Nasıl geçti, nasıl geçer?
Öyle bir yılı geride bıraktık ki, yılın bu ilk gününde okumaya bile yorulacağınıza neredeyse eminim. Benim için yılın son yazısında, uğurlanan yılın önemli olaylarına değinmek bir klasik halini aldı. Kendimi biraz da bu konuda sorumlu hissediyorum; şöyle bir bakışta neler yaşadığımızı hatırlamak keyifli olsa gerek. Ancak, gerçekten her geçirdiğimiz yıl bir öncekinden daha hareketli geçiyor adeta; kim bilir, belki de bize öyle geliyor olabilir.
Her açıdan hareketli bir yıl idi 2015. İki ayrı genel seçim ile ve verilen vaatleri ile hiç akıllarımızdan çıkmayacağı kesin; ancak bu vaatlerden birisi olan asgari ücretin net 1.300 TL olması, belli ki 2016’nın ilk ekonomi gündemi olacak. Henüz etkilerini hissetmemiş olsak da, kısa bir süre sonra yansımaları bir hayli ses getirecektir. IMF’nin Türkiye için 2016 yılına yönelik %2.9 büyüme öngörüsünün gerçekleşmesine nasıl tesir edeceğini merak ediyorum; zira başarı sağlanamaz ise, potansiyel büyüme konusunda yeterli seviyeye ulaşamadığımız 5.yılı da görmüş olacağız. 2015 yılındaki büyümenin son çeyrekteki artışa rağmen, ancak % 3’e yaklaşacağını da hatırlatmak da yarar görüyorum.
Ekonomi açısından olduğu kadar, dünyada ve ülkemizde yaşanan olaylar açısından da 2015 son derece hareketli idi. Ocakın daha hemen başında Paris’te Charlie Hedbo dergisine saldırıda 17 kişi yaşamını yitirdi. 11 Ocak’ta da liderler barış için yürüdüler. 31 Mart’ta Türkiye’nin tüm elektrik otomasyon sistemi durdu ve bir çok ile elektrik verilemedi. 11 Şubat’ta ise hepimiz acımasızca öldürülen bir genç kızı tanıdık; Özgecan Ceylan yüreklerimize kazındı. Yine ülkemizde bu kez 31 Mart’ta Savcı Mehmet Selim Kiraz görev yaptığı adliyede öldürüldü. 25 Nisan’da Nepal’de yaşanan deprem, binlerce canı alırken bizlere depremi tekrar bir hatırlattı, hızlıca geçti. 9 Mayıs’ta; 1980 ihtilalinin baş aktörü, Kenan Evren hayatını kaybetti. 7 Haziran’da ilk genel seçim yapıldı ve ülke tekrar koalisyon ile tanışacak mı sorusu gündeme geldi. Bu kez 17 Haziran’da yine bir tarih aramızdan ayrıldı, efsane siyasetçi Süleyman Demirel yaşamını yitirdi. 20 Temmuz’da Suruç katliamında 32 kişi hayatını kaybederken, 22 Temmuz’dan itibaren artan terör olayları halen de etkisini sürdürmekte. 11 Ağustos’ta darbe girişimleri iddiasının baş aktörü Savcı Zekeriya Öz yurtdışına kaçtı. 25 Ağustos’ta ülkemiz tekrar genel seçime gideceğini öğrendi. Suriye’deki savaşın etkisi ile ülkemize kaçan pek çok Suriye’li gündemimize otururken, 3 Eylül’de bir çok aile ve çocuk dünya basınının gözü önünde can verdi, tek suçları ise, kendilerini yaşamlarını sürdürebilecekleri bir ülkeye götürmek üzere bir bota binmeleri idi. 6 Eylül’de Hakkari’de 16 askeri daha şehit verirken, bu kez 8 Eylül’de Iğdır’da 14 polis şehit verdik. 24 Eylül’de hacda 2.000 kişi izdiham nedeniyle hayatını kaybetti. 10 Ekim’de Ankara’da acı bir olay meydana geldi ve ardarda oluşan patlamalar ile tam 102 kişi yaşamını yitirdi. 1 Kasım’da seçimlerde Ak Parti tekrar tek başına iktidar oldu. 13 Kasım’da terör bu kez Paris’i vurdu ve 130 kişi hayatını kaybetti. 24 Kasım’da çok önemli bir olay meydana geldi ve Türkiye sınır ihlali yapan bir Rus uçağını vurdu. 28 Kasım’da Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi vurularak öldürüldü. 10 Aralık 2015’de Nobel Kimya Ödülü’nü alan Prof. Dr. Aziz Sancar, bu yıl ülkemizi nadiren de olsa mutlu edenlerden birisi olarak tarihe adını yazdırdı. 2016’nın daha parlak bir yıl olması eminim hepimizin temennisi.