Nakit sermaye artıranlarda faiz indirimi ve cevap bekleyen sorular (2)

Recep BIYIK
Recep BIYIK VERGİ PORTALI [email protected]

29 Temmuz 2015 tarihinde yayınlanan makalede, yeni kurulan veya nakit sermaye artıran şirketler için getirilen faiz indirimi teşviki genel hatlarıyla özetlenmişti.

Düzenleme yürürlüğe gireli henüz bir ay gibi kısa bir süre geçti. Henüz pratik uygulaması yok. Bütün vergi düzenlemelerinde olduğu gibi, bu konuda da uygulamayla birlikte çok sayıda sorunun ve tereddüdün ortaya çıkması kaçınılmaz. Bu sorunlar ve tereddütler, vergi hukukçularının yorumu, Gelir İdaresinin görüşleri ve yargı kararları çerçevesinde zamanla azalacak veya yok olacaktır.

Konuya katkı yapmak adına, daha bu günden tartışılmaya başlanan tereddütlü bazı konuları tespit etmek ve bu konularla ilgili görüşümü özetlemek isterim.

Faiz indirim oranı %100’ü geçebilir mi?
Daha önceki makalede belirttiğim gibi, faiz indiriminde kullanılacak indirim oranı genel olarak %50’dir. Yani, nakit olarak artırılan sermaye tutarı üzerinden hesaplanacak faizin yarısı kadar matrahtan indirim yapılacaktır.
Yayımlanan Bakanlar Kurulu kararıyla, bazı durumlarda uygulanacak indirim oranı, genel indirim oranına belirlenen puan kadar ilave edilerek bulunacaktır.

Örneğin indirim oranı;
- Payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketlerinden, indirimin uygulanacağı yılın son günü itibariyle, halka açıklık oranı    %50’nin üzerinde olanlar için genel orana 50 puan ilave edilerek %100,
- Nakit artırılan sermayenin, yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında kullanılması durumunda, genel orana 25 puan ilave edilerek %75,
olarak uygulanacaktır.

Teşvik belgeli yatırım yapan halka açık bir şirketin bu ek indirim olanaklarının ikisinden de yararlanıp yararlanamayacağı açık değildir.

Kişisel düşüncem, halka açıklık oranı %50’nin üzerinde olan bir şirketin, artırılan sermaye nedeniyle koyduğu nakdi yatırımda kullanması durumunda uygulanacak indirim oranı toplam 75 puan ilavesiyle %125 olmaktadır.

Bakanlar Kurulu'nun oranı halka açık şirketler için %150’ye kadar artırma yetkisi vardır. Bakanlar Kurulu'nun yukarıdaki durum için yetkisini bu sınır çerçevesinde kullandığını ve % 125 oranında indirime yasal bir engel bulunmadığını düşünüyorum. Kaldı ki, bu durum düzenlemenin amacına da uygundur. Düzenlemeyle hem halka açık şirketlere, hem de yatırım yapan kurumlara özel bir ayrıcalık sağlanmaktadır. Yasal bir sınırlama olmadığına göre, her iki ayrıcalığın da kullanılması düzenlemenin amacıyla da uyumludur.

Zincirleme sermaye artırımında birden fazla şirket indirimden yararlanabilir mi?
Sermaye artırımı yapan şirketler, bu işlem nedeniyle gelen nakdi yasal sınırlar içerisinde serbestçe kullanabilirler. Bu seçeneklerden birisi de iştiraklerinin sermaye artırımında kullanılmasıdır. Sermaye artırımından gelen nakdin iştirakin sermaye artırımında kullanılması durumunda, her iki şirketin de faiz indiriminden yararlanıp yararlanamayacağı gündeme gelebilir. Kanunla, zincirleme sermaye artışı yapılmasında, sermaye artırımı yapan bütün kurumların teşvikten yararlanmasına bir engel konulmamıştır. Ancak Bakanlar Kurulu kararında, artırılan sermayenin başka şirketlere sermaye olarak konulan kısmı için indirim oranı sıfır olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla mükerrer indirim önlenmek istenmiştir.

Bakanlar Kurulu kararıyla yapılmak istenen düzenleme anlaşılabilir bir düzenlemedir. Ancak Bakanlar Kurulu'nun bu düzenlemeyi yapmaya yetkisi olup olmadığı tartışılabilir. Bu çerçevede Bakanlar Kurulu kararının iptal davasına konu olabileceği düşünülmektedir.

Devir, birleşme ve bölünme halinde indirim olanağı bitiyor mu?
Yasaya göre, sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından kaynaklanan sermaye artırımları, indirim hesaplamasından dikkate alınmayacaktır. Yasal düzenleme açık gibi gözükse de anlaşılamaz bir durum olduğu düşünülmektedir. Birleşme, devir ve bölünme işlemleri sonucu artırılan sermayenin tamamı için faiz indiriminden yararlanılmaması, her türlü sermaye artırımının düzenleme kapsamında olmaması nedeniyle doğrudur. Bu çerçevede örneğin, en son 2014 yılında nakit sermaye artışı yapan bir kurumun 2016 yılında bir başka kuruma devri halinde, devir nedeniyle devralan şirkette yapılan sermaye artışı nedeniyle faiz indirimi yapılması düşünülemez. Çünkü devralan kurumun da zaten böyle bir olanağı yoktur.

Ancak, yasanın yürürlükte olduğu dönem içinde nakit sermaye artıran ve faiz indiriminden yararlanan bir şirketin, bir başka şirkete devri veya bölünmesi durumunda, devir ve bölünme ile ilgili bütün diğer düzenlemeleri düşündüğümüzde, faiz indirimi olanağının son bulması anlaşılabilir değildir. Mevcut hakkın yeni şirkette devam etmesi hem faiz indirimine ilişkin düzenlemenin, hem de devir ve bölünme maddelerinin amaçlarına daha uygundur.

Geçici vergi dönemlerinde faiz indirimi mümkün müdür?
Yıllık beyannameyle bildirilen kazancın vergilemesinde yararlanılabilen bütün indirim ve istisnalar, geçici vergide de dikkate alınabilmektedir. İndirim ve istisnalardan yararlanılması şarta bağlıysa, bu şartların yerine getirilip getirilmediği, ilgili geçici vergi dönemin in son günündeki duruma göre belirlenmektedir. Yasa’da bir sınırlama olmadığına göre, bu kural çerçevesinde, geçici vergi dönemleri itibariyle de faiz indiriminden yararlanmak mümkündür. Dolayısıyla, her geçici vergi döneminin sonu itibariyle, indirim tutarının belirlenmesinde dikkate alınacak faiz oranının açıklanması ve indirim olanağının kullanılması gerekmektedir. Çok küçük de olsa, Bakanlar Kurulu kararı metninde “… yılın son günü itibarıyla, …” ifadesi geçtiği için geçici vergi dönemleri itibariyle faiz indiriminin uygulanamayacağı şeklinde bir yorum yapılması olasılığı olabilir. Bizce geçici vergi dönemleri itibariyle uygulamayı engelleyen bir durum yoktur ancak yine de böyle bir yorum yapılabileceği unutulmamalıdır.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar