Neden yabancı yatırımcı için cazibemizi kaybettik?

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN [email protected]

Doğrudan yabancı yatırımlar (DYY) bizim gibi gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) için tam anlamıyla bir ilaçtır. GOÜ’in bir taraftan sürdürülebilir büyümelerinin kalıcılığını katkı sağlarken, diğer taraftan da küresel rekabette çok büyük üstünlüğün garantisi olurlar. Gelişmiş Ülkler (GÜ) 2007 Ağustos’unda başlayan Küresel Sistemik Krizden olumsuz etkilendiler. DYY artışlarında GOÜ’lerin gerisine düştüler. Çin, GOÜ’ler DYY artış ortalamasını hızla yukarı çekti. 1978-2018 döneminde birer GOÜ olan Tayvan ve Güney Kore’de dikkate değer DYY çeken ülkeler arasında yer aldılar. Son kırk yılın DYY’ı; BRIC, Türkiye ve Güney Kore’den oluşan ülkeler topluluğunda da artmaktadır. Ancak bu artış kararsızdır. Çin, Güney Kore ya da Tayvan’ı GOÜ’ler topluluğundan ayrıştırıp geriye kalanlara baktığımızda “dur-kalk” şeklinde yürüyen bir DYY akışı ile karşırız. Bizdeki tabloya analitik bakmak için, son 5 yılın ortalama DYY’ini dikkate almak en doğrusudur. Grafikte Türkiye’nin (1978-2018) 40 yıllık dönemi 5 yıllık DYY ortalaması yer almaktadır.

Grafik: Doğrudan Yabancı Yatırımda Son 5 Yıllık Ortalama (1978-2018)

DYY’imizin 2000-2007 döneminde keskin artışı ve sonrasında keskin düşüşü grafiğin iki temel dönemini oluşturmaktadır. Maalesef, GOÜ’ler için biçtiğimiz “dur-kalk” kaftanını ülkemiz de giymek zorunda kalıyor. Öyleyse DYY’ın tercih nedeni olan bazı kriterler olmalı.

DYY’lerin tercih kriterler nelerdir?

DYY, yatırımcısına yönetime dahil olma yeteneği sağlar. Kârlılığı artırmak için kendi ülkesi dışındaki yatırımı uygulanabilir (feasible) gördüğünde hemen harekete geçer. Merkez dışındaki her yatırımı karlılık odaklıdır. Ölçümleri verimlilik etrafında şekillenir. Ucuz işçiliği kullanır. Her türlü teknolojik yeniliği taşıyabilir. Üretimde, hizmette ve iletişimde küresel rekabet üstünlüğü sağlayacak her türlü yeniden yapılandırmayı (reengineering) hayata geçirir. DYY’ın 2007’e kadar artarken, 2007’den sonra düşmesi bize; bize kritik tercihlerini ve bunların karşılanıp karşılanmama yetilerini düşündürmelidir.

1. DYY ulaşım altyapı sorunlarıyla boğuşmak istemez. Enerjiye, demiryoluna, deniz taşımacılığına kolay ulaşmak ister.

2. DYY güvenebileceği siyasi bir yapının olması gereklidir.

3. Hukuk sistemine olan güveni tam olmalıdır. Uluslararası tahkime gerek duymadan sorunlarını çözebileceği bir hukuksal yapıya ihtiyaç duyar.

4. Patent, telif hakkı gibi ticari hak ve özgürlüklerin ülkede yerleşik olmasına ihtiyaç duyar.

Ülke genelinde TOKİ destekli sayısız inşaat yatırımına giriştik. Otoyolları ülkenin büyük şehirlerinden başlayarak yaygınlaştırdık. Havayolu ulaşımına çok büyük yatırımlar yaptık. Temel yatırımlarımızın ekseni İstanbul oldu. Oysa yabancı yatırımcıya yönelik yapmamış gereken demiryolu-liman bağlantılarının hiçbirini yapmadık. Mesela Konya’ya gelen hızlı tren hattını limanla bütünleştiren bir yatırım yapmadık. Bu adım Konya ovasıyla Nevşehir bölgesindeki genişi araziyi yatırıma küresel uygun hale getirmek için yetecekti. Sanayi için ucuz enerji üretimi yatırımlarına çok geç kaldık. Sonuçta küresel DYY için satabileceğimiz sadece ucuz işçiliğimiz ve know-how altyapımız olabilmiştir. Gündemdeki VW yatırımı da işte bunları tercih etmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar