Ne olacak bu Uganda’nın hali?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Uganda tarihi iç savaşlar, kabile çatışmaları ve darbeler tarihi şeklinde ilerledi. Son 31 yıldır ülkeyi Başkan Yoweri Museveni yönetiyor. Destekçilerinin Şapkalı İhtiyar Adam diye andıkları Museveni 72 yaşında.

Halk, İdi Amin ve sonrasında onu deviren ama kendileri de baskıcı rejimlere dönüşen iktidarlardan bıkmıştı. Museveni, bir umut rüzgarı estirmiş ve ciddi bir halk desteğini arkasına almıştı. İstikrar, barış, kalkınma, yatırım ve refah vaad ediyordu.

İktidarı ele geçirdiğinde Afrika’da yeni kuşak yöneticileri temsilcisi olacağını, demokratik olacağını ve geçmişin yeteneksiz ve yolsuzluğa bulanmış elitleri ile hiç bir ilişkisinin olmayacağını ilan etmişti. Museveni 1986’da yemin töreninde Afrika ülkelerinin sorunlarının liderlerin koltuklarını bırakmamasından kaynaklandığını söylemiş ve kendisinin hiçbir zaman böyle olmayacağına söz vermişti.

Museveni, hemen ABD ve Batı dünyasının da desteğini arkasına aldı. Dünya Bankası ve IMF anlaşmaları ile neo-liberal ekonomi politikalarını kabul etti. Ülkeye yardımlar akmaya başladı. Dünya Bankası ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’ndan gelen kaynak 20 milyar doları buldu.

1990’lara gelindiğinde bunlar meyvesini vermeye başladı. 1987’de yüzde 300 olan enflasyon1990’ da yüzde 30’a düştü, üretim arttı, tüketim malları daha rahat bulunmaya başladı. Büyük altyapı yatırımları gerçekleştirildi, büyüme hızlandı, sağlık alanında özellikle Aİ- DS’le mücadelede büyük ilerleme sağlandı.

Museveni’nin desteği iyice arttı. Destek arttıkça Museveni, devlette her şeyin ipini eline almaya başladı. Devletin politik sisteminde bunu frenleyecek, dengeleyecek mekanizmalar da yoktu. Museveni orduyu, polisi tam kontrol altında tutmanın yanısıra yargıyı da kontrol eder durumdaydı.

Museveni devlet kontrolünü sağlamlaştırdıkça devleti adeta bir aile şirketi haline getirdi. Oğlu Özel kuvvetler Kumandanı, karısı eğitim bakanı, kızı özel sekreteri, kızkardeşi yönetici, eniştesi başkanlığın para ve finansman işlerinden sorumlu, büyük oğlunun kayınbabası dışişleri bakanı. "Bay İşbitirici" lakaplı kardeşi tahsilat işlerine bakıyor. Bunların yanısıra üvey kardeş, onlarca yeğen, kuzen ve kayın akraba da başkanlık sarayında önemli görevlerde yer alıyor. 100 başkanlık danışmanının çoğu, aile mensuplarından oluşuyor.

Museveni 2005’te anayasa değişikliği ile tekrar başkan seçilmesinin önleyen maddeyi kaldırıp sınırsız seçilme imkanı sağladı. Ancak anayasaya göre 75 yaşını geçen başkan adayı olamadığı için 2021 seçimlerine tekrar aday olmasının önü kapalı. Museveni ya anayasayı değiştirme ya da yerine oğlunu geçirmenin peşinde koşuyor. Bu amaçla oğlunu kahraman haline getirecek bir sahte darbe girişimi tezgahladığı, ama başarısız olduğu yolunda iddialar bile var.

Bunlara paralel olarak yolsuzluklar da alıp başını gitti. Askeri harcamalar, dev yatırımlar ve petrol ticareti en büyük yolsuzluk odakları haline geldi. İngiliz petrol şirketi Tullow Oil PLC’nin bakanlara milyonlarca dolar rüşvet verdiği ortaya çıktı. Uganda, dünyanın yolsuzluk algısı an yüksek ülkeleri arasında başa güreşir hale geldi.

Bunun üzerinde Uganda’ya yardım yağdıran uluslararası kurumlar 2012’de yardımları kısmaya başladılar.

Ekonomideki olumlu gidiş de tersine döndü. Enflasyon tekrar yükseldi, büyüme hızı yüzde 5’lere yani nüfus artışı karşısında yetersiz bir düzeye indi. İşsizlik yükseldi, gençler arasındaki işsizlik yüzde 70’lere çıktı. Sağlıkta durum geriye gitmeye başladı. Büyük altyapı yatırımları durdu, yapılan yollar bozulmaya başladı.

Museveni, iktidarını korumuk için internet yasakları, medya üzerinde baskı, muhalifleri tutuklama ve şiddet yoluyla sindirme, faili meçhul cinayetler, paramiliter sivil organizesyonlar dahil her baskı yolunu kullanır hale geldi. Seçim hileleri yaygın başvurulan bir araç oldu. Yargı Başkan’ın kontrolünde olduğu için bu hilelere itirazlar sonuç vermedi.

Museveni, 31 yıl önce başa geldiğinde Afrika’ya iyi bir örnek olacağı umuluyordu. Tam tersi oldu ve seçimlerin istismarına dayalı bir diktatörlük örneği haline geldi. Museveni’nin artık halk içinde eski desteği de yok, halkın çoğunluğu artık gitmesini istiyor. Ama kimse nasıl gönderebileceklerini bilmiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar