Mutluyuz, umutluyuz, kamu hizmetlerinden memnunuz!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Taksim’de ya da Kızılay’da yürüyorsunuz. Karşınızda elinde mikrofonu ve yanında kamerasıyla bir basın mensubu beliriyor, bir konuda görüşünüzü almak istiyor. “Havalar mevsim normallerinde mi gidiyor” diye sormuyor. “Mutlu musunuz” sorusunu yöneltiyor ilk olarak, “Mutluyum” derseniz, “Bunun kaynağı ne” sorusu geliyor ardından, kamu hizmetlerinden duyduğunuz memnuniyetin düzeyini soruyor, “Umutlu musunuz” diyor ve son olarak da “Son bir yıldaki ekonomik gelişmelerin etkisinin ne olduğu” sorusunu yöneltiyor. 

Pek mutlu olmadığınız halde, ne olur ne olmaz, diyerek “Mutluyum” deme olasılığınız yüksek, değil mi… Hele hele, asayiş hizmetlerinden, adli hizmetlerden memnun değilseniz bile, “Başıma iş mi alacağım şimdi” diye düşünerek, “Memnunum” demez misiniz…

Peki Taksim’de ya da Kızılay’da yürürken değil de, evinizde otururken devletin bir kurumu soruyorsa bu soruları size. Tamam biliyorsunuz, karşınızdaki devlet memuru TÜİK’in yetkilisi, bu soruları da her yıl yapılan “Yaşam Memnuniyeti Araştırması” kapsamında soruyor. Vereceğiniz yanıtlar birey olarak ne düşündüğünüzü belirlemek amacıyla kullanılmayacak, amaç araştırma yapmak. Ama yine de tedirgin olmaz mısınız?

Mutluyuz, umutluyuz!

Çeşitli hesaplama yöntemlerine göre değişiyor olmakla birlikte Türk halkının üçte bir kadarı yoksul.

Gelir dağılımı son yıllarda biraz iyileşme gösteriyor gibiyse de, temelde bozuk. Ama ne yaman çelişkidir ki Türk halkı yıllardır mutluluktan adeta uçuyor.  

- TÜİK’in 2013 yaşam memnuniyeti araştırmasına göre, geçen yıl itibariyle Türk halkının yüzde 59’u mutlu. Mutsuz olduğunu söyleyenlerin oranı ise yalnızca yüzde 11.

- Üniversite mezunu gençlerin beşte biri işsiz geziyor; ama bu kesimin yüzde 62’si mutlu olduğunu söylüyor.

- Devlet memuru maaşından, hele hele maaş artışından hep şikayetçi; ama mutlu… İşçi, en son toplu iş sözleşmesini ne zaman imzaladığını hatırlamıyor bile, sendikalı olmayan da zammı unutmuş; ama mutlu…

Mutluluk kaynağının ilk sırasında yüzde 68 ile sağlık geliyor. Para ise yüzde 4.1 pay ile ancak dördüncü sırada yer bulabiliyor. Ama, acaba mutlu olmayan yüzde 11 için sıralama nasıl; bu kesim hangi nedenler yüzünden mutsuz. Keşke bunu da bilebilseydik.

- Özellikle büyük kentlerde yollarda ömür tüketiliyor; ama vatandaşın yüzde 76’sı ulaştırma hizmetlerinden memnun…

- Sağlık hizmetlerinden memnuniyette doyum noktasına ulaşılmış gibi, üç yıldır yatay bir seyir var. Ama yine de memnuniyet oranı yüzde 75’lerde, yani oldukça yüksek.

- Adli hizmetlerde 2006-2008 döneminde yüzde 45-50 arasında olan, sonraki üç yılda hızla yüzde 35-40 bandına gerileyen memnuniyet, 2012’de yeniden yüzde 45’e, hele hele geçen yıl ne oldu da yüzde 53’le rekor düzeye çıktı acaba? Bu değişiklik, konuyla ilgili fikri olmadığını beyan edenlerden memnunlara kayma sonucu gerçekleşmiş, Türk halkı birden adli hizmetler konusunda uzman mı kesilmiş! Örneğin, 2010’da adli hizmetler konusunda fikri olmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 45, geçen yıl yüzde 31. 

- Asayiş hizmetleri mi, en memnun olduğumuz kamu hizmeti. Asayiş hizmetlerinden memnuniyet oranı son üç yıldır yüzde 79.4 düzeyinde bulunuyor.

- Halkımız geleceğe umutla bakıyor, umut düzeyi de giderek artıyor. Son beş yıldır sürekli bir artış söz konusu. 2008’de yüzde 64.9 olan umut düzeyi, geçen yıl yüzde 77’ye yükselmiş durumda.

Peki ya son bir yıldaki ekonomik gelişmeler bireyler üzerinde nasıl bir etki yapmış? Halkın üçte ikisi, bir önceki yıla göre daha ucuz ürün tüketmeye başladığını söylemiş. Ama öbür yanda yüzde 25 gelirinin azaldığını, yüzde 15 ise arttığını dile getirmiş. Yüzde 39 borçlanmış, yüzde 21 borçlarını ödemiş. Eğlence ve tatil masraflarında da kısıntıya gidilmiş. 

Peki ya gerçek?

TÜİK’in bu çalışması, 125 bin hanede gerçekleştiriliyor. Anket, bir hanede birden fazla kişi bulunduğu için çok daha fazla kişiyi kapsıyor. Yani ortada kapsamlı bir çalışma var. Ama dedik ya, biz bu tür sorulara verilen yanıtlarla sağlıklı bir veri setine ulaşmanın pek de mümkün olmadığı kanısındayız. Sakın burada TÜİK’i eleştirdiğimiz akla gelmesin. Girişteki gazeteci örneğini de o yüzden verdik ya zaten. 

Gerçek mutluluk, gerçek umut, insanların yüz ifadelerine yansıyor aslında. Çıkın sokaklara, yolda yürüyen insanları izleyin biraz, trafikte birbirinin üstüne çıkmayanların sayında azalma var mı, onu gözleyin, stadlarda birbirini öldürmeye adeta ant içmişlerin sayısı azalıyor mu, artıyor mu, ona bakın. 
Mutsuzluktan ne yaptığımızı bilemez haldeyiz ya da mutluluk nedir onda anlaşamıyoruz! 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar