Mükemmel fırtına…
Dünya borsalarındaki satış dalgası derinleşiyor. Beklentilerden güçlü ekonomik veriler ve petrol fiyatlarındaki şok yükselişi arkasına alan ABD borsaları bahar havası yaşıyor. Dünyanın geri kalanı ise mükemmel bir fırtına eşliğinde kışa giriyor.
Başkan Trump’un yeni dönemde seçim vaatlerindeki gibi gibi genişleyici maliye politikaları uygulayacağı ve korumacı tedbirler alacağı endişesi ABD faizlerinde ve dolarda tehlikeli bir yükseliş başlatarak dünyanın geri kalanını tehdit ediyor.
Trump’ın yeni dönemde seçim meydanlarında söz verdiği kadar radikal korumacı politikalar uygulayacağına inanmıyoruz. Küreselleşen dünyada Amerikan şirketleri üretimlerinin büyük kısmını Çin’e ve çevresindeki Asya ülkelerine kaydırmış durumda. ABD sermayesini ülkeye çekmek için vergi indirimi planlayan Trump küreselleşen şirketleri karşısına almayacaktır.
Ancak faiz artışı ve güçlü dolar konusunda endişe etmek için yeterince sebep var. Vergilerin indirildiği ve kamu harcamalarının artırıldığı bir ortamda artan büyüme ve düşük işsizliğin enflasyonu ve bütçe açıklarını tetikleyerek ABD faizlerini artırması kaçınılmaz.
Avrupa ve Japonya’nın genişleyici para politikaları uygulamaya devam ettiği bir ortamda ABD faizlerinin artması ekonomisinin büyümesi ve enflasyonist baskıların artması nedeniyle Fed’in faiz silahını çekmesine ve doların güçlenmesine neden olacaktır. Trump’ın zaferi sonrasında gelişen ülke varlıklarında başlayan satış dalgası derinleşiyor. Güçlü dolar ve yüksek faiz ikilisi küresel sermayenin gelişmekte olan piyasalardan emin liman olarak gördüğü ABD piyasalarına dönmesine yol açıyor.
Güçlü dolar ve yükselen faizlerin Avrupa gibi gelişmiş ekonomiler üzerindeki etkisi daha sınırlı. Ancak Brexit ile başlayan ve Trump ile devam eden politik dalganın Avrupa’nın diğer ekonomilerine yayılmasından endişe ediliyor.
Brexit - Trump dalgasının Avrupa’nın diğer ülkelerine yayılıp yayılmayacağının ilk işareti İtalya anayasa referandumundan gelecek.
İtalyan seçmeninin anayasa değişikliklerine HAYIR demesi Avrupa birliğinin temel değerlerinin sorgulanmasına neden olacak. Böyle bir senaryoda Fransa’da Mayıs ayında, Almanya’da sonbahar aylarında yapılacak seçimlerle ilgili endişeler 2017’yi kayıp yıl yapacak.
Yüksek cari açığı ve özel sektörün devasa açık pozisyonu nedeniyle Türkiye Trump şoku sonrasında en çok zarar gören ülkelerin başında geliyor. Merkez Bankası’nın politika faizini 50 baz puan artırması, kamunun döviz alacaklarını Türk lirası olarak tahsil edeceğini açıklaması ve döviz cinsi sözleşmeleri Türk lirasına döndürme çağrısı küresel satış dalgası karşısında etkili olmadı.
İtalyan referandumundan HAYIR çıkması durumunda Avrupa Birliğinden gelecek ilave şoklar nedeniyle satış dalgası daha da derinleşebilir. 15 Temmuz darbe girişiminden buyana yaşanan sert satış dalgasına ve cazip değerlemelere rağmen Türkiye varlıklarında kısa vadede alış fırsatı görmüyoruz. Türkiye varlıklarının gelişmekte olan ülkelere görece değerlemesinin 2003 yılı seviyelerine yaklaşmasına rağmen beklemeyi tercih ediyoruz. Güçlü dolar, yüksek faiz ve çılgın ABD başkanı korkusunun yarattığı mükemmel fırtınayı emin limanlarda geçirmekte fayda var.