Navlunun dibi
Geçtiğimiz haftaki yazımda, Çin ekonomisindeki yavaşlamanın tüm dünyayı önemli ölçüde etkilediğinden, ve oradaki daralmanın tüm dünyaya kısa sürede sirayet edeceğinden söz etmiştim. Bu durumun önemli bir etkisi de, navluna, yani nakliye fiyatlarına doğrudan yansımış durumda. Öyle ki, başta denizyolu olmak üzere, havayolu da dahil olarak baktığımızda navlunun kasım ayından bu yana yüzde 30'a yaklaşan bir düşüş içerisinde olduğunu görüyoruz.
Yakın zaman önce gazetemiz de bu konuda benzer bir haber yapılarak durumun vehametinden söz edilmişti. Bu duruma sebebiyet veren en önemli faktörün, Çin ekonomisindeki ağırlaşma ve gerileme ile yanı sıra, Avrupa Birliği’ndeki ekonomide görece durağanlığın da tesiri olduğunu söylemek mümkün. Sadece Çin’in dünya ticareti üzerindeki trafiğin yüzde 30’unu gerçekleştirdiğini düşündüğümüzde, zaten bu durumun kaçınılmaz olduğunu görüyoruz. Yaz aylarında çok daha yükselmesi beklenilen, ve ağustosun başlarına dek süren taşıma hacmi, beklenenin altında gerçekleşince, lojistik ağız ile “yük azalınca”, gemilerdeki ve uçaklardaki hacimler de boşa çıkmaya başladı ve bu da navlunun düşmesine sebebiyet verdi. Habere göre, Asya’dan Akdeniz’e konteyner taşıma fiyatının 469 dolarlar seviyesine kadar gerilediği görülmekte ki, bu rakam dip seviyelerde. Bugün herhalde Çin’den Asya’ya bir yolcunun ulaşım maliyeti de ancak bu seviyelerde olabilir. Çin’in ticaretindeki gerileme ile ilgili olarak bahsedilen oran, ilk altı ayda, hemen hemen yüzde 11 seviyelerinde. Dev bir ekonomi için, bu çok yüksek bir oran ve elbette herkesi de önemli ölçüde etkilemekte.
Bu durumdan şu anda elbette ülkemizdeki ithalatçılar bir hayli memnun durumdalar; zira zaten artan döviz ve sık sık dile getirdiğimiz, pek çok tüketim malına gelen ilave vergiler ile yükselen maliyetlere, navlunun olumlu etkisi, toplam maliyet açısından ithalatçıya bir avantaj oluşturuyor. Tabi kimse zannetmesin ki bu böyle devam edecek; özellikle Çin Avrupa arasında bir süredir düşük kapasite ile mücadele etmeye çalışan gemicilik şirketleri şimdi önemli bir zam yapmak üzere, çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Hemen 1 Eylül itibarı ile zaten bunun yansımalarını da görmeye başladık ve doğrudan konteyer başına ilave 1.000 dolar gibi zam miktarları göze çarpmaya başladı bile. Hıristiyan alemi için yaklaşan noel, elbette ticareti de hızlandıracak ve yine bir hareketlenme söz konusu olacak. Ancak genel resme baktığımızda, Çin’deki daralmanın ben artık daimi olacağını gözlemleyebiliyorum, zira lükse olan ilgi ve eğilim yavaş yavaş sıkı kemer politikalarına dönüşmeye başladı. Hep söylerim, dış ticaret globaldir, küreseldir ve elbette serbest olmalıdır. Ancak bir süre sonra doyuma ulaştığında ve ülkelerin cari dengelerine sekte vurmaya başladığında tedbirler almakta kaçınılmaz hale gelir.