Mükemmellik yolculuğunda neredesiniz?
Son dönemde yönetimde yeni kavramların popüler olduğunu görüyoruz. Bir tanesi de mükemmellik kavramı. Bu noktada, şirketlere önerilen pek çok farklı mükemmellik yaklaşımı var. Süreç mükemmelliği, operasyonel mükemmellik, iş mükemmelliği, yönetim mükemmelliği bunlardan bazıları. Bunların her birinin de altında farklı model ve metodolojiler var. Amaç aynı; performansı artırmak.
Şirketiniz için mükemmeliyet peşindeyseniz dikkatli olun
Bunlar elbette şirketleri ileri götürecek, performansı artıracak faydalı araçlar. Desteklememek mümkün değil. Ancak bu kadar çok kavramın, kafa karışıklığı meydana getirdiğini düşünenlerdenim.
Evet, şirketler performanslarını artırmak, değişime adapte olmak ve stratejilerini uygulamaya geçirebilmek için sürekli yeni araçlar peşindeler, ancak bu araçların ne olduğu, neyi amaçladığı, nasıl başarıyla uygulanacağı ve hangi şirketlerde hangilerinden verim alınabileceği üzerinde düşünmek gerekiyor. Mükemmellik ile ilgili diğer sorun da şu: pek çok şirket, henüz yeterli olgunluğa sahip değilken, mükemmeliyet peşinde çok zorlu modelleri uygulamaya girişiyor.
Firmanız zaman ve kaynak kaybediyor. Neden? Çünkü kurumsal olgunluk diye bir kavram var. Sizin olgunluk seviyeniz, işe nereden ve nasıl başlayacağınızı belirliyor. Örneğin, iş mükemmeliyeti kavramı ve bunu destekleyen modeller, kapsamlı ve karmaşık modellerdir. Şirketinizde daha doğru düzgün süreç yönetimi, görev tanımları, veri yönetimi, raporlama sistematiği ve sağlıklı bir organizasyon yapısı yokken bu modellere dalmak, boğulmak demek.
Mükemmeliyet için dört temel alanı iyi yönetmek gerek
Her on yılda yepyeni yönetsel kavram, model ve araçlar çıksa da işin özü net. Dört tane alanı iyi yönetmeniz gerekiyor. Bana göre mükemmellik bu dört alanı iyi yönetmekten geçiyor. Bunlar strateji, süreçler, performans, değişim ve inovasyon.
Bunu bir döngü gibi düşünün. İş doğru hedef ve stratejiler belirlemek ile başlıyor, sonra bunların uygulaması için süreçlerin iyi yönetilmesi gerekiyor. Süreçlerin iyi çalışması istenen sonuçları ortaya çıkartıyor. Sonrasında konu değişimi yakalamaya ve adapte olmaya geliyor. Değişimi yönetmek demek, risk ve fırsatları yakalamak ve örgütü değişimle uyumlu hale getirmek demek.
Son aşamada ise devreye inovasyon giriyor. Değişimden kaynaklı fırsatları yakalamak, iyi fikir ve projelerden faydalanarak, pazarın ihtiyacı olan farklı ürün ve hizmetler ortaya koyabilmek, stratejileri bu yönde güncellemek döngüyü tamamlıyor. Döngüdeki bu dört alanın tam ortasında ise, hepsini destekleyen iç kontrol, risk yönetimi, iç denetim üçlüsü var.
Bunlar, beş alanın beşine de hizmet eden yönetsel ve destek fonksiyonlar. Bir anlamda siz hızla koşarken, arkayı toparlayacak, düzen ve sistematik getirecek, adillik, sorumluluk, hesap verebilirlik ve şeffaflığı sağlayacak uygulamalar.
Nereden başlayalım?
Mükemmeliyet konusunda işe popüler modeller yardımı ile başlayacaksanız en doğrusu süreç mükemmelliğinden başlayıp, yolculuğa operasyonel mükemmellik ve iş mükemmelliği ile devam etmek. Tabi süreç mükemmelliğine yakın bir seviyede olanlar, ikinciden başlayabilir. Öte yandan ülkemizde, daha birinci seviye olan süreç mükemmelliğine sahip şirket sayısının bile %1-2’yi geçmeyeceği kanaatindeyim.
Eğer karmaşık modellerle bizi uğraştırma, bize basit, somut, anlaşılır bir model göster Bertan hocam diyorsanız, yukarıda özet olarak anlattığım “dört alan” yaklaşımını öneririm. Her bir alan için, mevcut durumu tespit etmek, gelişme sağlanması gereken konuları belirlemek, kolları sıvayarak her bir alanda birer eylem planı oluşturmak suretiyle işe başlamak en doğrusu olacaktır. Bu dört alanı da aktive etmeniz, birbirlerine bağlamanız gerekiyor.