Muvazzaf askerlik süresinin yıllık izin hesabında dikkate alınmayacağı
Av. Cihan AVCI
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/1877 E. ve 2007/10179 K. sayılı 10.04.2007 tarihli ilamında muvazzaf askerlikte geçirilen sürelerin yıllık izin hakkının kazanılması ve süresinin tayin edilmesi noktasında ne şekilde değerlendirileceğini ortaya koymuş bulunmaktadır. Yıllık izin meselesi içinde bulunduğumuz yaz mevsimi dolayısıyla son derece güncel bir mesele durumundadır. Dolayısıyla yıllık ücretli izin uygulaması hakkında uygulamada karşılaşılan bu ve bunun gibi bir çok soruna eğilmek gerekmektedir. Bu tür sorunların birisi de yıllık izin hakkının kazanılması için gerekli olan bir yıllık kıdemin tespiti ve yine yıllık izin süresini arttıran 5 yıllık kıdemin ne zaman ve hangi şartlarla ikmal edilmiş sayılacağı hususudur. Bu konuyu tüm olarak izah edici Yargıtay kararlarına da yer vermekle birlikte, hususiyet arz eden durumların değerlendirmesini yapan kararlara dikkat çekmek daha verimli olacaktır düşüncesindeyiz. İşte incelediğimiz karar uygulamada duraksamalara neden olan muvazzaf askerlik hizmetinin yıllık izin uygulamasındaki durumunu ortaya koymaktadır.
İncelememize konu Yargıtay kararında davacı işçi, kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Karar davalı vekilince temyiz edilerek, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin önüne getirilmiştir.
Yargıtay temyiz incelemesi neticesinde kararı bozmuştur. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bozma kararında öncelikle davacı işçinin 1989-1990 yıllarında muvazzaf askerlik hizmetini ifa ettiği gerekçesiyle anılan yıllar için 12'şer gün olan yıllık izin hakkının indirildiğini ve davacının kullanmadığı yıllık izin süresinin belirlendiğini ortaya koymuştur. Yargıtay bu tespitinden sonra yapılan işlemin kanuna aykırı olduğunu vurgulamıştır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, gerek 1475, gerekse de 4857 sayılı yasada muvazzaf askerlik süresinin yıllık izin sürelerinin hesabında çalışılmış gibi sayılacağına dair bir hükme yer verilmediğini, bu itibarla muvazzaf askerlikte geçen sürenin izin hesabında dikkate alınmasının mümkün olmadığını, somut olay yönünden davacının askerde olduğu dönem dışlanarak 1987, 1988, 1991, 1992, 1993 yılları için ilk beş yıllık dilime göre her yıl 12 gün üzerinden izin hakkı belirlenmeli ve sonraki 9 yıl için ise, 18'er gün üzerinden izin süresi hesaplanması gerektiği açık şekilde ifade edilmiştir. Netice olarak kullanılmayan izin süresinin çalışılan yıllara göre kademeli bir şekilde belirlenmesi gerekirken, askerlikte geçen süre için toplam 24 gün izin süresi düşülerek hesaplama yapılmış olması Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından hatalı bulunmuş ve bu durum bozmayı gerektirmiştir.