Muhafazakar iktidar döneminde aile kurumu güçlenmemiş, zayıflamış
Aile kurumu 2008-9 krizinde ciddi bir sarsıntı geçirdi. Ekonomi 2010 yılında toparlandı ve sonraki birkaç yıl çok yüksek büyüme hızlarına ulaşıldı. Ama ekonomi toparlanırken, hatta atağa geçerken aile kurumundaki deprem devam etti.
Aile kurumundaki sarsıntı ve erime süreci kendini bir kaç şekilde gösteriyor. Birincisi tek ebeveynli ailelerin sayısı hızla artıyor. Bunun ana nedeni, boşanmaların hızla artması. İkinci nedeni ise eşini kaybeden anne veya babanın tekrar evlenmeyerek çocuklarıyla yalnız yaşamayı tercih etmesi.
Aile kurumundaki erimenin ikinci ayağını tek başına yaşayanların sayısındaki hızlı artış oluşturuyor. Üçüncü ayakta ise aile harici bir arada toplu yaşayanlar bulunuyor.
Aile kurumundaki zayıflamanın bir boyutu da sadece eşlerden oluşan çocuksuz ailelerin sayısının hızlı artmasında kendisini gösteriyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) adrese dayalı nüfus kayıt sisteminden (ADNKS) derlediği hanehalkı tipi verileri aile kurumundaki zayıfl ama sürecinin son yıllarda da aynı hızla sürdüğünü ortaya koydu.
ADNKS verilerine göre son iki yıllık sürede hanehalkı sayılarındaki değişimin aile kurumu açısından ortaya koyduğu çarpıcı sonuçlar şöyle:
• 2014-16 arasında sayısı en hızlı artan hanehalkı tipi öğrenci veya işçi gibi birarada toplu yaşayanlardan oluşan hanehalkları oldu. Bu tipteki hanelerin sayısı, iki yılda yüzde 22.92 arttı. Bu, iki yıllık kısa bir süre için çok yüksek bir artış hızı.
• En hızlı artan ikinci grup, çocuklu tek anne veya babadan oluşan haneler oldu. Tek ebeveynli ailelerin sayısı iki yılda yüzde 13.25 arttı. Tek baba ve çocuklardan oluşan aile sayısı yüzde 18.28, tek anne ve çocuklardan oluşan aile sayısı ise yüzde 12 arttı.
• Artış hızında üçüncü sırada küçük bir farkla tek kişilik haneler geliyor. Tek başına yalnız yaşayanların sayısı yüzde 13.16 arttı. Tek başına yaşayanlar içinde sayısı hızlı artan grubun 65 yaş üzeri yaşlılar olması bir başka ciddi sosyal sorun oluşturuyor.
• Buna karşın çekirdek aile sayısındaki artış sadece yüzde 3.70 oldu. Tek ebeveynli aileler çıkarılınca çekirdek ailedeki artış hızı yüzde 2.49’a düşüyor. Çocuksuz çekirdek aile sayısındaki artış ise yüzde 6.01’i bulurken çocuksuz çekirdek aile sayısındaki artış yüzde 1.40’a kadar düşüyor. Yani tek ebeveynli ailelerin artış hızı, çocuklu aile sayısındaki artış hızının neredeyse 10 katı.
• Üç kuşağın birlikte yaşadığı geniş aile sayısındaki iki yıllık artış ise yüzde 2.97 ile en alt sıralarda yer alıyor.
• Son iki yıldaki hanehalkı sayısında meydana gelen artışın dağılımı ise aile kurumu açısından daha kötü bir manzara ortaya koyuyor. Son iki yılda hanehalkı sayısı yaklaşık olarak 1.12 milyon artarak 22.21 milyona yaklaştı. Çocuklu çekirdek aileler 1.12 milyonluk artışta sadece yüzde 12.09’luk bir paya sahip. Çocuksuz çekirdek ailelerin payı ise ancak yüzde 16. Çocuklarıyla yalnız yaşayan tek anne veya babadan oluşan ailelerin artıştaki payı ise yüzde 19.05 ile her ikisinden de daha fazla. Geniş ailelerin artıştaki payı ise yüzde 9.34 düzeyinde.
• Birarada yaşayanlardan oluşan hanelerin artıştaki payı yüzde 8.94. Artışta en fazla paya sahip olan grup ise yüzde 47.14 ile tek başına yaşayanlar oluşturuyor.
• Klasik aile diyebileceğimiz çocuklu ve çocuksuz çekirdek aileler ile geniş ailenin artıştaki toplam payı yüzde 37.43 iken bu tanımın dışındakilerin artıştaki payı 62.57’yi buluyor. Kabaca son 2 yıldaki hanehalkı sayısındaki artışın ancak üçte biri klasik ailelerden, üçte ikisi ise klasik aile dışı hanehalkı tiplerinden oluşuyor.
Görünen o ki muhafazakar iktidar, varsayımların aksine aile kurumuna pek yaramamış.