Mucadele (1)
Enflasyonla Topyekun Mücadele (ETM) açıklandı ve benim kriz yazı dizisi yine geri kaldı. Okuyabildiğim kadarından aklımın erdiği kadarını anladım. Enflasyon ne demek? İşletmelerin ürün ve servislerine zam yapması demek. Enflasyon yüksek çıktıysa bu ne demek? İşletmeler ürünlerine yüksek fiyatlar koymuşlar demek. İndirsinler vesselam. Enflasyon da bitsin. İşte aritmetik mantığın gücü. İktisatçılar buna ne derler bilemem. Beni işletmeler ilgilendirdiği için ETM’nin değerlendirmesini iktisatçı dostlara bırakıyor işletmelere geçiyorum.
ETM’nin Web sayfasına da baktım. Hem orada hem de bazı basında çıkan haberlere bakarsanız işletmeler böyle bir şey bekliyorlarmış meğerse. TEM için açılan Web sayfasında ETM programında rica edilen %10 indirime iş insanlarımızın nasıl teveccüh gösterdiğini göreceksiniz. Aklınız neredeydi birader? Yani iş insanlarımız bunu fiyatlarını arttırmadan akıl edelerdi ya. ETM programına bakarsanız bu enflasyon probleminin sorumlusu işletmeler çözümü de onlar bulacaklar.
ETM’ye iş insanlarımızın yanı sıra onları temsil eden örgüt temsilcileri de destek veriyorlar. Hepsi sonuna kadar destek veriyoruz diyor. Anladığım kadarıyla bu sonuna kadar öyle ebediyete kadar falan değil iki buçuk aylık yani 2018 yılı sonu demek çünkü ETM işletmelerden yıl sonuna kadar katkı istiyor. Bir işveren grubu temsilcisi “Enflasyonla topyekûn mücadele sürecinde biz de elimizi taşın altına koymak, bu süreci en kısa zamanda atlatmak arzusundayız. Bu bizim her şeyden önce vatandaşlık görevimiz, toplumsal sorumluluğumuzdur. Biz birlik olup nice sıkıntıların üstesinden gelmiş bir milletiz. Bugün de bu sorumluluğumuzu yerine getirecek, kampanyaya elimizden gelenin en fazlasını yaparak tam destek vereceğiz...” diyerek ETM’ye canı gönülden destek sözü veriyor. Hızını alamıyor “Sayın Bakanımızın başlattığı hareket kelebek etkisi(2) yaratacak ve ülkece bu mücadele başarı ile sonuçlanacaktır. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki milletçe zorlukları kısa zamanda aşma kabiliyetimiz yanında kalkınma hedeflerimize ulaşmak için gereken kapasiteye de sahip bir ülkeyiz” diyerek devam ediyor.
Bu iş insanı taşıt alım satım ve konut inşaatı sektörlerini temsil eden biri olarak geçtiğimiz Ağustos ayında “Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine bankalar konut kredi faizlerinde indirimleri başlattı, çok da hayırlı oldu, şimdiden pozitif getirileri alınmaya başladı. Ancak otomotivde de aynısı yapılmalı, taşıt kredi faizlerinde yapılacak indirimler sayesinde araç satışlarında yaşanacak artışlar ekonomideki canlanmayı katlayacaktır...” demiş ve Aylık faiz bir yıla kadar olan vadelerde yüzde 1’in altına; daha uzun vadelerde de yüzde 1’e yakın düzeylere çekilirse...konutta olduğu gibi ertelenmiş alım taleplerini harekete geçirir, hem sıfır, hem ikinci el piyasayı canlandırır, bu canlanma da genel ekonomiye yansır” diyerek devam etmişti.
Geçen yıl banka kredileri otomotiv alımlarının yüzde 60’ını finanse ediyormuş. Bankalar da kullanılmış taşıt alımında 12-48 ay arasındaki vade ve aylık yüzde 1,22 - 1,55 arasında değişen faizle taşıt kredisi kullandırıyorlarmış. Ben bir baktım bugün taşıt alım kredileri aylık faizleri %3.20 ile %3.90 arası değişiyor. Şu sıralar 10 yıllık konut kredilerinin faizleri yılda %27 ile %34 arası oynuyor. Demek ki bu sayın iş insanının arzuladığı bazı şeyler pek olmamış. İnşallah bundan sonra ETM sayesinde olur .
Bir başka sektör işverenler gurubu temsilcisi “Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak tarafından açıklanan önlemlerin enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarı konusunda ekonominin beklediği güçlü etkiyi yaratacağına inanıyorum. Ürünlerde yüzde 10 indirim enflasyonun ineceğine olan inancın pekişmesine katkı sağlayacak” şeklinde konuşmuş. Enflasyonla mücadelede kısa vadede elde edilecek başarının, Türk Lirası’nda da istikrarın oluşmasını ve döviz kurlarındaki artışın durmasına ve sonrasında gerilemesine katkı sağlayacağını dile getiren bu iş insanı hemen ilave etmiş ve KDV iadelerinin hızlandırılacağı açıklamasını ise çok önemsediklerini ve desteklediklerini kaydetmiş. İhracatçıları temsil ettiği için de açıklanan programın ihracat odaklı olmasından da çok mutlu olduklarının altını çizmiş ve “Hükümetimizi sonuna kadar destekliyoruz, daima hükümetimizin yanında olacağız " diyerek(3) sözlerini noktalamış.
ETM bazı yazarları bu iş insanları kadar heyecanlandırmamışa benziyor. Bazıları ETM’nin kriz bahanesi ve kriz korkutmasıyla insanları daha ucuza ve daha çok çalıştırmak, kriz var diyerek devlet bütçesini yağmalayıp, halkın yararlandığı hastaneleri, okulları, ulaşım araçlarını kaynaksız bırakmakla suçluyorlar. Bu komünistler(4) ‘patronlarınenesesindeyiz.org’ isimli bir Web sitesiyle konuya taraf da olmuşlar. Anlaşılan komünistler işletmelerin enflasyonun sorumlusu olmanın ötesinde buna çözüm getirmek bir tarafa, tam tersine durumdan faydalanacak kadar sömürücü oldukları kanısındalar.
Diğer bazı doktrin taraftarı olmayan muhalif yazarlar ETM’nin bir göz boyamaca olduğunu söylüyorlar. Onlara göre her zaten hemen her şeye %30-%50’yi geçen zamlar yapıldı. Bundan sonra iki ay için %10 indirim istemek şaka gibi bir şey. Bu yazarlar indirim istenen ürünlerin seçiminde hinlik yapıldığını da ileri sürüyorlar. İddiaya göre TÜİK’in enflasyonu hesaplamakta 400’ü aşkın ürünün fiyatını hesaba katıyor. Bu ürünlerden 50 kadarı TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamının %50’sini belirliyor. İndirim istenen ürünlerin özelikle bu elli ürün arasından seçilmesinin yıl sonu enflasyon rakamlarını yıl sonuna kadar etkileyip “gördünüz mü? işte enflasyon düştü” diyerek siyasi kar çıkarma hinliği olduğunu yazanlar da var.
Beğenen var, beğenmeyen var. Bermutat fikir muhtelif. Ancak açıklamalara göre enflasyonla mücadele fiyat artışlarını durdurmak hatta geriye çekmek demektir. Bunun için fiyat arttırmak isteyen işletmelere “yapma arkadaş” denilecek. Zabıta, polis hatta muhbir vatandaşlar fiyatları takip edecek. Benim çocukluğumda ‘narh’ diye bir laf vardı. Siyasi otorite enflasyonla mücadele ederken ETM gibi rica etmez emrederdi. Derdi ki “Arkadaş bundan kelli ebegümecinin demeti 25 kuruşu geçmeyecek. Geçerse tüm hışmım üstünüze olur.” Artık o günler geçti. Devri istibdat bitti. Devri hürriyetteyiz şimdi. Bakın artık bankacılık denetleme kurulu tavsiyede, hazine ve maliye ricada bulunuyor. Diğer taraftan fiyatlarda yıl sonuna kadar olmak üzere en az %10 indirim yapanlara en az “aferin sana” ödülü verilecek.
Şimdi işletme yöneticisi kardeşlerim ne yapsınlar. Bu milli savaşa katılsınlar mı yoksa kardeşim ben keyfimden mi zam yapıyorum? Bu enflasyon denilen sıkıntının mimarı ben miyim ki çözümü bana fatura ediliyor? Fiyatını devletin belirlediği bir sürü mal ve hizmet var onlarda neden indirim yapılmıyor? Ben zaten zor bela ayakta duruyorum. İndirim falan derken batarsam bunca işçinin, çalışanın ailelerine kim bakacak? Diyerek bu milli davanın dışında mı kalsın? Elbette damarlarında asil kan dolaşan her Türk (veya Türkiye’ye yatırım yapmış Türk sayılan yabancı) gibi bu milli kurtuluş mücadelesine 2018 sonuna kadar katılacaklar. 2019 yılında ne mi yapacağız. Onu o zaman düşünürüz.
Bazı iktisatçılar ülkemizde stagflasyon var diye bağırıp çağırıyorlar. İngilizce durgun demek olan ‘stagnant’ ve enflasyon kelimelerinden türetilen bir terim olan stagflasyon işlerin yavaşladığı veya gerilediği, üretimin düştüğü, ve işsizlik oranının yükseldiği bir ortamda fiyatların düşeceğine arttığı durumlara verilen bir isim. Anlaşılan rica ile enflasyonu, BBDK tavsiyesi ile de durgunluğu halledeceğiz.
Neyse ben de sizlerden rica ve tavsiye ediyorum. Lütfen.
Sağlıcakla kalın.
1- ETM için açılan Web sayfası ‘enflasyonlamucadele.org.tr’. Webde malum dil İngilizce dolayısıyla ü harfi yok onun için mücadele ve mucadele yazılıyor)
2- Kelebek etkisi, bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen addır. Edward N. Lorenz'in Kaos Teorisi çalışmaları ile ilgilidir.
3- Bu iş insanımız iktidar partisinin o ildeki teşkilatında da görevliymiş. Tam tarafsız olmayabilir.
4- Türkiye Komünist Partisi