Muhabirin sormadığı/soramadığı soru…
Yurt dışına geziye giderken havaalanında muhabirlerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, "Daha yumuşak bir tutum olamaz mıydı?" diyen muhabire soruyla yanıt verip, "Siz ne mesaj aldınız?" diyerek yumuşamanın ne olabileceğini sordu. Muhabir bu imkanı değerlendiremedi ve o sırada yanında oturan Arınç'ın polisin olaylar sırasındaki tutumunu eleştiren görüşü yada Belediye Başkanı Topbaş'ın "Doğru anlatamama ve istişare eksikliğinin olayları büyüttüğünü" kabul eden demecini örnek gösteremedi. Neyse ki Cumhurbaşkanı Gül, bir saat sonraki açıklamasıyla sanki muhabir yerine cevap vermiş oldu…
Başbakan Erdoğan dün yurt dışı seyahatine giderken havaalanında gazetecilerin sorularını yayınlıyordu. Muhabirler ağırlıklı olarak son beş günde yaşanan "Gezi parkı" eylemleriyle ilgili sorular yönetiyorlardı. Başbakan da ağırlıklı olarak, son dönemdeki "küçük ideolojik gruplar", "Marjinallerin eylemleri" gibi değerlendirmeler içeren yanıtlarını tekrarlıyordu.
Bir muhabir, Turizm Bakanı Ömer Çelik'in twitterde "Taksim'de yaşanan olaylarla ilgili mesajlar alındı, not edildi değerlendiriliyor, dedi. Şahsınızın bu noktadaki değerlendirmeniz ne yöndedir? Tarafınızdan alanların ne şekilde okunduğunu bizimle paylaşabilir misiniz? Tansiyonun düşürülmesi noktasında atmayı planladığınız her hangi bir adım var mı?" sorusuna. Başbakan Erdoğan, soruya soru ile cevap vererek, "Ben önce size sorayım siz ne mesaj aldınız. Gazeteci olarak ne mesaj aldınız, ben sizden sohbetle bunu öğrenmek istiyorum?" dedi.
Bana göre Başbakan topu penaltı noktasına dikti. Muhabirin önemli bir soru sorması, "Dün belediye Başkanı Topbaş'ın söylediği gibi, 'Doğru anlatamadık. Yanlış davrandık. Otobüslerin rengi ve vapurların seçiminde olduğu gibi önce kent sakinlerine danışmalıydık' dediği gibi olayları yumuşatıcı bir söyleminiz olamaz mıydı? Yada yanınızda oturan Başbakan yardımcınız Arınç'ın olaylar sonrasındaki polisin gaz kullanarak müdahalesini kınayan, söylemi benzeri bir açıklama yaparak, daha yatıştırıcı bir tutum alamaz mıydınız?" demesini beklerdim. Ama muhabir bu soruyu sormadı/ soramadı…
Başbakan'a yanıt bir saat kadar sonra sanki Cumhurbaşkanı Gül'ün açıklamasında yer aldı:
"Demokrasilerde halkın iradesiyle her şey ortaya çıkar. Ama demokrasi sadece seçim değildir, mesaj alınmıştır. Seçimlerin dışında da farklı görüşler, farklı durumlar, itirazlar varsa, bunlarında çeşitli yollarla dile getirilmesinden daha tabi de bir şey olamaz. Barışçı gösteriler de tabi ki bunun bir parçasıdır. İyi niyetli olarak verilen mesajların hepsi alınmıştır. Bunların muhakkak ki yeri geldiğinde gereği yapılacaktır."
Bütün bunlar yöneticilerin dün söylediğim gibi demokrasiyi bir "Çoğunluk" rejimi olarak tanımlamayıp, en küçük gruplarında haklarını arayabildiği bir "istişare ve katılım" rejimi olarak algılamasını gerekli kılıyor.
İşte bu nedenden "Gezi parkı" protestoları karşısındaki tutumu nedeniyle yönetim içerden ve dışarıdan en sert şekilde eleştirilerek demokratik kuralları yerine getirmesi, itiraza olanları dinleyip istişare etmesi öneriliyor.