Müşteri deneyiminde 3 boyut devrimi
Dijitalleşme tüm endüstrileri değiştiriyor. Belki her ülke bunu farklı bir biçimde adlandırıyor. Biz bu değişimi Türkiye’de Almanya kaynaklı, ‘Endüstri 4.0’ ile tanımlıyoruz. Devrim niteliğindeki bu kavramın altında yine teknolojiye dayalı birçok farklı gelişme de yaşanıyor. Bunların başında kuşkusuz 'ürün üretim ve yönetimi' geliyor. Burada '3 boyutlu ürün yaşam döngüsü' sistemleri, bugünün rekabetinde çok önemli olan ‘müşteri deneyimi’ yaratmada kritik rol oynuyor. Ürün odaklı bu sistemler, fabrika kurulumundan, otomotiv üretimine ya da bir şehrin dijital tasarımına geleceğin dünyasını oluşturuyor.
Konuyu 3 boyutlu (3B) sistemlerle tanımladık ancak aslında bu bir çalışma biçimini de temsil ediyor. Fakat ana kavram 'ürün' ve bu ürün tabii bir kahve satıcısının süreçlerinden, fabrika kurulumuna, otomobil üretiminden ya da bir şehrin yeniden tasarlanmasına kadar çok farklı endüstrileri konu alıyor. Bunlar çok güçlü bilgi alt yapısına sahip altyapı ve yazılım sistemleri… Tabii bu kadar kompleks yapılardan bahsederken, KOBİ olarak bir müşteriye cıvata tasarlamak da ve bunu 3 boyutlu olarak önceden oluşturmak da sürecin bir parçası oluyor. Burada kısaca 'ürün' kavramını da genişlediğini görüyoruz… Tüm bu konuları, sektörün önemli şirketlerinden Dassault Systemes Türkiye Genel Müdürü Elif Gürdal ile konuştuk. Biraz şirketi tanımak aslında işin neyi ifade ettiğini da anlatıyor. Bu sistemleri Türkiye’de yıllardır kullananlar olduğu gibi, pek çok sektör de yeni tanışıyor.
'Yapılan işe 'PLM' diyoruz'
Gürdal şirketi ve aslında endüstrinin odaklandığı yeni biçimi şöyle anlatıyor: “Dassault Systemes ürünlerini 2010 yılına kadar IBM satıyordu dünyada, özellikle büyük müşterilere. Rakiplerimiz içinde ise 2008’de Türkiye’de ofis açan ilk şirketiz. Bugün yaptığımız işi tanımlarken '3D Experience-3B Deneyim' platformuyuz diyoruz. Yaptığımız iş ise PLM yani '3D Product Lifecycle Management-3B Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi.' Bugün ERP dediğimiz aslında firmayı finansallar üzerinden dijital yazılım altyapısı ile yönetmek. Her şeyin bir finansal karşılığı var. PLM de ‘Ürün Yaşam Döngüsü…’ Ürünü temel alıyorsunuz. PLM’de ürünü hayal etmeye başladığınızda, olayın pazarlamaya kadar, Ar-Ge, ürün geliştirme, üretim bütün bu basamaklarında şirketin koordineli ve sonuç odaklı çalışması için bir altyapı yazılımları bütünü var aslında. ERP’ye finansal olarak bakarsanız PLM’de ürün üreten müşterilerin, şirketlerin ürün piyasaya çıkıncaya kadar olan süreçlerini ve hatta pazarlamadan sonraki bütün süreçlerini yönetildiği bir platform, modüler yapıdaki bir yazılım ürün ailesi… En büyük özelliği tabii bunun 3B yani üç boyutlu olması, ürün dediğimiz bu zaten, ürünün 3 boyutlu tasarımından başlıyor bu süreç…”
Çağımızın üretim biçimi
Daha önceki yazılardan hatırlayanlar olacaktır. Rekabette en önemli unsur olan müşteri deneyimi yaratma konusu aslında bu süreçler için önemli. Konu buraya nasıl dayanıyor diye bakarsak Elif Gürdal’dan dinleyelim: “PLM şirketlerin departman içinde, ürünün en sağlıklı biçimde üretilmesini sağlıyor. 3B platformunun oluşturulmasıyla birlikte, deneyim ekonomisi dediğimiz ve üzerinde çok konuştuğumuz konuya geliyoruz… Hedef, müşterilerin kendi müşterilerine istedikleri ürünü en iyi şekilde üretmeleri için gerekli platformu sağlamak… Şirketlerin ürünlerinde, müşterilerine doğru ve hedefledikleri deneyimi yaratması için gerekli alt yapıyı sağlamak. Ve bunu 3 boyutlu olarak göstermek. Yeni dünya ekonomisinde herkes birbiriyle sürekli iletişimde… Örneğin 'Connected Car-Bağlı Otomobiller…' Otomobil aslında sadece bir otomobil değil, yaşatılan bir deneyim. Burada bir GSM operatörüyle de işbirliği var. Sizin harita sağlayıcıyla da bir işbirliği yapmanız gerekiyor. Bir otomobili üretmek aslında tüm bunlarla ortak iş yapma deneyimini yaratmanız demek. Biz buna ‘3D Experience’ iş platformu diyor ve bunu yaratmaya çalışıyoruz."
Müşteri deneyimi yaratmak
Ürün deyince tabii pek çok elle tutulur tasarımdan bahsedebiliriz ama aynı zamanda süreçlerden de bahsedebiliriz. Elif Gürdal şöyle anlatıyor: “Örneğin kahve zincirlerinin yaygınlaştığı bir dönemdeyiz. Ve kahve artık tek başına kahve değil… Onu 1 liraya mal ettim, 2 liraya satarım değil… Artık müşteriler buna 5 TL verebiliyor. Bu deneyim ekonomisini tüm ürünlere uyarlayabiliriz aslında. Bunu otomotiv ve havacılık endüstrileri uzun yıllardır kullanıyor. Çünkü eğer kompleks bir şeyler yapıyorsanız, bunları farklı departmanlarda, farklı şekilde çalıştırıyor olmanız gerekiyor. Deneyim ekonomisinden başlayınca pek çok sektörden bahsediyoruz aslında. Örneğin bir otomobil içinde oturuyormuş gibi deneyimlemek artık mümkün… Ortada otomobil yokken aslında müşteri deneyimini test edebilirsiniz… Tasarımdan deneyime tüm bu süreç entegre çalışıyor. Önce tasarlayıp bu platformlarda deneyimlenmesini sağlıyorsunuz. Her şirket ihtiyacına yönelik bir şeyi buradan alabilir… Bilim, sanat ve teknoloji aslında bir anlamda tüm bu süreçte birleşiyor."
Endüstri 4.0 ve sektörler
Tüm bu iş aslında Endüstri 4.0 ile anlatmak mümkün ve tüm bu altyapılar aslında ona hizmet ediyor. Belki aklınıza gelmeyecek pek çok alanda kullanılıyor. Bence Türkiye için en önemlilerinden biri artık 3B olarak moda tasarımlarında kullanılmaya başlanması. Diğer bazı alanları Elif Gürdal şöyle aktarıyor: “Örneğin, moleküler tasarımı yapabilen ürünlerimiz var. Nobel ödülü alan kimyacıların kullandığı bir altyapı ürünü… İlaç üretiminden tüm kimyasal ürünlere geniş bir alanda kullanabiliyorsunuz. Yine madencilik ürünümüz var. 3 boyutlu olarak bir madenden nasıl maden çıkarılacağı üzerinde çalışabiliyorsunuz. Sanal madencilik… Sanal fabrika çözümlerimiz var. Bir fabrikayı sanal ortamda kurup, işletip sıkıntılarını görebilirsiniz. Tüm datalarınızı burada işleyebilirsiniz. Eğer bu yöntemleri kullanmıyorsanız, klasik yöntemlerle dataları elle girmeniz ve işlemeniz gerekiyor. Bütün bu ürünler endüstri 4.0’ı oluşturan ve onlara hizmet eden ürünler olarak ön plana çıkıyor. 12 endüstri için ayrı ayrı çözümler var.”
‘VERİMLİLİK İÇİN ŞART HALİNE GELDİ’
Öncelikle bu sistemler eskiden olsa da olurdu. Belki daha gelişmiş alanlarda kullanılıyordu. Şimdi ise neredeyse her sektör için olmazsa olmaz haline geliyor. Gerçek hayatı, sanal ortamda gerçeğe en yakın şekilde simüle edelim ki üretirken, hata ve yenileme riskleri düşsün. Gerçek hayatta, dijitalizasyon, endüstri 4.0, sanallaştırmanın kökeni zaten bu… Siz bir fabrika kuracaksanız, siz bir hat açacaksanız yeni bir ürün üretecekseniz artık hata yapma şansınız yok. Örneğin çarpışma testlerini eskiden araçları çarparak yapardınız. Şimdi akşama kadar bilgisayar üstünde bu testleri yapabiliyor böylece verimlilik ve maliyetleri de en aza indirebiliyorsunuz. Olmamış tekrar yapalım kaldırmak için gerçek hayata en yakın deneyimi yaratıyorsunuz. O yüzden bizim ürünlerimizin temel bileşene 3B, ama arkasında tabii önemli bir veri işleme biçimi, algoritmalar var. Arkasında çok ciddi bir Ar-Ge ve mühendislik birikimi ve çalışması var. Perakende de moda da bu tür ürünleri kullanabiliyorsunuz.
‘SİNGAPUR’UN 3 BOYUTLU MODELİ OLUŞTURULACAK’
Ürün kavramının genişliğinden bahsetmiştik bu noktada Elif Gürdal şu örneği veriyor:
“Dassault Systemes Singapur'daki National Research Foundation (NRF) ve Başbakanlık Ofisi ile sanal özellikleri içeren gerçekçi ve entegre üç boyutlu Virtual Singapur'u geliştirmek için geçtiğimiz günlerde işbirliği yaptıklarını açıkladı. Böylece gelişmiş ve modelleme teknolojileri, Virtual Singapur'un statik ve dinamik şehir veri ve bilgileri ile doldurulmasını sağlayacak. Virtual Singapur, Singapur'un karşılaştığı yeni ve karmaşık zorlukları hedef alan araç ve hizmetleri geliştirmek için Singapur vatandaşları, şirketleri, hükümeti ve araştırmacıları tarafından kullanılacak olan, zengin veri ortamı ve görselleştirme teknikleri barındıran, ortak geliştirilen bir platform. Bu kapsamda Singapur'un dinamik ve 3 boyutlu bir modeli oluşturulacak ve tüm paydaşlar güvenli ve kontrollü bir ortamda bir araya getirilecek. Konseptlerin ve hizmetlerin test edilmesi, karar verme, teknoloji araştırma ve topluluğun işbirliğini sağlamak için modelde veri analitiği olacak ve modelleme kabiliyetleri simüle edilecek.”