Ne kadar enflasyon o kadar faiz

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Sayın Erdoğan "Enflasyon kadar faiz" konusunu tekrar gündeme getirdi.

Hafta sonu "Enflasyon faizin neticesidir. Hedef nedir? Hedef inşallah faizle enflasyonu aynı seviyeye getirmektir. Faizi sıfırlamak için bunu yapmaya mecburuz. Bu adımları atacağız. Türkiye ona doğru gidiyor" dedi.

Ekonomilerde genelde 3 farklı faiz oranı vardır:

(1) Ekonomilerde gösterge faizi, devletin borçlanma senetlerine (tahvile-bonoya) ödediği faizdir. En düşük faiz oranı budur.

(2) Bunun bir üstündeki faiz oranı mevduat faizidir. Bankaların tasarrufları toplamak için yaptıkları masraf vardır. Bankalar devletten daha riskli kurumlardır. Bunun için bankalar mevduata devletin bono ve tahvile ödediği faizden daha fazla faiz öder.

(3) Kredinin ana kaynağı mevduattır. Kredi veren kuruluşlar, mevduat faizinin üzerine, kendi işletme giderlerini ve de kredinin riskini ekleyerek kredi faizini belirler.

Bir ekonomide, gösterge faiz olan devlet tahvili ve bonosunun reel faizinin (enflasyondan arındırılmış) tavanını (en yüksek çizgisini) milli gelirin büyüme oranı belirler.

Devlet tahvili ve bonosunun reel faizi, ekonominin büyüme oranından fazla ise devletin borcu durduğu yerde katlanır.

Ekonomi büyürken devlet tahvili ve bonosunun reel faizi sıfırlanır ise finansal yapıda kilitlenme ortaya çıkar.

Son yıllarda Türk ekonomisi ortalama yüzde 4.5-5.0 oranında büyüyor.

Bu tabloda devlet tahvili ve faizlerine yüzde 3.5-4.0 oranında reel faiz ödenmesi beklenir. Bu reel faiz oranı, toplam borcun milli gelire göre giderek küçülmesine imkan verir.

Devlet tahvil ve bonosuna reel yüzde 3.5-4.0 faiz verir ise mevduat faizi de reel yüzde 5 dolayında, kredi faizi reel olarak yüzde 7-8 oranında olabilir.

Bu sağlıklı ekonomilerde reel faizin oluşumu ile ilgili bir anlatımdır.

Sağlıksız ekonomilerde "ekonominin tedavisi için" perhiz uygulaması zorunluluğu ortaya çıkar. Reel faiz sıfırlanır. Hatta sıfırın altına indirilir.

Nasıl perhiz ile hastalık düzeldikten sonra bünyenin sağlıklı olarak gelişebilmesi için beslenme ihtiyacı var ise sağlıksız ekonomiler de "sıfır reel faiz" ile sağlığa kavuşturulduktan sonra reel faiz uygulamasına geçilmesi gerekir. Yoksa, yatırım ve üretimin finansmanı mümkün olamaz. Büyüme gerçekleşemez.

Son küresel kriz nedeniyle başka ABD olmak üzere birçok ülkede sıfır reel faiz uygulaması örneği görüldü.

Bu uygulama geçici uygulamadır. Tedavi amaçlıdır.

Kriz varlık değerlerinin balon yapması ile çıktı. Varlık balonu sönünce, finans kuruluşlarının (bankaların) bilançosunun aktifi birden küçüldü.

Bilançonun aktifinde varlık (örneğin konut, bina) değerleri, pasifinde halkın mevduatı vardı.Varlık fiyatının balonu sönünce, denge yok oldu. Halktan toplanan mevduatın karşılığı azaldı. Mevduat karşılıksız kaldı. Krizden çıkabilmek için finans kuruluşlarının aktiflerindeki varlıkların değerinin yükseltilmesi gerekiyordu.

İşte bu tabloda merkez bankaları faizi sıfırladı. Hedef, özelde tasarrufların gayrimenkule yönlendirilmesini ve genelde varlık fiyatlarının yükseltilmesi idi.

Enflasyon kadar faiz görüşü, Sayın Erdoğan'ın 2003 yılından buyana savunduğu bir görüştür.

Bir anlamda faizin haram olduğu inancının uzantısıdır.

İslamiyet'in faiz yasağına herhangi bir kılıf uydurulamaz. Ve herhangi bir makamdan "faiz fetvası" alınamaz. Ama hangi işlemin faiz olduğu, hangisinin olmadığı tartışılabilir. Bazı fıkıh hocalarına göre "Enflasyon kadar faiz, riba hükmüne girmez"

Acaba "enflasyon kadar faiz" ne sonuçlar verir?

1) İnsanlar faiz için değil, ihtiyaç saiki ile (tasarruf yapar) para biriktirir.

Tasarruf, gelirin tüketilmeyen kısmıdır. Ertelenen tüketimdir. İnsanlar ilerideki ihtiyaçları için gelirlerinin tamamını tüketmez. İlerideki ihtiyaç kefen parasıdır. Torununun okul parasıdır. Otomobil, ev parasıdır.

Birikim yapanların ek endişesi, birikimlerinin değer kaybetmemesi, yok olmamasıdır. Bunun için ninelerimiz, dedelerimiz birikimlerine altına bağlamıştır. Altın faiz-riba getirmez. Birikimin değerini korur.

Birikim yapanlar eğer paralarını nakit olarak muhafaza ediyorlar ise (mevduat hesabı açıyor,başkasına borç veriyor ise) paralarının aşınmasını önleyecek kadar bir getiri (enflasyon kadar faiz-riba) almak haklarıdır. İşte enflasyon kadar reel faiz düşüncesi buna dayanır.

2) Birikimine enflasyonun üzerinde getiri bekleyenler, üretim araçlarına para bağlayabilirler. Bu tür yatırımın özelliği kâr ve zarar ortaklığıdır. Faiz-riba yoktur. Artan üründen, üretime yapılan katkı oranında pay almak vardır. (Faizsiz finans kuruluşlarının çalışma ilkesi budur.)

3) Enflasyon kadar faiz sisteminin özelliği şudur: (a) Tamahkarlığı yok eder. (b) Birikimlerin doğrudan üretime yönlendirilmesine imkan verir. (c) Getiri kadar riskin de bölüşümüne dayandığı için adil-helâl bir sistemdir. (d) Paranın riskli yatırım araçlarına (yüksek riskli enstrümanlara-derivativeslere ) yönelmesi önlenir.

Sayın Erdoğan gene uzun uzun tartışılacak bir konuya değindi. Görülüyor ki yararı da var zararı da.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018