Muğla öncülük edebilir

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]



Bizim bir  "mevlidhan ekebimiz"  vardı; ülkenin her yerinde reel ekonomin temelini oluşturan işletme sahiplerine "ne yapmaları"  gerektiğini anlatırdık… O, toplantıların  işlevsiz olduklarını söylersem haksızlık ederim. Zamanın ruhuna uygundu, değişen dünyada insanların "üretim olgusuna" nasıl bakmaları gerektiğine ilişkin "farklı şeyler" anlatma işlevini yerine getiriyordu.

Ülkemizde 1980'lı yıllarda   "ithal ikameci sanayileşme"  politikası terkedildi; işyerleri küresel pazarlara açılmaya başladı. Daha çok yurtiçi talebe yönelik üretim algısı değişti; dışa ve dünyaya açılma hızlandı. Rekabet, üreticileri iyice zorlamaya başladı… İşyeri sahiplerinin, genel ve kategorik anlatımlardan çok, ayakta durmaları için ne gibi önlemler alınması gerektiğini öğrenme ihtiyaçları arttı.  Bizler de oturup yaptığımız işin " maliyet-yarar analizini"  yaptık. Toplantıların yapısını ve işlevini değiştirdik: Gittiğimiz yörede salonları dolduran kalabalıklarla konuşma yerine, belli konularda söyleyecek sözü olanları bir araya toplayarak, ülkenin derinliğinde yaşananları "anlamaya" çabalıyoruz. Muğla'da da bir masanın çevresinde toplanan kanaat önderlerinden bazı şeyler öğrendik.

Sorunları  herkes biliyor

Muğla'da toplantıya katılan kanaat önderlerinin anlatımından çıkardığım dersleri ve ulaştığım sonucu okuyucu ile paylaşacağım. Batı Akdeniz Havzası'nda sorunları herkesin çok iyi bildiğini, bilmenin ötesinde düzgün bir anlatımla da yansıttığını, bunun çok önemli bir nitelik gelişmesi olduğunu duyurmak istiyorum. Ayrıca, Muğla'dan Kırıkkale'ye, gittiğimiz yerlerde, bütünlüğü olmayan, birbiri ile çelişen, malumatfuruşluk çizgisini aşamayan haber, yorum ve analizlere yönelen eleştiri  dozunun hızla arttığını gözlemek geleceğe olan umudumuzu artırıyor.  İnsanımızın hayata bakışında  "faz değişikliği"  oluyor; gelecek günlerde başta siyasi irade olmak üzere herkesi, hepimizi zorlayacak  gelişmeler iyiden iye hayra alamet şeyler.

Muğla'da kanaat önderlerinin altını çizdikleri  sorunları ve önerdikleri çözümleri 10 alt başlıkta toplayabiliriz:

1. Muğla'da çok net olarak bir seçim yapılmış: Batı Akdeniz Havzası'nda turizm, tarım ve madencilik geleceği yaratmanın üç sektörü olacak. Yörenin en önemli ekonomik etkinliği olan turizmde bu aşamadan sonra alınması gereken  önlemler var. Öncelikle turizmin belli mevsimlere yoğunlaşmasını, yılın 12 ayına yayma gerektiği bir ortak kanı haline gelmiş.

2. Batı Akdeniz Havzası kamu kaynaklarından kış mevsimi nüfusuna göre pay alıyor; o nedenle altyapıları yaz mevsiminin  artan ihtiyaçlarına göre yapmak  mümkün olmuyor. Altyapı için tahsis edilen kaynak ile belli mevsimlerde ortaya çıkan ihtiyaç arasındaki "boşluk" önemli bir sorun olarak yöre insanını rahatsız ediyor.

3. Turizmde  "niceliksel gelişmeyi"  hızla  "niteliksel gelişmeye" taşımanın önemi üzerinde duruluyor. Ülkemize gelen turist başına gelirin artırılması için gerekli önlemlerin hızla alınması gerektiğinin altı çiziliyor.

4. Turizmle ilgili  "tanıtım eksikliğinin"  hızla tamamlanması isteniyor. Tanıtım konusunun dinamik bir anlayışla ele alınmasının yararlı olacağı belirtiliyor.

5. Planlanan "Karya'da yaşam: yürüyüş yolu"  projesinin turizmi çeşitlendirmesi ve iç kesimlere kaydırması bekleniyor. Bunun yanında havzanın uygarlığa katkısını iyi tanıtacak bir envanterin hazırlanması isteniyor. Arkeolojik kazılarla açığa çıkan tarihi eserler kadar, yörede toprak altında saklı duran eserlerin de belirlenmesi ve tanıtılmasının önemi üzerinde duruluyor.

6. "Yörük Ormanı ve Yörük Köyü" projesinin  yeni bir  ilgi alanı olması  bekleniyor ve bu konuda çabaların daha sıklaştırılması ve yaygınlaştırılması isteniyor.

7. Doğu Akdeniz Havzası'nda  "kıyısal ekonomi ile kırsal ekonomi"  arasında çelişki ortaya çıkıyor. Turizm öncelikli olan havzanın kıyılardaki gelişmesini kırsal iç kesimlere taşımak için bir  "Ana Plana"  ihtiyaç olduğunu herkes içtenlikle dile getiriyor. Bu plan içinde 1/100.000'den 1/ 1000 ölçekli uygulama planlarına kadar mekânsal planın da ivedilikle yapılmasının yararını herkesin kavradığı anlaşılıyor.

8. Yörenin gölet ihtiyacından yürüyüş yoluna, tarımsal üretim olanaklarından, özellikle doğaltaş-odaklı madencilik gelişmelerine bir "bütünlük" içinde ele alınmasının gereği anlatılıyor.

9. Yörede turizm tesisleri açılırken "ölçütlerin net olmaması", her önüne gelenin tesis açmasının yarattığı  " kalite  düşmesi"  ve  "fiyat rekabetinin olumsuzlukları" örneklerle sergileniyor.

10. Batı Akdeniz Havzası'nın  bir "kimlik tanımlaması"  yapmasının önemi, bu aşamada  "kimliksizliğin" yarattığı olumsuzlukların önlenmesi isteniyor. Yöre insanın  örgütlenme, eleştiri ve özeleştiri yapma ve "ortak akıl" yaratma konusunda daha çok çaba göstermesi isteniyor.

11. Proje-odaklı ortak akıl

Muğla'da   entelektüel algıdaki gelişmeyi  "sistem kurmaya" taşınmasının tam zamanıdır. Muğla'daki kanaat önderlerinin  "sistem  kurma" için  öncülük ve önderlik edebileceklerine  beni inandırdı.  Entelektüel kapasitedeki gelişmeleri sistem kapasitesi yaratmaya dönüştüremezsek, emeklerimizi tam verimde değerlendiremeyiz. Önerim çok yalın: Muğla' da özetle aktardığımız sorunlardan öncelikli olan 5'ini seçelim. Her birimini bir proje olarak ele alalım… Potansiyel talepleri, ulaşabilir ve erişebilecek hedefleri, yatırım için gerekli kaynakları, olası gelir-gider dengesini, kimlerini neden, hangi zaman aralıklarında sorumlu olacaklarını somutlaştıran çalışmalar yapalım… Bu, bir masa çevresinde, sektör özelinde bile olsa, "her şeyi konuşma"  aşamasını da hızla geçmeliyiz…  Sınırları ve çerçeveleri belli olan projeleri konuşma aşamasına geçmeliyiz… Düşleri düşüncelere, düşünceleri sağlam bilgilere, bilgileri projelere, projeleri uygulamaya, uygulamaları işleyen kurumlarla sürdürebilir kılmaya  taşımadan zenginlik üretilemiyor…
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar