Müslüman dünyasının iş kadınları 1 trilyon dolarlık ekonomi yaratıyor
Bugün dünya genelinde müslüman nüfusun büyük bir bölümü, yükselen ekonomi olarak değerlendirilen 30 ülkede yaşıyor. Bu 30 ekonomi küresel gelirin yüzde 12’sini, dünya nüfusunun ise beşte birini temsil ediyor.
Bu ekonomiler arasında; Suudi Arabistan, BAE, Katar ve Kuveyt gibi yüksek gelir seviyesine sahip ülkeler; Türkiye, Malezya, İran, Ürdün ve Tunus gibi üst orta gelir seviyesinde ülkeler; ve Fas, Pakistan, Endonezya, Mısır, Bangladeş ve Tacikistan gibi alt orta gelir seviyesinde ülkeler yer alıyor.
Müslüman nüfusun yaş ortalaması 23. Küresel nüfusun yaş ortalaması ise 28. Eğitim düzeylerine bakıldığında ise, müslüman gençlerin, ebeveynlerinden çok daha eğitimli oldukları dikkat çekiyor.
Tüm bu tabloda en dikkat çekici olan ise, genç müslüman kadınların iş dünyasındaki artan rolü.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) verilerine göre, 2000 yılından bu yana, 50 milyon müslüman kadın iş hayatına katıldı. Bu kadınların çok büyük bir bölümünü 1981-2000 yılları arasında doğmuş olan milenyum kuşağı oluşturuyor.
WEF Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeni Ekonomi ve Toplum Merkezi Yöneticisi Saadia Zahidi, genç müslüman kadınların iş hayatına bu derece yüksek oranda katılmasının 9 temel nedeni olduğunu söylüyor. Fifty Million Rising (Yükselen Elli Milyon) kitabının yazarı Zahidi, bu 9 nedeni şöyle sıralıyor:
1. Müslüman ülkelerde üniversitesi öğrencilerinin çoğunluğunu kız öğrenciler oluşturuyor. Endonezya’da 1970 yılında üniversiteye kayıt olan kız öğrenci oranı yüzde 2 iken bugün yüzde 33. Suudi Arabistan’da 10 yıl önce lise mezunu kız öğrencilerin yüzde 30’u üniversiteye giderken, bugün yüzde 50’si gidiyor. Bu oran, Meksika, Çin, Brezilya ve Hindistan’dan daha fazla.
2. STEM eğitimi kadınlar için önemli bir başarı hikayesi. Bu; müslüman dünyayı 4. Sanayi Devrimi’ne hazırlayan bir gelişme. Türkiye’de STEM mezunlarının yüzde 37.11’ini kız öğrenciler oluşturuyor. Bu oran Suudi Arabistan’da yüzde 38; İran’da yüzde 34.
3. 2000 yılından bu yana 50 milyon müslüman kadın iş hayatına katıldı. 2000 yılı öncesinde müslüman dünyanın yükselen ekonomilerinde çalışan kadın sayısı 100 milyondu. Bugün bu sayı 155 milyona ulaşmış durumda. Çalışan kadınlar, müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu ekonomilerdeki 450 milyon kadının yüzde 30’unu temsil ediyor. Çalışan kadın oranı, erkek oranından daha hızlı artıyor.
4. Çalışan müslüman kadınların gelirlerinin toplamı 1 trilyon dolara yaklaşıyor. Bu rakamla, dünyanın en zengin 16. ülkesi konumuna ulaşıyorlar. Aynı zamanda 1 trilyon dolarlık dev bir pazar oluşturuyorlar. Eğitimden, sağlığa, gıdadan, finansa, modadan, teknolojiye her alanda yeni bir talep yaratıyorlar. Genç kızların eğitimine yapılan yatırımlar artıkça, bu pazarın da hızla büyüyeceği tahmin ediliyor. Eğer iş hayatına katılımda kadın-erkek eşitliği sağlanabilirse, müslüman ülkeler 5.7 trilyon dolarlık ek gelire ulaşabilecekler. McKinsey raporuna göre, sadece Orta Doğu’da kadın istihdamının 2025’e kadar tam potansiyeline ulaşması, milli gelir düzeyinin yüzde 47 oranında artmasını sağlayabilecek.
5. Küreselleşme, teknoloji, çalışma arzusu ve ekonomik ihtiyaçlar, müslüman kadınların iş dünyasına girmesi için “mükemmel fırtınayı” yaratan unsurlar olarak ön plana çıkıyor. Küreselleşme ve teknoloji hem kadınlara farklı ekonomik fırsatlar sunuyor, hem de kendi toplumlarının dışında rol modeller tanımalarını sağlıyor.
6. Aile ve iş dengesi arasındaki dengeye gelince, kadınlar hala sorumluluğun büyük bölümünü üstlenmeye devam ediyor. Fakat bugün, İstanbul, Cakarta veya Cidde’deki çiftlerin yaşam tarzları Londra, New York veya Hong Kong’takilere daha fazla benziyor. Öte yandan ücretsiz işlerde çalışan kadınların oranı erkeklerden çok daha fazla.
7. İş dünyası yaşanan bu değişim sürecini yakından izliyor. Çalışan kadınların tercihleri, zevkleri ve kazançları artık “niş” bir pazar olarak değerlendirilmiyor. Ulusal ve çokuluslu şirketler bu dev potansiyelin farkına vardılar. Daha fazla kadın istihdam etmek için farklı stratejiler geliştiriyorlar; yerel içerik ve kültüre cevap veren uygulamalar tasarlıyorlar; bu yeni pazarın ihtiyaçlarını karşılayan ürünler geliştiriyorlar.
8. Paylaşım platformları ve e-ticaret, teknoloji kullanan girişimci kadınlar için çok önemli fırsatlar sunuyor. Bu sayede girişimci kadınlar pazarı çok daha iyi anlama ve oldukları yerden ulaşamayacakları pazarlarda kendilerini tanıtma fırsatı buluyorlar.
9. Çalışan müslüman kadınların sayısı artıkça, yapılan işler yerel sınırların dışına çıkıyor. Bugün dünyadaki her 10 kadından biri müslüman. Müslüman kadın nüfusu 800 milyona ulaşıyor. Bu rakam ABD, Rusya ve Brezilya nüfusunun toplamından fazla. Çalışan müslüman kadınların oranı, ABD ve ya AB’deki çalışan kadın oranından yüksek. Müslüman kadınların ekonomik zenginlikleri, kendi ülkelerinin refahını ve istikrarını da belirleyecek.. Ve tabi ki dünyanın da….