Neden?
“İmtiyaz ve iltizamın öne çıktığı bir ekonomide ekonomik büyüklükte, piyasayı hedef alan sanayi üretimi gerçekleştirmek zor; hatta imkânsızdır. İmtiyaz ve iltizam Osmanlı döneminde sanayileşmeyi önlemiştir. Cumhuriyet döneminde ise 2000’li yıllardan sonra sanayileşmeyi önledi; önlüyor.” Yukarıdaki satırlar, Güngör Uras’ın “Sanayileşecektik /Büyüyecektik / N’oldu Bize?” kitabından (Doğan Kitap, Mayıs 2017.) Osmanlı’da imtiyaz ve iltizam
Uras, imtiyazı “Devlet hizmetlerinin gelirinin bir bedel karşılığı özel kişi ve kurumlara belli bir süre için devredilmesidir” diye tanımlamış. İltizamı ise “Devlet gelirlerinin (vergilerinin) bir bölümünün belli bir bedel karşılığı, belli bir süre için özel kişi ve kuruluşlara verilmesidir” diye tanımlamış. Ve Uras, şu saptamaları yapmış:
- “Kuruluşundan sonuna kadar, imtiyaz ve iltizam Osmanlı’nın başına dert olmuştur.”
- “I. Bayezid döneminde Venediklilere imtiyaz verilmesi” ile başlamış bu uygulama.
- “Tanzimat döneminde Sultan Abdülmecid, Abdülaziz ve II. Abdülhamid, bütçe açığını kapatmak arayışında bolca imtiyaz ve iltizam dağıttı. Demiryollarından başlayarak limanlar, tütün ve incir işletmeleri imtiyaz ve iltizam sözleşmeleri ile yabancılara dağıtıldı.”
- “Bu imtiyaz ve iltizamlar büyük zorlukla Cumhuriyet döneminde kaldırılabildi.” Günümüzde imtiyaz ve iltizam Zorlukla kaldırılan imtiyaz ve iltizamlar, ülkemizde yeniden sahnede. Bu konuda Uras şunları gündeme getiriyor:
- “Kamu ihaleleriyle hükümet iltizam dağıtarak, vergi toplama ve gelir haklarından, peşin ödeme karşılığında vazgeçer oldu.”
- “Kamu adına yatırımları gerçekleştirenler, peşin ödemeyle kamu yatırımlarının gelecekteki vergi ve gelir imkânlarını satın almaya başladılar.”
- Yetkililerce “Devletin kasasından bir kuruş çıkmadan köprü, yol ve havalimanları gibi altyapı projeleri ihalelerinin gerçekleştirildiği” vurgulandı. “Halbuki sistemin işleyişi, ihaleyi alanların yüksek getiri imkânlarına sahip olmalarına dayanıyordu.”
Son zamanlarda Yavuz Sultan Selim ve Osman Gazi köprülerinden geçiş ücretlerinin yüksekliği tartışılıyor. Bu konuya Uras’ın yukarıda değindiğim saptamaları ışığında bakmak gerekir.
Bir yorum
Yazılarını gazetemizde de zevkle okuduğumuz Güngör Uras’ın son kitabı, aslında ülke ekonomisinde yaşadığımız bir sürü soruna ışık tutmaktadır. Osmanlı’dan başlayarak, Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilenler ve son dönemlerimiz bilimsel bir dürüstlükle anlatılıyor. Hem de Ayşe Teyze’ye anlatılır gibi, anlaşılır bir biçimde akıcı bir dille. Uras, çözüm de öneriyor. 4. Sanayi Devriminin gerçekleşmekte olduğu bir dönemdeyiz. Neden hâlâ sanayileşemediğimizi, tarımımızın acıklı durumunun nedenlerini, neden yeterince büyüyemediğimizi merak ediyorsanız, okumanız gereken bir kitap.
NOT: Kitabı okurken Güngör Abi’ye saygım bir kez daha tazelendi...