Neden Brexit?

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI [email protected]

Aslında Büyük Britanya olarak anılan ülkeye biz ağız alışkanlığı ile İngiltere diyoruz. Oysa Büyük Britanya hem ülkenin tarihi devinime referans veren hem de birden fazla etnik topluluğu (İngiltere, İskoçya ve Galler) kapsayan, bunları bir arada tutan siyasi yapılanmayı tarif eden bir isimlendirme. Büyük Britanya çok uzun süredir var olan bir siyasi birim. Bir zamanlar üzerinde güneş batmayan bir imparatorluğu oluşturan Britanya İmparatorluğu olarak anılıyordu. Sömürgeciliğin tasfiyesi ile birlikte küçülerek Büyük Britanya haline dönüştü. Britanya zaman içinde eski gücünden uzaklaştı. Son olarak da Avrupa’daki entegrasyona katılarak bir Avrupa Birliği (AB) üyesi oldu. Birkaç aydır Britanya’nın bu Avrupa Birliği üyeliğini terk etme çabası, üyelik statüsünden ayrılma isteği ile uğraşıyoruz. Ayrılma isteği Brexit olarak adlandırıldı. 

Bir kaç aydır bu Brexit meselesi şu veya bu şekilde gündeme yerleşti. Önceleri ufak bir meseleymiş gibi algılandı. Hatta, şubat ayının sonlarında AB liderleri ile Britanya başbakanı arasında AB’deki İngiliz ayrıcalıklarını yeniden düzenlemek üzere yapılan müzakere ve anlaşma bile sanki Brexit’in böyle bir düzenleme yenilenmesinin önünü açmak için kullanılan bir araç olarak ortaya atıldığı, ciddiye alınacak bir mesele olmadığı izlenimini verdi. Ancak zaman geçtikçe Brexit’in Britanya topluluğunun yaklaşık yarısının isteği olduğu su üstüne çıkmaya başladı. O noktadan itibaren ayrılma isteği somut ve mümkün bir olasılık haline geldi. Geçtiğimiz haftanın sonuna doğru yapılan referandum da başta uzak olasılık olarak algılanan Brexit’i fiilen yaşama geçirdi. Britanya o tarih itibariyle Avrupa Birliği üyeliğinden ayrılacağını dünyaya ilan etti. 

Brexit’in somut bir gerçeklik haline gelmesinin üç noktada merak ve soru uyandırdığı söylenebilir. Sorulardan birisi Britanya’nın böyle bir kopmayı istemesinin arkasındaki nedenleri sorgulayan bir sorudur. İkinci soru Brexit’in Britanya’da yaratması olası siyasi, toplumsal ve ekonomik etkilerin tanımlanıp, boyutlarının irdelenmesi ile ilgilidir. Üçüncü soru da Britanya’nın Avrupa Birliğinden ayrılmasının Britanya dışında yaratacağı siyasi ve ekonomik sorunlarla ilgilidir. Kendi adıma bu üç soru üzerinde biraz çalışmak niyetindeyim. Bu çabaya sizi de ortak edeceğim. Ancak bu tek bir yazıda üstesinden gelecek bir iş değil. Konu üzerinde biraz duracağız anlayacağınız. 

Genel olarak Britanyalıların çoğunluğunun Avrupa Birliği üyeliği ile sorunlu olduğu düşünülür. Bu yargıya ben de katılırım. Örneğin, Adalı olmak böyle bir sorundur. Adalılar bilir, kısıtlı bir coğrafi alanda yaşamak, başkaları ile aranızda su yolu olması ada içinde bir dayanışma isteği ada dışına karşı da hep bir kuşku ve korunma duygusu geliştirir. Britanyalılar da temelde bir ada topluğudur. Bu tür istek ve duygular onların adeta yapı özelliğidir. Üstelik Britanyalılar için bu ada sanayi devrimini gerçekleştirip zenginliğe ve giderek dünya egemenliğine ulaştıkları bir yurttur. Sonraları sanayi liderliği ve zenginlikte geriye kayılsa bile ada ve ada dışıyla ilgili algı ve tavırlar değişmemiştir. Dolayısıyla Britanyalılar biraz da zorunluluk nedeniyle bulaştıkları bu AB üyeliğini hep kuşkuyla karşılamış, ilk fırsatta sonlandırılması gereken bir durum olarak algılamıştır. Bu hoşnutsuzluk özellikle orta yaş ve ötesi nüfusta çok daha belirgindir. Nitekim AB oylamasında ayrılma oyları genellikle bu gruptan gelmiştir. 

Benzer bir tercih yapılanması AB üyeliği ile ulusal egemenlik devri bağlamında ortaya çıkmıştır. Ulusal egemenliğin büyük ölçüde AB’nin ulus üstü kurumlarına devredilmiş olması Britanya’da sürekli bir rahatsızlık kaynağı olagelmiştir. Siyasetin özellikle muhafazakar kanadı AB üyeliğinin bu dayatmasını güçlü bir siyasi malzeme olarak kullanmıştır. Bu siyasetin istekli muhatabı da genellikle kırsal ve yakınındaki bölgelerde yaşayan orta ve üstü yaşlardaki vatandaşlardır. Nitekim Brexit referandumunda da bu kitle ayrılma isteğinin ana destekleyicisi olmuştur. 

Britanya toplumunun AB’den kopma isteğinde bu tür toplumsal yapı özelliklerinin önemli rol oynadığını düşünüyorum. Ancak ayrılmayı sürükleyen tek ve en etkili nedenin bu kendisine özgü British karakteri olduğunu söylemek de yanlış olur. Bunun yanında, belki de bundan daha güçlü biçimde, Avrupa Birliği’nin yapılanması ve gelişmesi sürecinde ortaya çıkan siyasi ve ekonomik zafiyetlerin de Brexit üzerinde etkisi vardır. Bu zafiyetler AB üyeliğinin Britanya’ya beklenen katkıyı sağlamadığı düşüncesini beslemiş ve Brexit’e giden yolun belki de en önemli yapı taşları olmuştur. Devam edeceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018