“Müdahale ettiğimiz bölgeyi tanıyalım..”
Bazı zamanlar dostu düşmanı tanımak için fırsat yaratıyor. Özellikle herkesin zaman göre değişen farklı menfaatlerinin bulunduğu bu bölgede.
Açıkçası ülkelerin bu tavrı, bu bölgenin insanlarının karakterini birebir yansıtmakta… Överken de yererken de ölçüyü kaçıran bölge insanı, aynı kişi için tersini yaparken hiç rahatsız olmaz. Sadece soylu duygulara sahip olanlar, utanıp sıkılırlar. Ancak, ne pahasına olursa olsun makam-mevki veya güç sahibi olmak isteyenler, kendilerinden daha güçlü gördüklerinin yanlışlarına aldırış etmezler. Bazen bulundukları yeri muhafaza için, bazen arzu ettikleri düzeni sağlamak için bunu yaparlar.
İsrail, ABD ve zaman zaman da Suudi Arabistan bölgede yaşayanların işte bu zaaflarından faydalanmakta. Filistin ve bazı Arap ülkelerinin Barış Pınarı Harekatı’yla alakalı çıkışlarını bu gerçekle beraber okumak lazım.
Bir zamanlar mağdur edildiği için, güçlendiği zaman mağdur etmeyi kendinde hak görenlerin coğrafyasıdır burası. Bu sebeple bölgedeki ülkeler bir türlü kalkınamazlar. İçinde yaşadıkları zamanın “en büyük, en geniş, en uzun, en pahalı” ne varsa onu yapmaya ya da sahip olmaya çalışırlar. Bu da olmazsa, tarihe dönüp bu sıfatlara uygun zamanlar bulup onunla övünmeye çalışırlar. Olmadı, tarihi uydurup baştan yaratırlar.
Başkalarının zenginliğini sürekli konuşanların coğrafyasıdır burası. “Buraları eskiden bizimdi” deyip bir zamanlar kendilerinin de zengin olduğunu anlatmaya çalışanlar çoktur burada. Ellerindekini neden kaybettiklerini hiç anlatmazlar. Belki utandıklarından, belki bilmediklerinden belki de hikâyenin tamamen yalan olmasından. Eğitimden çok, zenginliğe önem verenlerin coğrafyasında yaşadığımız için, en geçerli marifet zengin olmaktır çünkü. Yalanlar bile zenginlikle ilgilidir.
“Kurtardıklarımıza imrenmek bir tezattır..”
İşte bu sebeple yaşadığımız bölgede istikrarı sağlamak zordur. Hep fakirdir buraları. Fakirliğin istismarı ise, kolaydır. Doğru eğitim bir lükstür bu bölgede ve bunu fırsat bilen siyasetçiler sıkıştıkları her anda dini unsurları istismar aracı olarak kullanırlar. Bu sebeple 21. yüzyıla yakışmayacak siyaset modelleri hep bu bölgededir.
Bir borsa ve bir büyük stadyum ile vatandaşı meşgul edebilmek her zaman mümkündür. Önemli olan oy verenleri para kazanma hırsı ve futbol ile meşgul etmektir. Böylece insanlar yaklaşan büyük tehlikeleri fark etmezler ve bir anda sıcak çatışmanın ortasında bulurlar kendilerini. Halep’in eski halini bilenler şimdiki haliyle karşılaştırıp demek istediğimi anlarlar. Maalesef, bölgenin bir zamanlar sahip olduğu tüm güzellikler ve insani yaklaşımlar bugün yozlaşmıştır.
Türkiye kurduğu Cumhuriyetle beraber, bölgedeki bu olumsuz alışkanlıklardan Atatürk sayesinde azade hale geldi. Batı’ya baktığımızda birçok çarpıklıklar görüyoruz ama doğuda bizim için hiçbir şey yok. Bugün doğuya doğru bir askeri harekat yapıyorsak sebebini fazla araştırmaya gerek yok. İstikrarsızlığın kaynağının neresi olduğu belli. Önemli olan istikrarsızlığın kaynağı olan ülkelerdeki yaşantı tarzına, yönetim tarzına, siyaset tarzına Türkiye’nin imrenmemesi.
Hiçbir menfaat için böyle bir yanlışlığın içine girmemek lazım. Düzeltmek için canlarımızı feda ettiğimiz bir bölgenin sahip olduklarına imrenmek, tarifi mümkün olmayan bir tezattır.