Ne var ise gene de tekstil ve ihracatta var (Tekstilcilerin ihracat mace

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

"İnşaattaki krize tekstilcilerin şirketi de dayanamadı"… Necla Dalan imzası ile geçen pazar günü Vatan'da yayınlanan haberden öğreniyoruz ki, Oğuz Satıcı'nın önderliğinde, tekstil ve ihracat yapan patronların kurduğu Han Yapı şirketinin İstanbul Evleri Projesi durdurulmuş.

Han Yapı ortaklarından ismini vermek istemeyen bir işadamı "…biraz da fazla bilmediğimiz bir alan olduğu için işi yönetemedik. Yönlendiremedik" demiş.

Herkesin (1) Bildiği, başarılı olduğu işi yapması gerektiği. (2) İlgi ve para ana iş konusundan başka alana kaydırıldığında, ana iş konusunda başarının sürdürülemeyeceği. (3) Bir sektörde aşırı ölçüde arz yaratıldığında o sektörde risklerin ortaya çıkacağı bilinmeyen bir şey değil ki…

Han Yapı'nın İstanbul Evleri Projesi'nin bir macera olduğunu, bu projenin ortakların ana işlerini zarar uğratacağını, başarılı olamayacağını daha işin başında görmek ve söylemek müneccimlik sayılamaz ki…

Bakınız DÜNYA'da bu köşede 24.10.2005 tarihinde neler yazılmıştı:

"Önce on beş ismi okuyunuz: Oğuz Satıcı, Süleyman Orakçıoğlu, Adnan Ersoy Ulubaş, Tahsin Öztiryakiler, İsmail Gülle, Mehmet Büyükekşi, Adnan Dalgakıran, Fuat Tosyalı, Aliş Aral, Ayhan Bermek, Hakan Bahadır, Nuri Sönmez, Mustafa Çıkrıkçıoğlu, Hakan Orakçıoğlu ve Mehmet Akif Ulubaş.

İş aleminde bu kişiler nasıl isim yaptı? Türk kamuoyu bu isimleri nasıl ezberledi? Çünkü bu kişiler Türkiye'de ihracata dönük tekstil ve giyim sektörünün öncüleri idi. Çünkü bu isimler tekstil ve giyim sanayii örgütleri ile ihracat örgütlerinin önde gelen yöneticileri idi.

Bunlar bundan sonra inşaat yapacak. Bu isimler TİM Başkanı Oğuz Satıcı'nın öncülüğü ile bir araya geldi. 15 milyon YTL sermaye ile Han Yapı Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret AŞ'yi kurdu.

Han'ın Yönetim Kurulu Başkanlığı'na getirilen, TİM Başkanı Oğuz Satıcı "KİPTAŞ ve TOKİ'nin yapmaya çalıştığı tür konut yapacaklarını, daha çok lüks segmente gireceklerini, Beylikdüzü'nde ve Etiler'de aynı standartta projeler gerçekleştireceklerini, sektöre girişleriyle sektörde büyük değişiklikler yaşanacağını" söylüyor.

Ekliyor: "Konut ve villa üretip satacağız ama bu iş ihracatçılığımıza alternatif değildir. Yurtdışında da alışveriş merkezleri kuracağız."

Olan bitenleri, "Dışarıdan bir göz ile değerlendirelim."

(1) IMF destekli istikrar programı, maliye ve para politikalarında disiplini hedef aldığından, ekonominin büyümesinin, iç talebe değil, ihracata dayanması gerekiyordu.

Türkiye ekonomisi ihracata dayalı olarak büyüyecekti. Ancak yüksek faiz, düşük kur politikası ihracatın cazibesini azalttı. İthalatın cazibesini artırdı. İthalat, ihracattan fazla arttı.

Sınırlı büyüyen iç talep ithalat ile karşılanmaya, ihracat fazla kazanç sağlamamaya başladı.

(2) İçeride birden konut talebi canlandı. Ertelenmiş talebe, faiz gelirine dayalı spekülatif talep eklendi. Bankaların konut kredilerini açmaları, TOKİ'nin inşaat yapanlara sağladığı arsa ve kredi kolaylıkları ile inşaat sektörü patladı.

2005 yılında ekonominin gelişmesi büyük ölçüde inşaattaki canlanmadan etkilenecek.

(3) Gayrimenkul fiyatlarındaki balon, inşaatçıların kazanç oranlarını büyüttü. Bunun devam edeceği varsayımı ile çok sayıda inşaat başladı.

(4) Ne olduğu bilinemeyen "Mortgage" sistemi ile AB'ye üyelik müzakerelerinin başlaması nedeniyle yabancıların Türkiye'ye akın ederek gayrimenkul satın alacaklarına ilişkin söylentiler, fonların daha çok miktarda gayrimenkul piyasasına akmasına yol açtı...

Öyle bir hava yaratıldı ki, (1) İnşaat sektöründe talep patladı. Artık bu talep devam eder. (2) Gayrimenkul fiyatlarında gerileme olamaz. Tırmanış beklenmelidir. (3) Kim ne yaparsa satıyor. Lüks yapan daha kolay satıyor. (4) Bu işte çok kazanç var. (5) Bu işe hemen girmeyen iyi bir işadamı değildir. İnşaat işi uzmanlık işi değil. Başka ne işin var ise bırak, inşaat işine gir. Pişman olmazsın. Çok para kazanırsın.

Şu anda proje büroları gece-gündüz çalışıyor. Şehirlerin içinde yer kalmadı. Dağlara-taşlara inşaat yapılıyor.

Bu durumda tekstil ve giyim sanayiinde üretim yapmaya, ihracat ile uğraşmaya ne gerek var?

Dört yıl önce bu yazı yayınlandığında, yazıda ismi geçen tekstilcilerimizin bazıları telefon ile arayarak, "Eleştirinin haksız olduğunu, ekonomide konut talebinin büyük olduğunu, bu projenin başarısının kaçınılmaz olduğunu" söylemişlerdi.

Keşke bu başarılı işadamlarımız, Han Yapı'ya ayıracakları kaynağı ve zamanı ana uğraşı konularına tahsis etselerdi. Görülüyor ki, gene de ekonominin geleceğinde tekstil ve ihracatın büyük yeri var. Bu sektörlerin başarısı ekonominin krizden çıkmasına imkan verecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018