜİK kasım ayı verilerine göre geçmiş 12 ayda elektrik fiyatları yüzde 443, ham petrol ve doğal gaz yüzde 203, kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 141, kömür ve linyit yüzde 137 artmış görünüyor. Son aylarda düşüşe geçen ham petrol fiyatları, geçen yıl yaşanan enerji kaynaklı maliyet artışlarının önüne geçebilir. En azından yeni artışların gündeme gelmemesi beklenmeli. Bütün bunlar benim kişisel görüşlerim.
Seçim sonrası öneriler…
Gelelim seçim sonrasına. O da hem iktisatçıların hem de siyaset bilimcilerin işi. Seçim sonrası için yorum yapabilmek benim için çok zor. Karar vericilerin 2023 yılında pazarı iyi okunması, oradan gelecek yönlendirmeleri dikkate alması gerekir. Benim 2023 yılı için naçizane birkaç küçük önerim var.
Yüksek enflasyon nedeniyle, işletme sermayesi açısından banka kredilerinin yetersiz kalabileceğini unutma. Alacaklarını zamanında tahsil et. Vadelerin açılmasına ve ödeme yöntemlerinin değişmesine izin verme. Olası yoğun fiyat dalgalanmalarını göz önüne alarak optimal stok seviyesinden şaşma. Başlanmamış kapasite artırıcı yatırımlarını bir süre ertele. Ancak verimliliği artırıcı yatırımlara odaklan.
Yatırımlarda TL borçlanmaya gayret et. TL bazlı kredi faizler oranlarının, TL’nin özellikle Amerikan doları ve euro karşısındaki değer kaybı oranlarından düşük olabileceğini, en azından bilinen oranın bilinmeyen bir orana karşı daha kontrol edilebilir olduğunu unutma.
Yukarıda da aktardığım gibi son bir yılda enerji fiyatları çok yükseldi. Enerji verimliliğini öne almak gerek. Diğer yandan ihtiyaç olan enerjinin bir kısmını üretebilmek de önemli. En azından fabrika çatılarını güneş panelleri ile donat.
Küçük krizlerden etkilenip, iyi bir projeksiyon yapmadan işçi çıkarma. Verimliliğin temel kaynaklarından birisi insan kaynakları… Yetişmiş elemanlarımızın verimliliğe katkısını çok iyi biliyoruz. Nitelikli elemanlarını her ne pahasına olursa olsun elinde tut.
KDV ve Kurumlar Vergisi kitapları birer efsaneydi
Hesap uzmanlığı günlerimizde birçok kaynaktan yararlandık. Bunlardan ikisi bizler için bir başka önemliydi. Rahmetli Yılmaz Özbalcı ve geçen hafta ebediyete intikal eden Mehmet Maç Üstadın kitapları. Her vergi tartışmasında bu iki Üstadın görüşleri dile getirilir, yol gösterici olurdu.
Mehmet Maç Üstat bizi biraz daha masanın ortasına yaklaştırır, olayları özel sektör dinamikleriyle de değerlendirmemize olanak sağlardı. Üstadın, Katma Değer Vergisi ve Kurumlar Vergisi kitapları birer efsaneydi. Yeterlilik sınavına hazırlanırken özellikle Katma Değer Vergisi kitabını defalarca gözden geçirmiş, hatmetmiştim.
Vergi dünyasının yetişmesine büyük katkılar sağlayan Yılmaz Özbalcı Üstadın kitapları, konuyu görev edinmiş Üstatlar tarafında, sanki Üstat sağmış gibi güncelleniyor, yeniden yayınlanıyor. Özbalcı Üstat güncellenen kitaplarıyla yaşamaya, vergi dünyasına yön göstermeye devam ediyor.
Aynı duyarlılığın Mehmet MAÇ Üstat için de gösterileceğinden eminim. O’nun tüm eserleri güncellenmeli ve onu tanıyamamış genç meslektaşlarımızla buluşturulmalı. Bu onun tedrisatından geçmiş tüm vergicilerin görevidir.
Güle güle Sayın Üstadım. Nurlar içinde uyuyunuz ve bizlere olan hakkınızı helal ediniz.