Mutfağı özlemek...
"Yıldönümü, doğumgünü hediyesi olarak insanlar biribirlerine 'yemek ve pastacılık kursu katılımı' armağan ediyorlar" dedi Gülhan Kara. Son yıllarda yeme-içme konusuna ilginin yükselen bir trend olduğunu hissediyordum, ama değerli hediyeler arasında yer alacağını, doğrusu düşünmemiştim. Gülhan Kara, yirmi yıldır basın, son on iki senedir yemek dünyasının içinde. Çalışmalarının bir bölümü, geçtiğimiz günlerde Alfa Yayınları'nda "Sihirli Mutfak" adıyla kitaplaştı. İçinde tamamı denenmiş, yapımı kolay, lezzetli ve sağlıklı üç yüz yemek tarifi var. Bunlar arasında tarhana çorbası, kabak tatlısı, bulgur pilavı gibi klasik tariflerin yanısıra şalgamlı turp salatası, kavunlu cheescake gibi sıradışı yeni reçeteler de yer alıyor.
Hemen bu noktada Alfa Yayınları'nın lezzetler dünyasındaki atağından da söz etmek istiyorum. Yayınevinin sahibi Faruk Bayrak'ın yıllardır evlerden derlettiği Anadolu yemekleri, yedi bölgemizin adıyla yedi ciltte kitaplaşacak önümüzdeki aylarda. Bu kitapların da editörlüğünü Gülhan Hanım, tarifleri tek tek deneyerek yapıyor... Bu arada, yine Alfa'da "kriz mutfağı" içerikli bir cep kitabı da çıkacak önümüzdeki günlerde...
Mutfağın, iyi bir rehabilitasyon merkezi olduğunu düşünmüş, yooo aslında yaşamışımdır... Bir adım daha atayım, bir şirket içindeki insan davranışları, yardımlaşma hakkında en iyi ipucu veren mekândır mutfaklar diye bir iddiada bile bulunabilirim rahatlıkla. Mutfakta bir yemeğin hazırlanışı sırasındaki rekâbet, paylaşım; hiyerarşinin ortadan kalkması zorunluluğu, ofislerdeki işleyiş hakkında epey bilgi verecektir insan kaynaklarına...
Gülhan ve eşi Mustafa Kara, 2004 yılından beri Chef's İstanbul Mutfak Atölyesi adı altında bir kurs mutfağı işletiyorlar. Burası aynı zamanda gıda ürünleri testleri, demonstrasyonlar, televizyon programları ve yemek fotoğrafı çekimleri yapılabilen bir atölye.
Uygulamalı kurslar vermenin yanısıra konusunda uzman ekipleriyle; mutfak, yemek ve gıda ürünleri ile ilgili çok çeşitli markalara test ve ürün geliştirme üzerine danışmanlıklar yapıyor, firmaların ar-ge departmanlarına destek çalışmalarında bulunuyorlar.Gıda kuruluşlarının son tüketiciye yönelik perakende ürünleriyle ilgili tanıtım konusunda da danışmanlıkları var.
İşte bu atölyeye, büyük şirketlerden ve çalışanlarından da yoğun bir ilgi olduğunu söyledi Gülhan Kara. Ben, firmaların bu masumane mutfak deneyiminde, yukarıda sözünü ettiğim konularda ipuçları aradıklarını da düşündüm kimi "mutfaktayız" eğitimlerine konuk olarak katılmış biri olarak...
Konusunda uzman eğitmen şeflerle gerçekleştirilen uygulamalı yemek ve pastacılık seminerlerinin yanı sıra çikolata, el yapımı ekmek, taze İtalyan makarnaları ve sosları, Akdeniz ve Türk mezeleri, sushi yapımı gibi kurslar da düzenleniyor mutfak atölyesinde.
Gülhan Kara, "yılın on iki ayı çalışan Chef's Mutfak Atölyesi'ni açarken iki amacımız vardı; birincisi yemek ve pastacılık alanındaki teorik ve pratik bilgi ihtiyacına cevap verebilmek; ikincisi hobi olarak mutfağı seven insanların, rahatça hareket edebilecekleri bir atölye ortamında hem stres atmak, hem de pişirme keyfini yaşayarak, hobilerini geliştirerek mutfağa girme konusunda cesaretlenmelerini sağlamak" diyor ve yoğun ilgi nedeniyle, geçtiğimiz aylarda ikinci bir atölye daha açtıklarını belirtiyor.
Yemek yapmayı ve yemeyi seven bu satırların yazarı ise tek başına yaşadığı için kendine mutfakta bir şeyler hazırlamaya üşeniyor. Daha doğrusu, mutfağın paylaşılacak en güzel mekânlardan biri olduğunu düşündüğünden tek başına bir şeyler hazırlayıp yemeği canı hiç çekmiyor. Zaten yoğun olan iş hayatını buna bahane olarak kullanmaktan da geri kalmıyor. Ama yine de beş duyuya birden hitap eden mutfakta yemek hazırlayarak rehabilite olmayı çok, ama çok özlüyor. Bunun sırrı belki de düzenli bir aile hayatında diyor, kim bilir?