Ne olacak bu petrolün hali (2)

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI [email protected]

Küresel kriz sonrasının belki de en önemli olayı emtia fiyatlarının hızla düşmesi oldu. Bunların içinde en önemli ve en yaygın kullanılan ürünün petrol olduğu söylenebilir. Kriz öncesinde özellikle Çin ekonomisindeki sürekli ve hızlı büyümenin emtia fiyatlarını, bu arada tabii ham petrolün fiyatlarını ciddi ölçüde yükselttiğini biliyoruz. Krizle birlikte kaybedilen büyüme temposu ticaretin daralmasına, mal talebinin gerilemesine fiyatların da düşmesine neden oldu. 

Bu gelişmeye ayak uydurmakta en çok zorlanan ürünün petrol olduğu söylenebilir. Bir dönemin gözde örgütü olan OPEC üyelerine kotalar tahsis ederek dünya ham petrol arzını ve fiyatını kontrol edebiliyordu. Kriz öncesi büyüme döngüsü kurumun etkisini bir miktar aşındırdı. Dünya ekonomisi ve Çin büyüyordu. Petrol talebi hızla genişledi, fiyat yükseldi. Bu arzı daha da kışkırttı. Bu koşullarda kota falan diyerek petrol arzını kontrol altında tutmanın imkanı yoktu. OPEC ile piyasa uyumsuz bir noktaya sürüklendi. Bu uyumsuzluk kotaları aşan satışlar yapılmasına yol açtı. Talep olduğu sürece aşırı satışın sonuçlarını görmek pek mümkün olmadı. Ama küresel krizin devreye girmesiyle birlikte durum değişti. Büyümenin yavaşlaması nedeniyle talep daraldı, fiyat düşmeye başladı. Üretici ülkeler petrol gelirlerinin düşmesini engellemek için daha fazla petrol satmanın peşine düştüler. Dünya petrol piyasaları adeta mala boğuldu. Arzı besleyen başka kaynaklar da çıktı ortaya. İlk evrede yükselen petrol fiyatı yeni petrol alanlarının devreye girmesini yapılabilir hale getirdi. Bu arada kaya gazı gibi alternatif ürünlerin karlılıkları yükseldiği için bunların üretimi ve arzı da genişledi. Arz fazlası daha da arttı. Üye ülkeler arasında eski etkisini zaten yitirmiş olan OPEC neredeyse bütünüyle devreden düştü. Kota kontrolü ortadan kalktı. Bu süreç ham petrol fiyatını yerlerde sürünen bir düzeye kadar geriletti. 

Petrol fiyatlarındaki düşüş petrol üretip ihraç eden ülkelerin ihracat gelirlerini de düşürdü. Gelir kaybının boyutları ve ülkeler üzerindeki etkisi farklı oldu. Petrol üretme maliyeti görece düşük olan ülkeler daha az rahatsız oldu. Özellikle çöl alanından uzakta kalan petrol alanlarında üretim maliyeti yüksekti. Fiyatların fazlasıyla düşmesi bunları çok ciddi ölçüde zor duruma sürükledi. 

Son sıralarda bu rahatsızlıkların üst düzeye çıktığı ve petrol üreten ülkeleri bir arayışa sürüklediği anlaşılıyor. Sanırım bu arayışın hedefini petrol fiyatını önce stabilize etmek, sonrasında ise mümkün olursa yükseltmek şeklinde tanımlamak yanlış olmaz. Mevcut koşullarda bunu OPEC’in yapması mümkün değildi. Petrol üretip, ihraç eden ülkeler arasında ağırlığı görece büyük olanlar bu işi yüklendiler. OPEC içinde etkinliği yüksek olan Suudi Arabistan ile OPEC dışı üreticiler arasında görece ağırlıklı olan Rusya’ya Venezuela ve Katar’ın da katıldı. Oluşan grup ilk adımda petrol üretimini dondurma niyetiyle harekete geçti. 

Bu grubun niyetini beyan ederek ortaya çıkmasının ilk adımda olumlu algılandığını ve ham petrol fiyatının adeta bu refl eksle yükseldiğini biliyoruz. Sonradan iş biraz yavaşladı, adeta tavsamış gibi bir görüntü çıktı ortaya. İki önemli petrol ülkesinin ikircikli tavırlarının bunda etkili olduğu söylenebilir. Yıllarca ambargo baskısı altında yaşayan İran’ın üzerinden bu yükün kalkmasıyla dörtlü grubun arzı dondurma kararı hemen hemen aynı günlere rastladı. İlk adımda harekete destek veren İran petrol üretiminin kısılması gibi bir karar olursa buna katılmayacağını açıkladı. Hareketin çöktüğü şeklinde yorumlandı bu. Ardından Irak da benzer bir deklarasyon syayınlayınca fiyatı stabilize etmeyi amaçlayan petrol hareketi başlamadan bitmiş gibi oldu. Fiyat yeniden düştü. 

Petrol fiyatının tekrar yükseldiğini biliyoruz. Bu gelişme petrol piyasasında kırılganlığın bir süre daha devam edeceğini, ama artık egemen olan hareket eğiliminin yükselme yönünde olacağını gösteriyor. Önümüzdeki dönemde her yeni söylemde fiyatın düştüğüne ardından gelen iyimserlikle yeniden yükseldiğine tanık olacağız. Bu hareketin petrol talebinin yeniden yükselmeye başladığı üretici ülkelerin de petrol arzını dondurma noktasının ötesine taşıyıp, daraltmaya razı oldukları noktaya kadar devam edeceğini düşünüyorum. Petrol fiyatındaki böyle bir yeniden dengelenmenin dünya ekonomisinin büyümesine önemli bir katkı sağlayacağı ve herkese iyi geleceği kanısındayım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018