Mutluluk günü

Filiz KARAOSMANOĞLU
Filiz KARAOSMANOĞLU SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM [email protected]

Geçtiğimiz hafta Uluslararası Mutluluk Günü'nü kutladık. Birleşmiş Milletler(BM) 2011’deki mutluluk ve refah konusundaki ilk konferansında mutluluğu, “Temel İnsan Hedefi” olarak kabul eden ve “Tüm insanların mutluluğunu ve refahını teşvik eden ekonomik büyümeye daha kapsayıcı, adil ve dengeli bir yaklaşım” getiren kararı kabul etti. Ardından mutluluk konusundaki ilk BM konferansı 2012’de gerçekleşerek, BM Genel Kurulu, Uluslararası Mutluluk Günü’nün her yıl 20 Mart’ta olacağı kararını açıkladı. Uluslararası Mutluluk Günü ilk kez 2013’te kutlandı. “Birlikte daha mutlu bir dünya yaratalım” sloganıyla ilerleyen bu kutlamayı, benzer hedefli kuruluşlarca da desteklenen ve kar amacı gütmeyen bir hareket olan “Mutluluk için Eylem (http://www.actionforhappiness. org)” koordine etmekte. “Dünyada bulunduğum çevrede daha fazla mutluluk yaratmaya çalışacağım” diyen hareket 160 ülkede etkinlikler yapıyor. Harekete kayıt olup, bedelsiz Mutluluk Kılavuzu edinebilir ve çevrenizde daha fazla mutluluk için uğraşa başlayabiliriz.

Diyebilirsiniz ki, gezegenimizde savaş, fakirlik, açlık, iklim değişikliği, ekonomik zorluklar,v.b, pek çok sorun diz boyu. Türkiye’miz de zor günlerden geçiyor. Mutluluk istemek, konuşmak abes ile iştigal olmaz mı? Olmaz. Mutlu insan hem kendine hem yurduna hem de yerküremize daha yararlı olur. Peki mutluluk nedir? Soralım. Vücut kimyamızdaki bir değişim mi? Ruhsal, mistik bir his mi?İnançla güçlenen bir duygu mu? Kişinin yaradılışında kodlu keşfedilmesi gereken bir olgu mu? Öğrenilebilir bir büyüklük mü? Yoksa farkında olmaktan zorlandığımız, yetersiz kaldığımız yaşam boyu geliştireceğimiz bir yol mu? Teknik bir sorgulama da yapalım. Mutluluk kesikli bir proses mi? Mutluluk sürekli bir proses mi? Mutluluk yarı kesikli proses mi? Mutluluk sürdürülebilir mi? Mutluluk yönetimi yapılabilir mi?

Mutluluk için vadedenler var

İnsanoğlu hep bunların cevabını arıyor. Bilge kişilerin ezbere bildiğimiz sözleri var. Şiirlerde, şarkılarda, filmlerde, romanlarda sorgulanan ve tadı sunulan mutluluk pek çok yeni iş kolu ve mesleği yaratarak istihdam da sağlıyor. Seminerler, konferanslar, koçluklar var. Hatta mutluluk için sır çözümler vadedenler var. “Aslında mutlu olmam gerek” diyerek çözüm arayanlar sonunda buldukları sonuçları paylaşarak iş sahibi de oluyorlar. Mutluluk erişimi için bir sektörel pazar var demek yanlış olmaz.

Bizim kuşağın genel kabul gören mutluluk beklentisi, mutlu olmak için koyduğumuz hedefl er ile oğlumun, araştırma ekibimim, öğrencilerimin ki farklı. 22 yaşımdan bu yana, her yıl öğrencilerime, farklı yaş gruplarına bakar ve şöyle düşünürüm. Acaba 30 yaşlarında nerede nasıl mutlu olmak istiyorlar diye? Bizler için 30 yaş, adam olmamız, pek çok konuda başarılı olmayı başardığımız ve doğal olarak da daha çok mutlu olmayı beklediğimiz bir yaştı. Hatta 30 yaşa varmadan mutlaka izdivaç ve evlat sahibi olmak da gerekirdi. Böyle öğrenmiştik. Ya da öğretilmişti. İTÜ’lü mühendisler mezuniyet ardından şirketlerde çalışır. Az-çok birikim yapar. Dikkate değer sayıda mezunumuz da 30’una varmadan KOBİ’ler yaratırlardı. Üretirlerdi. KOBİ kısaltmasını bilmediğimiz yıllarda. Şimdilerde gençler sanki yılları ötelemiş yaşıyor. Duygu yaşları farklı. Bize “Y Kuşağı” çok şeyin değiştiğini, değişeceğini öğretti. Umutluyuz. Bakalım Y’ler, benim deyişimle “Vay Vay Nesli” 40 yaşlarında nasıl olacak? Görmek ve değerlendirmemi yapmak için sabırsızım.

Mutluluğu yönetme becerisi...

Acı ile tatlının, kolay ile zorun her zaman yan yana olduğu bu güzelim yaşamda, öyle ya da böyle mutlu olmak için gayret etmeliyiz. Unutmayalım ki insanoğlu mutlu iken gülen, mutluluktan ağlayabilen de mükemmel bir varlık. Bence kendimizi tanımayı başardıysak, Mevlam sağlık vermişse, mutluluk yönetilebilir bir süreçtir. Anında mutluluk, toplamda mutluluk, kişisel mutluluk, beraberce mutluluk gerçekleşir. Çok da abartmamak, fazla sorgulamamak gerek. Yaşamımız akıp giderken, kendimizi mutlu edecek ortam iyileştirmeleri ile başlayabiliriz. Değiştirebileceğimiz büyüklükleri değiştirebiliriz. Enerjimizi, ilişkilerimizi, işimizi-gücümüzü daha iyi yönetebiliriz. İlişkilerimizi temizleyebilir ya da iyileştirebiliriz. Dünyamıza mutluluğumuzu tetikleyici yeni ögeler katabiliriz. Endüstride ortam iyileştirmesi temiz üretim teknolojisine geçişin ilk aşamasıdır. Mutluluk için de böyle olacaktır. Mutluluğumuzu yönetme becerisi kazanabiliriz. Bir düşününüz ve yeni gününüzü daha mutlu kılmak üzere size özgü çözümleri yaşamınıza sokunuz. Küçük küçük adımlarla, hatta gerekirse keskin değişikliklerle mutluluk verimimizi artırabiliriz. Çünkü yaşamımız kıymetli.

İTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu tarafından kaleme alınan Sürdürülebilir Yaşam köşesi, SÜT-D işbirliği ile hazırlanmıştır

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Mavi ve kadın 24 Eylül 2019
Yaşamı Solu 11 Haziran 2019
Sade yaşam 12 Şubat 2019