Mükellef sayısı; on yılda bir arpa boyu...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]


Türkiye nüfusu 2001 yılında 65 milyon kişiydi. Yıl ortası olarak nüfus 2011'de 74 milyona dayandı, bu yıl da 74.9 milyona ulaşılması bekleniyor. Yani nüfusta 2001'den 2012'ye kadar olan dönemde yaklaşık yüzde 15 artış oldu.
Bu dönemde yalnızca nüfus mu arttı, tabii ki hayır. Ekonomi büyüdü, kişi başına gelirimiz rekorlar kırdı, geliştik. Ama bir konuda gelişme sağlayamadık, vergi mükellefi sayımızı artıramadık. Öyle ki, bazı vergi mükellefiyetlerinde bırakınız artış olmasını, 2001 yılındaki düzeyi bile koruyamadık.

Gelir vergisi, kurumlar vergisi, KDV ve gayrimenkul sermaye iradına ilişkin vergi mükellefi sayılarını çıkardık. Bu verilerin, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın resmi verileri olduğunu belirtmeye bilmem gerek var mı… Karşımıza nasıl bir tablo mu çıktı, özetlemeye çalışalım:
2001 yılında 1 milyon 769 bin gelir vergisi mükellefi vardı. Yıl ortalaması olarak 2009'a kadar hep 1.7 milyonlu rakamlarla gelindi. 2009 ve 2010'da sayı 1.7 milyonun az da olsa altına indi, sonrasında yeniden artış oldu. Bu yılın ilk dört ayının ortalamasındaki gelir mükellefi sayısı 1 milyon 716 bin. Yani 2001'in altındayız!
Kurumlar vergisinde durum biraz daha iyi. 2001 yılının tümünde ortalama 566 bin olan kurumlar vergisi mükellefi sayısı, bu yılın ilk dört ayının ortalamasında 665 bin düzeyinde bulunuyor.

KDV'de dramatik bir durum var. 2001 yılındaki KDV mükellefi sayısı 2.9 milyon. 2002 ve 2003 yılları da bu düzeyle geçiliyor, ancak 2004'te hızlı bir düşüşle 2.2 milyona iniliyor. Sonrasında ılımlı artışlar kaydediliyor ve bu yılın ilk dört ayı ortalamasında KDV mükellefi sayısı 2.3 milyon olarak gerçekleşiyor. Mükellef sayısında 2001'e göre tam 567 binlik gerileme söz konusu.
Gayrikenkul sermaye iradı ise mükellef sayısı açısından yüz güldürüyor. 2001 yılında 387 bin olan mükellef sayısının düzenli bir şekilde artış gösterdiği ve bu yılın ilk dört ayı ortalamasında 1.2 milyona dayandığı gözleniyor. Kira beyannamesine ilişkin yeni uygulamanın, gayrimenkul sermaye iradına ilişkin mükellef sayısının artmasına önemli katkıda bulunduğu anlaşılıyor.

Kümesteki tavuklar misali  

İşadamı Rahmi Koç'un, "Türkiye'nin yarısı vergi ödemiyor" şeklindeki açıklaması ve bu açıklamaya Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten gelen yanıta birkaç gün önce değinmiştik. Koç'un, "Türkiye'nin yarısı vergi ödemiyor" şeklindeki değerlendirmesini, tersinden "Türkiye'nin yarısı vergi ödüyor" biçiminde okumamız gerekiyor. Peki bu vergi ödeyenler kim oluyor?
Türkiye nüfusunun yüzde 15 arttığı, 2001 yılında 197 milyar dolar olan GSYH'nin 2011 yılında 772 milyar dolara çıktığı, yine aynı yıllar itibariyle kişi başına gelirin 3 bin 21 dolardan 10 bin 444 dolara yükseldiği bir dönemden söz ediyoruz. Ve bu dönemde temel vergilerdeki mükellef sayısının yerinde saydığını gözlüyoruz.

Ama Türkiye vergi de topluyor; hatta bütçe her geçen yıl daha sağlam temellere oturuyor, dengeler daha sağlamlaşmış görünüyor. Peki bu nasıl oluyor? Yine aynı durum mu yaşanıyor dersiniz; klasik benzetmeyle söylersek "kümesteki tavuklar" daha fazla mı yolunuyor?
Öyle olmalı… Bu durumun başka izahı galiba yok. Vergi mükelleflerinin sayısı yıllardan beri yerinde sayıyorsa, ama buna rağmen vergi gelirleri artış gösteriyorsa, demek ki vergi alınanlara bir şekilde daha fazla yükleniliyor.

Bir gerçek de tabii ki, dolaylı vergilerde gözlenen artış. Dolaylı vergiler, adil olmayan bir şekilde ama görünürde herkese eşit dağıldığı için pek de dikkati çekmiyor.
Bir yandan kümesteki tavuklar daha fazla ve didik didik edilerek yolunuyor, bir yanda dolaylı vergiye yükleniliyor ve böylece bütçe dengeleri sağlam bir şekilde götürülüyor.

 

aaktas_yy.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar