Musul tartışmalarında akılda tutulması gereken notlar
Musul’un IŞİD’den temizlenmesi çok çetrefilli bir sorun olarak aylarca gündemimizi işgal edecek. Konu iç politikanın da önemli bir tartışma konusu. Gündemi izlerken şu notları akılda tutmakta yarar var.
• Musul’un nüfusu IŞİD işgali öncesinde 2 milyon kadardı. Şu anda 1 milyonun altına inmiş durumda. Kesin bir rakam olmamakla birlikte şu anda 700 bin dolayında insanın Musul’da yaşadığı tahmin ediliyor.
• Irak nüfusunun üçte ikisi Şiilerden oluşuyor ancak Şii nüfus esas olarak güney bölgelerde yaşıyor. Musul’da Sünni Araplar, Sünni Kürtler, Sünni Türkmenler ağırlıkta olmakla birlikte Şii Türkmenler, Şii Araplar, Şabaklar, Ezidiler, Hristiyanlar ve Kakailer de bulunuyor.
• Haziran 2014’te IŞİD adeta elini kolunu sallayarak Musul’u kolayca ele geçirdi. Bunu sağlayan de Vali Nuceyfi’nin, IŞİD saldırdığında askerlerine geri çekilme emri vermesiydi. Nuceyfi, şimdi Türkiye’nin desteklediği Ninova Muhafızları’nın (Heşdi Vatan) liderliğini yapıyor.
• Musul’u geri almak için IŞİD’e karşı birleşen güçler, normal koşullarda pek bir araya gelebilecek dost güçler değil. Hepsinin birbirine karşı husumeti ve bir diğerinin kabul etmesi zor hedefl eri var. Bu nedenle savaş sonrasında Musul’da nasıl bir düzen kurulacağı, neredeyse savaşın kazanılmasından daha önemli bir husus.
• Kuzey Irak Kürdistan yönetimi, Baas döneminde Araplaştırılan Musul’u yeniden Kürtleştirmek ve buraları bir Kürt bölgesi haline getirmek istiyor. Bu Irak merkezi yönetiminin rıza göstereceği bir durum değil.
• Türkmenler esas olarak evlerine geri dönebilmek istiyor. Bu arada Türkmen nüfusun önemli bölümünün Şii olduğunu ve IŞİD’in Musul’da yaptığı temizlikte en fazla zarar görenler arasında olduklarını unutmamak lazım.
• Ankara’nın Musul’a girmesine karşı çıktığı Şii milis gücü Heşdi Şabi, IŞİD’le savaşın vazgeçilemeyecek kadar önemli güçleri arasında ve Irak ordusuna resmen bağlanmış durumda. Bu arada binlerce Şii Türkmen’in, hatta Sünni Türkmen’in Heşdi Şabi safl arında yer aldığını da not etmek gerek.
• Türkiye’nin eğittiği, Suudi Arabistan’ın finanse ettiği Ninova Muhafızları (Heşdi Vatan) ise sayıca çok az bir gruptan oluşuyor. Türkiye ve Suudi Arabistan’ın bu girişiminin amacının Irak’ın batısında Kuzey Irak Kürt yönetimi benzeri bir Sünni yapı oluşturmak olduğu iddia ediliyor.
• IŞİD’in 5 bin dolayında savaşçısı olduğu tahmin ediliyor. IŞİD de savunma için kentin etrafına üç sıra hendek kazmış durumda. Bu hendeklerin birisi siper diğer ikisi ağır araçların geçmesini engellemek ve hendeklerdeki petrolü yakarak hava saldırılarından gizlenmeyi amaçlıyor. Ayrıca kent altına tüneller de kazılmış durumda.
• Musul’un merkezini almak kısa sürmeyecek ve çok karmaşık yürüyecek. Kentin tam kontrol altına alınmasının aylar alacağı düşünülüyor. Birbiriyle pek uyumlu olmayan grupların birlikte savaştığı bu dalgalı sürecin, nasıl yönetileceği çok hassas bir konu.
• IŞİD Musul’daki Sünni nüfusa dayanan bir yerel desteğe de sahip. Bu durum, IŞİD’in hem kent savaşını yürütmesini kolaylaştıracak, hem de kenti askeri olarak terk ettikten sonra içeride örgütlenmesini sürdürme ve koruma imkanı sağlayacak.
• ABD ve müttefikleri IŞİD’i Musul’dan çıkartırken Batı tarafını boş bırakarak Suriye’ye çekilmelerini sağlamak istiyor. Böylece Musul sorunu çözülürken, Suriye sorunu daha çetin hale gelecek. Bu durum ABD ile Rusya arasında gerilime yol açabilir.
• Türkiye’nin izlediği politika, dışarıda esas olarak Sünni bir etkinlik yaratmayı hedefl eyen mezhepçi bir tutum olarak değerlendiriliyor. Mevcut karmaşık yapı koşullarında Türkiye’nin politikalarının etkili olmasına pek şans tanınmıyor.
• Bu arada yaygın değerlendirmelerden birisi de Erdoğan ve AKP hükümetinin dillendirdiği duruşun asıl hedefinin iç politika olduğu ve bu milliyetçi söylemle asıl amacın başkanlık sistemi için desteği artırmak olduğu şeklinde.