Müfettiş gelmiş, hoşgelmiş...
Devletimizin müfettişiyle daha ilkokul sıralarında tanışırız. Okul yönetiminin hazırlığından, sınıf öğretmeninin telaşından, bizleri de korkuyla karışık bir heyecan sarardı. Öğretmenler zeki ve çalışkan öğrencileri soru gelebilecek ön sıralara yerleştirir, müfettişin göz hapsine en baştan sokardı. Doğal olarak da müfettiş öğretmenin başarısını öğrenci ile ölçeceği için ilk önce, ilk gözünün eriştiği öğrenciye soruyu sorar ya da kara tahtanın önüne çekerdi. Ahiret sorusu gibi sorular sormaya o kara tahtanın önünde başlardı. Dizlerimizin bağı çözüle çözüle, bildiğimiz soruları yapamazdık. Öğretmenin zılgıtı da teneffüste gelirdi tabii. O zamanlardandır Türk insanının müfettiş fobisi.
Hızlı tren Ankara-Eskişehir arası seferlere 2009 yılında başlayıp, aradaki mesafe 1.5 saate inince, Eskişehir'de Ankara'nın arka bahçesi gibi oldu. Hafta sonu alışverişleri, hadi bir akşam yemeği yemeğe Ankara'ya gidelimler, Ankara gece aleminde neler oluyor bir bakalımlara döndü muhabbet. Bunlar tabii olayın sevimli yanları. Eskişehir'den Ankara'ya işin dışında yapılan turistik seyahatler. Bir de Ankara'dan Eskişehir'e akanlar var ki o işte tam bir sıkıntı. Ankara'da ne kadar bakanlık müfettişi varsa, hem şu yeni yüzyılın gözde kentini görelim, görmeye gitmişken de bir iki yeri denetleyelim diye arka bahçelerine akmaya başlamışlar. Hızlı trende her gün bir müfettişe rastlamak mümkün olmuş, ben görenlerin yalancısıyım.
Son günlerde özellikle OSB'deki üretim tesislerine yaptığımız ziyaretlerde çok sık dile getirilmeye başlandı bu durum. Zaten, vergi ödül törenlerinde yapılan konuşmalarda "denetlenmekten iş yapamıyoruz, biraz nefes aldırın" söylemleri yerel ve oda yönetimlerinin konuk bakanlara ilettikleri bilenen bir sitemdir. Bu sitemin hızlı tren marifetiyle daha da arttığını gözlemlemek mümkün.
Denetlemek ve denetlenmek elbette kötü değil. Özellikle insan sağlığı ile ilgili üretim yapılıyorsa ve emek yoğun iş gücü barındırılıyorsa doğabilecek sorunları baştan göstermek ve önlemek adına denetlemek kadar doğal bir şey olamaz. Denetleyen de sonuçta yapması gereken görevi icra ediyor. Hem mali hem üretim konularını denetleyerek insanlığa hizmet veriyor. Lakin bunu yaparken, piyasa koşullarının getirdiği her türlü sorunla boğuşan üretici ve girişimcileri boğmadan, işlerine engel olmadan, çok çabuk giderilebilecek aksaklıkları bahane ederek üretim tesisini kapatmaya yönelik girişimlerde bulunmadan halledebilmek de gerekir.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof Dr. Yılmaz Büyükerşen bir sohbet sırasında, " o kadar çok müfettiş geliyor ki, artık rahat çalışsınlar diye müfettişlere oda tahsis ettim, onlar da belediye çalışanı gibi" demişti. Bu durumun en büyük kabahatlisi aslında Sayın Büyükerşen'in ta kendisi, bu kadar güzel, müfettişlerin bile ilgisini çekecek bir kent yaratmayacaktı...
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar