Nedir bu açlık ve yoksulluk sınırı?

Ümit ÖZLALE
Ümit ÖZLALE [email protected]

Asgari ücret tartışmaları bütün hı­zıyla devam ediyor. Geçen haf­ta asgari ücreti açlık sınırı üzerinden tartışmanın yaratacağı olumsuzlukla­ra dikkat çekmek istedim. Bu hafta da devamlı kamuoyunun gündeminde ol­duğu için açlık ve yoksulluk sınırı hak­kında yazmak istedim.

Çoğu ücret tartışmasında referans kabul edilen açlık ve yoksulluk sınır­larını TÜRK-İŞ 1987’den beri hesap­lıyor. TÜRK-İŞ’in hesabının öznesi 4 kişilik temsili bir hane. Açlık sını­rı da aslında bu hanenin dengeli bes­lenmek için bir ayda yapması gereken gıda harcamasını temsil ediyor. Bura­daki “dengeli beslenme” ifadesi önem­li zira aç kalmamak için sağlıksız ama karbonhidrat yoğun bir beslenme ka­lıbıyla günlük kalori ihtiyacınızı daha ucuza karşılama imkânınız da var.

Ör­neğin siyaseten çok popüler olan si­mit hesabıyla 4 kişilik hanenin ihtiyaç duyduğu aylık gıda harcaması 5400 TL oluyor. TÜRK-İŞ’in Kasım 2024 için açıkladığı açlık sınırı ise 20.400 TL. Tabii bir de insan Çalışma ve Sos­yal Güvenlik Bakanlığı’ndan bir şeyler duymak istiyor ama bakanlığın web sayfasına gittiğinizde açlık sınırıyla ilgili herhangi bir istatistik ya da de­ğerlendirme görmüyorsunuz.

TÜİK, geçen seneye kadar Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun belirtti­ği yöntemi kullanarak ağır, orta ve ha­fif iş kollarında çalışan ortalama işçi­ler için günlük gıda harcaması tuta­rını ve yaşam maliyetini hesaplardı. Artık hesaplamıyor. O sebeple de ya­şam maliyeti konusunda referansı­mız işçi sendikaları oluyor. TÜRK-İŞ gibi DİSK de açlık sınırını hesaplama­ya başladı ama ikisi arasında metodo­lojik farklılıklar var. Bu bölümde hem açlık sınırını ilk hesaplayan kuruluş olması hem de tartışmalarda referans kabul edilmesi nedeniyle TÜRK-İŞ’in açlık ve yoksulluk sınırlarını metodo­lojik açıdan inceleyelim istedim.

TÜRK-İŞ’in açlık sınırı Hacettepe Üniversitesi’nin 2000’lerin başında hazırladığı dengeli beslenme kalıbı­na ve 4 kişilik temsili hanenin gün­lük enerji ihtiyacına dayanıyor. Bu meşhur 4 kişilik hane yetişkin erkek, yetişkin kadın, 15–19 yaş grubunda genç erkek ve 4–6 yaş grubunda bir çocuktan oluşuyor. TÜRK-İŞ bu ha­nenin günlük enerji ihtiya­cını uluslararası çalışma­lara dayanarak 10600 Kcal olarak varsayıyor. Bu çalış­malar, bireyin cinsiyet, yaş, boy, ağırlık ve fiziksel akti­vite yoğunluğu gibi özellik­lerini dikkate alarak kilo­sunu koruması için ihtiyaç duyacağı kalori miktarını hesaplıyor.

Günlük enerji ihtiyacı­nın belirlenmesinden sonraki aşama ise bu enerji gereksinimini karşılaya­cak besin listesinin fiyatının hesap­lanması. Söz konusu besin listesi süt ve süt ürünleri, et-yumurta-bakliyat, sebze ve meyve, tahıl ürünleri, yağ, şe­ker, yağlı tohum, bal, şeker, reçel, tuz, baharat, salça, çay, ıhlamur gibi ürün­leri kapsıyor.

TÜRK-İŞ bu ürünlerin fiyatlarını Ankara’daki marketlerden ve semt pazarlarından derliyor. Yani açlık sınırı aslında Ankara’da yaşayan 4 kişilik temsili hanenin 2000’lerin başında belirlenen dengeli beslenme kalıbını sürdürebilmek için yapması gereken gıda harcaması. O yüzden de mutlaka farklı bölgelere ve günümüz tüketim eğilimlerine göre revize edil­mesi şart. Bu da Çalışma ve Sosyal Gü­venlik Bakanlığı ve TÜİK gibi kurum­lara önemli bir sorumluluk yüklüyor.

Ayrıca bu aşamada iki soru öne çı­kıyor. Birincisi ülkemizdeki hanelerin gerçek gıda tüketim eğilimleri dengeli beslenme kalıbıyla uyumlu mu? Ceva­bı hayır! İkincisi ise günlük enerji ge­reksinimini TÜİK’in Nisan 2022’den sonra yayımlamayı bıraktığı ortalama madde fiyatlarıyla hesaplasak sonuç değişiyor mu? Evet, değişir!

Sonuç olarak, açlık sınırının asgari ücret tartışmalarından bağımsız ola­rak ülke gündemindeki önemini koru­yacaksa yöntem ve metodoloji açısın­dan güncellenmesi gerekiyor. Bu re­vizyon ihtiyacı yoksulluk çalışmaları için de gerekli çünkü açlık sınırı yok­sulluk sınırının ya da yaşama maliye­tinin de belirleyicisi olarak kabul edi­liyor.

Yoksulluk sınırı nasıl hesaplanıyor?

TÜRK-İŞ yoksulluk sınırını he­saplarken gıdaya yapılması gereken asgari harcamayı tespit edip gıda­nın toplam harcama içindeki payı­nı kullanıyor. Buradaki önemli eksik TÜRK-İŞ’in gıda harcamalarının top­lam tüketim harcamaları içindeki pa­yını uzun yıllar sabit tutması. TÜRK-İŞ, TÜİK’in 2003–2004 Hanehalkı Tüketim Harcamaları Anketi’ni baz alıp gıda harcamalarının toplam tüke­tim harcamaları içindeki payını yüz­de 30,70 olarak kullanıyor. Gerisi ise standart: Açlık sınırını 30,7’ye böl 100 ile çarp! Yani yoksulluk sınırı açlık sı­nırının 3,26 katı oluyor.

Oysa biliyoruz ki gıda harcamala­rının toplam harcamalar içindeki pa­yı ve yoksulluğun tanımı zaman için­de değişiyor. Örneğin TÜİK verileri­ne göre 2003’te Türkiye’deki toplam harcamaların %27,5’i gıda ve alkolsüz içeceklere yapılırken bu oran 2012’de %19,6, 2019’da ise %20,8 oldu. Eğer buna ev dışı gıda harcamasını dahil edersek oran %27,3’e çıkıyor. Dola­yısıyla eğer sadece gıda harcamasını kullanırsak yoksulluk sınırı açlık sını­rının 4,79 katı oluyor. Bana sorarsanız daha doğru bir yoksulluk tanımı ev dı­şı gıda tüketimini de dahil etmeli zira çalışanların önemli bir kısmı öğle ye­meklerine para ödemek zorunda.

Özetle, açlık sınırı gibi yoksulluk sı­nırı hesaplamaları da güncel tüketim eğilimlerine ve gıda harcamalarının bütçe içindeki değişen oranına göre revize edilmeli. Yine de, mevcut veri­lerle bile TÜRK-İŞ’in açlık sınırından yoksulluk sınırına geçerken düşük bir çarpan kullandığını ve yoksulluk sını­rının açıklanandan daha yüksek olma­sı gerektiğini söyleyebiliriz. Yani ül­kemizdeki yoksul sayısı sendikaların yaptığı hesaplamaların öngördüğün­den daha bile fazla olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Asgari ücret tartışması 10 Aralık 2024