Mükellef hakları ve yeni düzenlemeler

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ [email protected]

Ülkemiz vergiciliğinde mükellef hakları konusunda özel bir yasal düzenleme yoktur. Ancak vergi Usul Kanunu hükümleri içinde dağılmış olarak yer alan mükellef hakları söz konusudur. Temmuz ayı sonlarında TBMM tarafından kabul edilen ve 1 Ağustos 2010 itibariyle yürürlüğe giren 6009 Sayılı Yasa ile mükellef hakları ile ilgili olarak yeni düzenlemeler yapılmıştır.

Takdir komisyonu ve zaman aşımının durma süresine sınırlama

6009 Sayılı Kanun'la getirilen değişiklik öncesinde VUK'nun 114'üncü maddesi hükmü

"Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar. (Anayasa Mahkemesi Kararıyla iptal edilen fıkra) Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder." şeklinde idi.

Bu hüküm Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından önce hükmün uygulaması birçok sıkıntıya neden olmuştu. Takdir komisyonuna başvurmanın zaman aşımını ne kadar süre ile durduracağı hususu maddede yer almadığı için, istisnai de olsa ilgili vergileme döneminden on beş-yirmi yıl sonra da mükelleflerin cezalı tarhiyata muhatap olmaları durumu ile karşılaşılabilmiştir.

Belirsizlik yaratan ve mükelleflerin savunma haklarını kullanmalarını güçleştiren bu hüküm 2010 yılı başında Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ve ülkemizde mükellef hakları anlayışındaki değişiklik dolayısıyla iptal edilen fıkranın yerine aşağıdaki hüküm eklenmiştir.

"Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hal ve takdirde bir yıldan fazla olamaz."

Ayrıca, 2005 yılından önceki dönemlerle ilgili olarak takdir komisyonuna gönderilmiş matrah takdiri talepleri konusunda, geçici madde ile ek düzenleme yapılmıştır. Buna göre; 01 / 01 / 2005 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmiş olup, komisyonca takdir edilen matrah üzerinden 31 / 12 / 2012 tarihine kadar tarh ve tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar. Bu hüküm, 374 maddede yer alan ceza kesmede zamanaşımı açından da uygulanır.

Vergi incelemelerinde yeni imkanlar

Vergi incelemelerinin süresinde ve uygulanan prosedürlerdeki bir kısım belirsizlikler ve denetim kuruluşları arasındaki uygulama farklılıkları vergi mükellefleri üzerinde olumsuz etkiler yaratıyordu. Günümüzde vergi idaresi mükellef ilişkilerindeki iyileşmeler, mükellef hakları anlayışında dünyada ve ülkemizde meydana gelen gelişmeler de göz önünde tutularak kanun koyucu tarafından vergi incelemeleri ile ilgili Vergi Usul Kanunu'nun 140'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (2) numaralı bent eklenmiş, mevcut (2) ve (3) numaralı bentler (3) ve (4) numaralı bentler olarak teselsül ettirilmiş, aynı fıkraya aşağıdaki (5) ve (6) numaralı bentler ile maddenin sonuna aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"2'nci (İnceleme yapanlar): Vergi incelemesine başlanıldığı hususunu bir tutanağa bağlayarak bir örneğini nezdinde vergi incelemesi yapılana verirler. Ayrıca, tutanağın bir örneğini bağlı olduğu birime, diğer örneğini de ilgili vergi dairesine gönderirler."

"5'inci (İnceleme yapanlar): Vergi kanunlarıyla ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemezler. Ancak, bu düzenlemelerin vergi kanunlarına aykırı olduğu kanaatine varırlarsa bu hususu bağlı oldukları birimler aracılığıyla Gelir İdaresi Başkanlığına düzenleyecekleri bir rapor ile bildirirler.

6'ncı: İncelemeye başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme yapılması halinde en fazla bir yıl, sınırlı inceleme yapılması halinde ise en fazla altı ay içinde incelemeleri bitirmeleri esastır. Bu süreler içinde incelmenin bitirilememesi halinde ek süre talep edilebilir. Bu talep vergi incelemesine yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından değerlendirilir ve altı ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir. Bu durumda, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından incelemenin bitirilememe nedenleri yazılı olarak nezdinde inceleme yapılana bildirilir. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birimler vergi incelemesinin öngörülen süreler içinde bitirilmesi için gerekli tedbirleri alırlar.

Getirilen yeni hükümler ve burada yer veremediğimiz diğer düzenlemeler mükellef haklarına önemli katkılar sağlamaktadır. Maddede belirtilen sürelere uyulmaması halinde zarar gören mükelleflerin dava yoluna gitmeleri dahi mümkün görünmektedir.

Yanılma ve görüş değişikliği halinde ceza ve gecikme faizinin durumu

Yanılma ve idarenin görüş değiştirmesi ile ilgili Vergi Usul Kanunu'nun 369'ncu maddesinin 6009 Sayılı Kanun'la değişiklik yapılmadan önce ki halinde;

1.  Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları;

2. Bir hüküm uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların görüş ve kanaatini değiştirmiş veya bu hükme ait bir içtihadın değişmiş olması halinde ceza kesilmez şeklinde olan hükmü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

( Yürürlük 01 / 08 / 2010) Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilme ve gecikme faizi hesaplanmaz.

Bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ veya sirküler yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olup, geriye dönük olarak uygulanamaz. Şu kadar ki, bu hüküm yargı mercileri tarafından iptal edilen genel tebliğ ve sirküler hakkında uygulanmaz.

Yeni düzenlemeye kadar yanılma ve görüş değişikliği hallerinde ceza kesilmiyor ancak vergi aslı ile birlikte gecikme faizi tahsil ediliyordu. Yeni durumda vergi aslı dışında bir ödeme talebi söz konusu olmayacaktır. Ayrıca idarenin mükellefi yanıltabileceğinden söz edilmiyordu. Getirilen düzenleme de bu hususa da yer verilmiştir. Düzenlemeler vergi idaresi mükellef ilişkilerindeki olumlu gelişmelerin de sonucudur.

Mükelleflerin vergi idaresinden açıklama talebi

(MADDE 413) Mükellefler, Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan veya bu hususta yetkili kıldığı makamlardan, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında yazı ile izahat isteyebilir.

Gelir İdaresi Başkanlığı, kendisinden istenecek izahatı özelge ile cevaplandırabileceği gibi, aynı durunda olan tüm mükellefler bakımından uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere sirküler de yayımlayabilir.

Sirküler ve özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde, Gelir İdaresi Başkanı veya tevkil edeceği bir başkan yardımcısının başkanlığında en az üç daire başkanından müteşekkil bir komisyon marifetiyle oluşturulur.

Söz konusu komisyonda oluşturulmuş sirküler veya özelgeler ile konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta izahat talebinde bulunulması halinde, komisyon tarafından oluşturulan sirküler veya özelgelere uygun olmak şartıyla Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı tarafından da özelgeler verilebilir.

Sirküler ve vergi mahremiyetine ilişkin hükümler göz önünde bulundurulmak şartıyla özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığı'nca internet ortamında yayımlanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı'nca çıkarılan yönetmelikle belirlenir."

Yukarıda belirtilen Yönetmelik (Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik) 28.08.2010 tarih ve 27686 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yapılan düzenlemelerle vergi mükelleflerinin ihtiyaç duydukları konularda vergi idaresinden açıklama talebetmeleri daha açık ve belirli esaslara bağlanmıştır. Ortak konuların Sirkülerler vasıtasıyla açıklanması birçok konuda hem genel bir görüş birliği sağlanması hem de görüş talebi sayısının azalması bakımından olumlu sonuçlar verecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Aramalı vergi incelemesi 26 Eylül 2019