Nefesleri tutup beklemek yetmiyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Bu haftanın ilk gününde gelişmiş ekonomilerin banka hisselerine gelen sert satışlar, küresel düzeyde piyasaları sarstı; Euro Bölgesi merkezli hareketin genele yayılması önlenemedi. Uzak Doğudaki pazarların genelde kapalı olduğu bir dönemde yaşanan bu gelişme şok etkisi yaratan tatsız bir sürpriz oldu. Kısa vadeli bakış açısı ile ürettikleri aşırı iyimser masallara kanma gafletine düşenler, ne olup bittiğini anlamakta zorlandı! 

Sürdürülebilir olmayan eğilimler bir çeşit saadet zinciridir ve bu anormalliğe bağımlılaşmanın kaçınılmaz sonucu sistemik çöküştür. Son yıllarda yaşanan ve giderek hızlanan gelişmeler, final aşamasının pek uzakta olmadığını düşündürüyor; bu kısır gidişatı finanse edenler ile finanse edilenlerin, eşanlı olarak dökülmeye başlaması kesinlikle sürpriz sayılamaz! 

Hemen yukarıda özetlemeye çalıştığımız ve yirmi yıldır devam eden kısır süreç, deliler cenneti tanımını fazlası ile hak ediyor! 1995-2201 yılları arasında sarsıntılı bir şekilde kendisini hissettirmeye başlayan sürdürülebilir olmayan eğilimler, daha sonra durdurulamayan bir çılgınlığa dönüştü; 2008 senesindeki küresel kredi krizi ile kırıldı. Daha sonraki yıllar ise önce saadet zincirini onarma çabaları ve devamında acı gerçekleri inkar etme çabaları ile tüketildi; kırılganlık algılarının güçlenmesi ve aşılamayacak türden bir güven bunalımının her tarafı sarmaya başlaması gündeme geldi. 

2011 yılında yaşanan Arap Baharından bu yana, gelişen ekonomiler kademeli olarak durgunlaşıyor ve küresel ekonomiyi de aynı yönde etkiliyordu. Riskten kaçınma eğiliminin dalgalı bir şekilde güçlenmesi ve yıkıcı olmaya başlaması önlenemedi! Negatif reel faizlere ve para bolluğuna rağmen risk alma isteği geri döndürülemedi ve içine düşülen durgunluk bataklığından çıkılamadı! Eşanlı olarak emtia fiyatları geriledi, menkul ve gayrı menkul şeklindeki varlıklara ilişkin balonları korumak ve bilançoları sarsmasını engellemek olanaksızlaştı; sorunlu kredi hacmi sinsice büyüdü! Para otoritelerinin sakinleştirici eylem ve söylemleri, belli bir aşamadan sonra pek bir işe yaramaz hale geldi! 

İyice karmaşık hale getirilen borç alacak zincirinin bir ucunda gelişen ekonomiler, diğer ucunda ise para otoriteleri ile mali sistemleri ile gelişmişler vardı. Herkes birbirine bağımlı ve çok sorunlu hale gelmişti. Olunduğundan iyi görünme çabalarının buharlaşması ve gerçeklerin açığa çıkması, pek çok sebeple mümkün olabilirdi! Faizlerin düşük kalması adına kötü haberin olumlu olarak kabul edildiği dönemler ise artık çok geride kalmıştı, geri dönmesi pek mümkün değildi! 

Riskten kaçınma eğilimini tetikleyecek her gelişme kırılganlık sebebi haline gelmişti! Dolar faizlerinin yükselmesi, gelişenlerin durgunlaşacağı beklentisinin güçlenmesi, emtia fiyatlarının seri bir şekilde gerilemesi, sermaye piyasalarının satış baskısı altında bunalması, sorunlu kredi hacminin tehlikeli şekilde artmaya başlaması, jeopolitik gelişmeler veya bazı gelişenlerin krize girme sinyali vermesi türünden eğilimlerin herhangi biri diğerlerini de tetikliyordu. 

Genel durum böyle olunca korkular her tarafı sarıyor, güvensizlik büyüyor; para otoritelerinin söylem ve eylemlerine ilişkin beklentiler, geçici de olsa olumsuzlukların aşılmasına yetmiyor. Sistemik kırılganlık algılarının daha önce görülmemiş seviyelere tırmanması önlenemiyor. Kısa vadeli bakış açılarına abone oldukları için pusulayı şaşıranlar, hala bir şans olabileceğini düşünme gafletinden kurtulamıyor. 

Sormak gerekiyor: sonucun böyle olacağı biliniyor idi ise, etkili ve yetkili kesimler neden bu kısır süreci destekledi? Yeni bir Dünya Düzenini kendi çıkarlarına göre şekillendirmek isteyenler, bu yaşananların tasarımcısı ve yönlendiricisi oldular; diğerleri ise açgözlülüklerine yenik düşerek bu süreçten nemalanmaya çalıştılar! Fakat tüm zorlamalara rağmen başarılı olamadılar ve artık yeni bir şans yaratamıyorlar!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar