NATO yaş 70 iş bitmiş mi…
Dünyanın son 500 yıllık dönemindeki 63 askeri anlaşmanın en uzun dönemlisi NATO, 70 yaşında. Bir yandan 100. yaşına ulaşması için yeni öneriler sunuluyor, bir yandan da tasfiye edilmesinin insanlık için daha yararlı olabileceği gündemde yer alıyor…
4 Nisan 1949’da, 2. Dünya Savaşı sonrası soğuk savaş döneminde, Atlantik kıyısında yer alan 12 ülke Sovyet tehlikesine karşı -saldırı olması halinde aynen mukabele etmek için- bir örgütlenmeye giderek NATO’yu kurdular.
Bizim Kore Savaşı sonrası üyeliğe kabul edildiğimiz örgüte bugün 29 ülke. 30’uncu üye olarak Kuzey Makedonya da yolda. 930 milyonluk bir nüfusu kapsayan kuruluşun üyeleri Dünya GSMH’sinin yüzde 50’nden fazlasını oluşturuyor.
Son 500 yılda dünyada var olan 63 askeri anlaşmanın ortalama ömrü 15 yıl. NATO askeri anlaşmaların ortalama yaş sınırını bunun dört katını çok fazlasıyla aşmış durumda.
Peki bu 70 yılda NATO neler yaptı?
Resmi olarak sadece ABD talebiyle 11 Eylül saldırısı sonrası kullanıldı. Buna karşın çok sayıda gayri resmi kullanımı söz konusu. 1995’te Balkanlarda ırkçı savaşlara müdahale etti. Sonra Hürmüz Boğazı’nın güvenliğini üslendi. Afganistan’a sevk edilen 16 bin NATO gücü halen orada görevini sürdürüyor. Şu dönemdeki gayri resmi görevi ise Polonya ve Baltıkları Rus tehdidinden korumak. “Çok yüksek hazırlıklı NATO birliği, 3 Baltık ülkesi ile Polonya’da konuşlanmış durumda. Ayrıca, 2020’de 30 bin askerden oluşacak 4 birliğin hazırlığı var. Bu hazır gücün Almanya ve ABD’de iki üs bölgesi olacak.
NATO’da bu gelişmeler olurken ABD-Avrupa ayrışması gündemde. Avrupa kendi ordusunu kurmak istiyor. 1.6 trilyon dolarlık ekonomisiyle Avrupa topu topu 515 nükleer başlıklı füzeye sahipken, Rusya’da bu sayı 6 bin 850. Avrupa’nın enerji güvenliği ise Rusya tarafından sağlanıyor. Bu nedenle ilişkileri Dünya savaşı sonrası Rusya, Finlandiya ilişkileri gibi tatlı/sert. Rusya’yı hem darıltmayacak, hem de “evin kedisi” izlenimini vermeyecek… Merkel ve Macron “Gerçek Avrupa ordusu” kurma konusunda anlaştılar. Bu ordu NATO’nun 5. maddesinde olduğu gibi saldırı olursa “müdahale” edilmesini içeriyor. Bu ordunun kurulması gerçekleşmezse “3. Yol” olarak Fransa’nın nükleer ağının Avrupa’yı kapsayacak şekilde güçlendirilmesi planlanıyor.
2014 yılında Avrupa ülkeleri GSMH’nin yüzde 2’sini savunma harcamalarına ayırma yükümlülüğüne girmişlerdi. 2018 yılı itibarıyla 30 AB üyesinde sadece 3’ü bu kotaya uymuş durumda. Bu nedenle Başkan Trump 2018 Temmuz’unda 2024’de dolacak bu yükümlülük yerine gelmezse, “Ben de Avrupa savunmasından çekilirim” tehdidini ortaya koyduktan sonra, 19 Mart’ta Okyanusun her yerinden NATO’ya aday alma düşüncesini, Brezilya Başkanı Bolsonaro’yu NATO üyeliğine davet ederek gösterdi.
NATO’nun 100. yaşına ulaşabilmesi için üye ülkelerin “oylayacağı” 5 konudan söz ediliyor:
*Çin’in yükselen güç olması nedeniyle, ABD; Japonya ve Avustralya’nın da üye olmasını düşünüyor. Bunun gerçekleşmesi için NATO’nun kurucu anlaşmasının değişmesi gerekiyor.
*NATO’da karar alınmasını zorlaştıran, “mutlak çoğunluk” yerine “salt çoğunluk” ilkesinin benimsenmesi gerekiyor.
*Çalışma alanı içersine enerji güvenliği açısından Güney/Kuzey kutuplarının eklenmesi, buraların Çin’e bırakılmaması düşünülüyor.
*İttifakın fiziki sınırlarının yeniden çizilmesi gerekiyor.
*Soğuk Savaş dönemi örgütü NATO’nun tümden tasfiye edilmesinin günü geldi mi? Sorusu da gündemde yerini koruyor.
Bu soruyu akla getiren ise yılda 1 trilyon dolarlık silahlanma bütçesinin barışa ve insanlığın refahına harcanmasının çok daha faydalı olacağı düşüncesinden kaynaklanıyor.