Ne üretim ve istihdamın, ne de bütçenin takati kalmadı
Sayfadaki üç grafik ekonomideki sıkışmayı resmediyor.
Bu dört grafiğin ortaya koyduğu manzara açık: İstihdam ve işsizlik cephesi hızla kötüleşiyor. Üretim cephesindeki durum, istihdamdaki kötü gidişi bırakın tersine çevirmeyi, hızını kesebileceği umudu bile vermiyor.
Bu iki resmi üst üste koyduğumuzda verdiği mesaj, işlerin daha da kötüye gideceği. Çünkü artan işsizlik, iç tüketimin azalmasına, bu da hem üretimin hem yatırımların azalmasına yol açacak.
Böylece azalan istihdam üretimi aşağı çekecek, üretim düşüşü yeni işçi çıkarmalarını gündeme getirecek ve tehlikeli bir sarmal ortaya çıkacak.
Ekonominin böylesi bir krize sürüklendiği zamanlarda genellikle imdada kamu harcamaları yetişir. Devlet, kamu harcamalarını artırarak bu kısır döngüyü kırmaya, istihdamı ve tüketimi ayakta tutarak üretimin yeniden canlanmasını sağlamaya çalışır.
Ama son grafik gösteriyor ki bütçenin de böyle bir takati yok. Çünkü peş peşe yaşanan seçimler sürecinde Erdoğan iktidarı, bütçe açığını hızla artıran politikalar izledi. Kamu harcamaları artarken, bütçe gelirlerinden ciddi tavizler verildi.
Üstelik kullanılan bu bütçe imkanlarının hedefi seçim kazanmaya odaklıydı. Bu yüzden sadece ekonomik krizin görünür hale gelen yerlerine pansuman yaparak, sorunları çözmek yerine, ertelemeyi tercih etti.
Ertelenen sorunlar bugün daha da şiddetli bir şekilde önümüze çıkmış bulunuyor. Bütçenin takati kalmadığı için bu gidişi durduracak bütçe imkanı da kalmadı.
Üstelik burada gördüğümüz bütçe grafiği, Hazine'ye Merkez Bankası temettü ödemesinin erkene çekilmesi sayesinde ciddi ölçüde makyajlanmış bir grafik. Her yıl nisanda ödenen Merkez Bankası temettüsü bu yıl ocak ayında ödendi. Bu da bütçe gelirlerini 34 milyar TL artırdı.
Bu operasyon olmasaydı 3 aylık bütçe açığı 36 milyar TL yerine 70 milyar TL'ye fırlamış olacaktı. 2019 yılının tamamında hedeflenen bütçe açığının 80.6 milyar TL olduğu dikkate alınırsa bütçenin ne kadar feci bir durumda olduğu çok daha net anlaşılır.
Bu makyaj nisan ayı bütçe verileri açıklandığında ortadan kalkacak ve bütçe açığının birden fırladığını göreceğiz. Şimdi ekonomi krizle boğuşurken, hükümet harcamaları artırarak ekonomiye nefes olmak yerine harcamalarını kısarak krizi derinleştiren bir rol oynayacak. Bunun tek nedeni de bütçe imkanlarının geçmişte seçim için harcanarak tüketilmiş olması.
Kredi cephesindeki tıkanıklık ve artan sorunlar, bankacılık cephesinden gelecek bir desteğe de şans bırakmıyor. Erdoğan yönetiminin Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklanan son planının bu tıkanıklığı aşacak bir perspektifi ve gücü de yok.
Dış kaynak girişinden de bir umut olmadığı malum.
Tutarlılıktan yoksun her plan için harcanan zaman, gecikilen her gün, Erdoğan yönetimini, daha ağır koşullar altında IMF kapısına dayanmaya doğru sürüklüyor.